HAKSÖZ-HABER
Hamas’ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları tarafından başlatılan “Aksa Tufanı” isimli operasyon bütün dünyanın gündeminde. Siyonist çete operasyon karşısında ne yapacağını bilemezken dünyanın dört bir yanından Müslümanlar, Filistin’deki direnişe desteklerini gösteriyorlar.
Mavi Marmara Derneği, İHH ve Özgür-Der’in çağrısıyla Fatih Camii’nde toplanan topluluk, Aksa Tufanı’na olan desteklerini yinelemek için bir araya geldi. Grup adına sunuş konuşmasını gerçekleştiren Murat Ayar, Müslümanların işgali hiçbir zaman kabul etmediğini Hamas tarafından başlatılan operasyonunun da bunun en açık göstergesi olduğunu söyledikten sonra sözü Özgür-Der Genel Başkan Yardımcı Kenan Alpay’a verdi.
Direnişçiler için dua edilmesi gerektiğini ifade ederek sözlerine başlayan Kenan Alpay, Gazze’deki direnişçilerin Gazze’nin ötesindeki işgal edilmiş topraklara geçerek gerçekleştirdikleri operasyonun çok boyutlu yapısına dikkat çekti.
“Aksa Tufanı isimli operasyon Filistin direnişinin, Gazze’yi kuşatan ve Siyonist işgalciler tarafından Kibutz olarak tanımlanan yerleşim birimlerindeki askeri üsleri, karakolları kapsayan boyutlara ulaştığının kanıtıdır. Binlerce asker ile değil takriben 50 tane mücahidle gerçekleştirilen bir operasyonun işgalcilerin yüksek teknolojiye sahip, maliyetli savunma sistemlerini yerle bir ettiğini görmek lazımdır.”
Filistinli direnişçilerin “İsrail topraklarına sızdığı” yönündeki söylemlerin hatalı ve yanlı olduğunu belirten Kenan Alpay, mücahidler tarafından gerçekleştirilen operasyonun işgal altındaki Filistin topraklarını tamamen özgürleştirme idealine sahip olduğunun altını çizdi.
“Filistin topraklarının nasıl talan edildiğine bütün dünya şahitken gerçeklerin üstünü örtmek isteyenler işgal çetesinin zulmünü görünmez kılma peşindeler. Filistin’deki kardeşlerimiz ise Aksa Tufanı ile Siyonizmin kalbine bir hançer saplayarak bu planları alt üst etmiştir. Aynı zamanda bu operasyon Müslümanların bir geri çekilişte veyahut her zaman savunma pozisyonunda olduğu algısına karşı tıpkı Afganistan ve Karabağ’da olduğu gibi çok sağlam bir cevap olmuştur. Tıpkı Afganistan’daki gibi Filistin’de de zorbalar silahlarını dahi geride bırakarak birbirleriyle yarışırcasına kaçmak zorunda kaldılar.”
Türkiye’de yoğun bir milliyetçi, ırkçı kampanya olduğuna dikkat çeken Alpay, algı operasyonu peşindeki ırkçı çeteler yüzünden toplumun Suriyeli ve Filistinli kardeşlerimizin sorunları ve gündemlerinden uzaklaştığını vurguladı.
“Önce kalplerimizden ve zihinlerimizden milliyetçilik zilletini uzaklaştırmamız gerekiyor. Kafirlerin ve zalimlerin acziyetini görmemizi engelleyen bu tarz düşünceler yüzünden kendi çabalarımızı ve Allah’ın bizler için vaat ettiği zaferi unutuyoruz. Biz Netanyahu’nun, Biden’in, Putin’in kudretinden değil sadece ve sadece Allah’ın kudretinden ve azametinden emin olup Allah’ın yolunda mücadele etmeye devam ettikçe bize zillet yaklaşamayacaktır!”
Son olarak Aksa Tufanı’nın herkese “İsrail’le anlaşmaktan başka çaremiz yok” söyleminin ne kadar içi boş bir yaklaşım olduğunu gösterdiğini belirten Kenan Alpay’ın ardından sözü Mavi Marmara Derneği İsmail Songür aldı.
Filistin’de Yahudi olmayan hiçbir kimseye yaşam hakkı tanınmadığını vurgulayan Songür, Gazze’de insanlığın gördüğü en büyük açık hava hapishanelerinden birisinin inşa edildiğini belirtti.
“Son yüzyılda işgal güçlerinin saldırısı sonucu binlerce Filistinli şehit edildi. Milyonlarca kadın eşini ve evlatlarını israilin hukuksuz saldırıları sonucunda şehit verdi. Çiftçilerin ekinleri talan edildi. Netanyahu hükümetinin aldığı kararlar doğrultusunda Filistin’de Yahudi olmayan hiçbir sivile yaşam hakkı tanınmadı. Gazze’nin etrafına ördüğü yüksek duvarlar ile son yüzyılın en büyük açık hava hapishanesini inşa etti. İsrailin ‘ölmesinler ama yaşamasınlar da’ diye adlandırdığı ambargo neticesinde yarım milyondan fazla hasta yeterli sağlık hizmeti alamadığı için hayata gözlerini yumdu.”
Siyonistlerin başlattıkları şiddet ve katliamın yıllardır Filistin’e kabus gibi çöktüğüne dikkat çeken İsmail Songür, Aksa Tufanı ile işgal çetesine anladığı dilden cevap verildiğini ifade etti.
“İsrail her zaman kan, gözyaşı ve baruttan beslendi. Şimdi israilin anlayacağı dilden cevap verme vaktidir. Şunu çok iyi biliyoruz ki bu ateş israilin başlattığı ve bir bumerang etkisiyle kendisini yakacak bir ateştir. Filistinli direniş gurupları israilin vahşi politikalarına karşı sivilleri hiçbir zaman hedef almamış ve sadece askeri unsurlara saldırılarda bulunmuştur.
Şunu iyi bilmek gerekir; Gazze yakınlarında konuşlanan tankların, mayınların ve ağır makineli silahların orada ne işi bulunmaktadır? israilin sivil yerleşim bölgesi olarak adlandırdığı bu bölgeler sivil değil, tamamen askerlerin kontrolünde olan ve Filistin’e ait olan topraklardır.”
İsmail Songür, Aksa Tufanı’nın meşru müdafaa olduğunu belirtirken bu topraklarda bir meşruiyeti bulunmayan işgal rejiminin yok olmaya mahkum olduğuna değindi.
Aksa Tufanı neredeyse bir asırdır pençelerini Filistin topraklarına geçiren apertheid rejimi israilin uyguladığı zulüm ve işgal politikasına karşı bir başkaldırıdır. Bu başkaldırı Rachel Corie’nin, Muhammed Durra’nın, Ahmet Yasin’in, Mavi Marmara şehitlerinin ve israilin acımasızca katlettiği tüm şehitlerin bitmeyen hesabıdır.
İsrail son günlerde Nablus, Cenin, Gazze ve Filistin’in tüm bölgelerine karşı uyguladığı bu kafatasçı rejim artık yıkılmaya mahkumdur. Filistin içerisinde direniş gösteren tüm kardeşlerimize buradan desteklerimizi gönderiyoruz.
Mavi Marmara Derneği Başkanı İsmail Songür’ün ardından sözü alan Genç İHH Başkanı Muhammed Cihat Çelik, Filistin’deki direnişin Müslümanları sevince boğduğunu ifade etti.
“Bu sabah hepimizin göğsünü genişleten bir gelişme ile uyandık. Öyle bir gelişme ki bizleri sevince boğarken zalimler ise hüzne gark oldu. En temel yaşam haklarından mahrum bırakılan Filistinli Müslümanların ortaya koydukları direniş bütün Müslümanların umutlarını yeşertmiştir. Kurulduğu günden beri hiçbir hukuki kaideye riayet etmeyen işgal çetesi çocuk ve kadınları öldürmekten geri durmadı.”
İşgal rejimin yakın zamanda Cenin ve Nablus’taki katliamlarını hatırlatan Muhammet Cihat Çelik, zulmün işgalciler için değişmez bir gerçeklik olduğunu vurguladı.
“Sözde ‘sivil’ olarak tanımladığı yerleşimcilerle adım adım Filistin topraklarını işgal eden Siyonist çete bugün aldığı dersle kendi eliyle yapıp ettiklerini hatırlamış oldu. Filistinli Müslümanların sabırla ördükleri direniş bütün Müslümanlara örneklik teşkil etmektedir. Sivillerin hedef alındığı yalanlarıyla işgal çetesi ve destekçileri işledikleri suçların üstünü örtemez. Bizlerse bu tarz manipülasyonlara karşı tıpkı burada olduğu gibi her yerde Filistinli kardeşlerimiz için hakkı haykırmalıyız!”
Eylemde "Siyonist Kuşatmayı Kıran Aksa Tufanı'na Bin Selam", "Gazze Siyonist Katillere Mezar Olacak, Yaşasın Filistin İslami Direnişimiz", "Mescid-i Aksa Onurumuzdur", "Yürü Kardeşim Ayaklarına Kudüs Gücü Gelsin" yazılı pankartlar taşınırken; "Aksa Tufanı Siyonizmi Yenecek", "Yaşasın Filistin Direnişimiz", " Humusta Gazze'de Direniş Her Yerde", "Hamas'a Selam Direnişe Devam", "Zalimler İçin Yaşasın Cehennem", "Yaşasın Ümmet Dayanışması", "La ilahe illallah İsrail aduvvullah", "Yaşasın Küresel İntifada" sloganları atıldı.
İbrahim Güleryüz’ün duasının ardından eylem sona erdi.