Siyonist işgalcinin imdadına yetişen Sisi idam kararlarıyla kime mesaj veriyor?

Ahmet Varol, Hamas heyetinin Kahire'de olduğu bir vakitte verilen idam kararlarının Filistin direnişine verilmiş bir mesaj olduğunu vurguluyor.

Ahmet Varol / Yeni Akit

Cuntacı Sisi’den yine sinsilik

Siyonist katillerin özelde Gazze Şeridi’nde genelde ise Filistin’in her tarafında katliamlar yaptıkları, Gazze’de kuşatmaya aldıkları insanları korkunç bir şekilde açlığa mahkum ederek açlıktan ölümlere sebep oldukları, bütün İslam âleminin burada yaşananların acısını kalbinde hissettiği dolayısıyla dünya gündemini siyonist vahşetten kaynaklanan insani krizin meşgul ettiği sırada Mısır’daki Sisi cuntası fırsattan yararlanmak istercesine Müslüman Kardeşler cemaatinin 8 lideri hakkında idam cezası verdi. Sisi’nin uzaktan kumandalı sözde Devlet Güvenlik Ceza Mahkemesi ayrıca 37 kişiye müebbet, 6 kişiye 15’er yıl, 7 kişiye de 10’ar yıl hapis cezası verdi.

Ceza kararının tam da Gazze’de ateşkes sağlanması için aracılar vasıtasıyla Mısır’ın başkenti Kahire’de Hamas heyetiyle görüşmelerin sürdürüldüğü günlere denk getirilmesinin de tesadüf olduğunu sanmıyoruz. Bize göre bunun iki önemli amacı var. Biri bu konuda tepki gösterebilecekleri ve tavır koyabilecekleri siyasi durumun ve şartların hassasiyetinden dolayı susmaya zorlamak. Diğeri de ateşkes görüşmelerinden Filistinliler lehine bir sonuç çıkması beklentisi içinde olanların heyecanlarından dolayı Sisi cuntasının mahkemesinin vereceği kararın ikinci kez geri plana itileceğinin düşünülmesi. Yani cuntacı diktatör kendisinin idam kararlarının hem Gazze’deki büyük felaketin hem de ateşkes görüşmeleriyle ilgili heyecanın gölgesinde kalacağını hesaplamıştır.

Gazze’yi kuşatmaya alarak burada 2 milyon 300 bin civarında insanı açlığa mahkum eden siyonist canavarların ablukasının yarılması için işe yaraması mümkün olan Refah Sınır Kapısı’nın kullanılmasına çok kısıtlı miktarda izin veren, bu konuda siyonist işgalcilerin tehditlerinden korktuğunu söyleyen Sisi cuntası en başta kendisinin işgalci siyonistler karşısında acziyetini ilan etmişti. Ama onun bu tutumunun sadece acziyetten değil aynı zamanda ihanetten kaynaklandığından şüphe etmiyoruz.

Siyonist işgalciler ve ABD karşısında acziyetini açıktan ilan etmekten çekinmeyen cuntacı diktatör, yönettiği ülkenin halkının büyük bir kesiminin desteğine sahip, bu ülkenin ilk serbest seçimlerinde de çoğunluğun oyunu alarak cumhurbaşkanlığını kazanmış bir siyasi hareketin liderlerine idam cezasını vermekte son derece cüretkâr davranabiliyor. Ama her şeye rağmen, dünyadan gelebilecek tepkilerin önünü kesmek, gelirse de etkisiz olmasını sağlamak için siyonist katillerin Gazze’de gerçekleştirdikleri korkunç katliamı ve aç bırakma politikasının sebep olduğu toplum psikolojisini bir fırsat olarak değerlendiriyor.

Aslında Rabia katliamı gibi korkunç bir katliamın baş sorumlusu Sisi’nin ruh itibariyle Netanyahu’dan pek farklı olduğu söylenemez. Zaten siyonist katiller şimdiye kadar gerçekleştirdikleri katliam ve saldırılarda, İslam dünyasındaki ve özellikle Arap dünyasındaki diktatörlerin, zalimlerin suçlarını, cinayetlerini ve katliamlarını dayanak olarak kullanmıyorlar mıydı? Yani bütün bu zalimler ne yazık ki İslam dünyasının kalbine bir hançer gibi saplanmış olan siyonistlerin önünü açmış ve onların mesnet olarak kullanabilecekleri örnekler oluşturmuşlardır.

Arap dünyasında siyasi değişim sürecinden dolayı siyonist işgalcilerin paçalarının tutuştuğu sırada Sisi, Mısır’da gayri meşru darbesini gerçekleştirmek suretiyle onların imdadına yetişmedi mi? Onun böyle bir darbe yaparak Mısır’da yönetime el koymasıyla ve halkın siyasi özgürlüğe kavuşmasının önüne geçmesiyle siyonist işgalciler rahat nefes almışlardı. Bunu siyonistlerin gazeteci ve yorumcuları kendilerinin muhtelif medya organlarında çok açık bir dille ifade etmişlerdir.

Dün siyonist işgalcilerin imdadına yetişen cuntacı Sisi bugün, onlar tarafından ablukaya alınarak aç bırakılan ve ölüm tehdidiyle karşı karşıya gelen milyonların imdadına yetişmek için Refah Sınır Kapısı’nı açma cesareti gösteremiyor. Ama halkın çoğunluğunun desteğini elde etmiş bir siyasi hareketin liderlerini idama mahkum etmede oldukça cesaretli davranabiliyor.

Yorum Analiz Haberleri

“BM Siyonizm'i ırkçılık saysın”
Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası
"Mustafa Kemal'in askerleri"ne ne zaman dur diyeceğiz?
Gazze katliamı ve Hasbara’nın iflası