Star gazetesine Siyer Dersleri’ni anlatan Yıldırım şunları söyledi: “Bir siyer kitabı okuduğumuz zaman sanki Peygamber Efendimizin hayatı savaşlarda geçmiş gibi bir algı oluşuyor okuyucuda. Evet, bunlar da önemli, her bir savaş bir mekteptir. Ama bir toplum inşa ediyor Peygamberimiz. Orada kardeşlik, muhabbet, marifet, ilim, irfan, istikrar istikamet var. Efendimizin hayatından ne, nerede, ne kadarsa bizim yansıtmak istediğimiz de o.”
Röportaj: Kemal Gümüş / Star Gazetesi
İslâm’ın temel kaynakları Kur’ân ve Sünnet’tir. Hz. Muhammed (s.a.v)’in hayatı İslam tarihi boyunca Müslümanların Kur’an-ı Kerim’den sonra gelen temel bilgi ve yaşam rehberidir şüphesiz. Kur’ân vahyin mesajlarını, sünnet ise Hz. Muhammed’in söz, fiil ve takrirlerini içerir. İslâm dininin eksiksiz ve doğru anlaşılması, Hz. Peygamber’in ve onun davranışlarının anlaşılmasıyla mümkündür. Tarih boyunca Hz. Muhammed’in tanınması ve anlaşılması gayesiyle muhtelif coğrafya, kültür ve dönemlerde farklı tasavvurlar oluşmuş ve zamanla bu konuda geniş bir literatür meydana gelmiştir. Günümüzde de Rasûlullah’ın hayatını yeniden okumak, düşünmek, anlamak ve anlatmak ihtiyacı artarak devam etmektedir. Hz. Peygamber’in doğru anlaşılması hususunda ilk adım, O’nun hayatının ve davranışlarının sağlam kaynaklardan sahih bilgilere dayanılarak ortaya konulmasıyla mümkün olur. Bu maksatla Muhammed Emin Yıldırım tam 15 yıl sürecek Siyer Dersleri başlığıyla bir program başlattı. Muhammed Emin Yıldırım’ı 1999’da Sultangazi’de tanıdım. İstanbul’a gelmeme sebep olan oydu aslında. Gençlere Peygamber Efendimizin hayatını anlatıyor, ileride büyüyecek siyer sohbetlerinin zincirlerini örüyordu. O küçücük halkanın içinde ben de vardım. Muhammed Emin Yıldırım’ın öncülük ettiği o siyer sohbetleri halkası bugün binlerce insanın katıldığı dev organizasyonlarla devam ediyor. O küçük sohbet halkalarını anlatırken tatlı ve nüktedan üslubuyla gençlerin gönlünde taht kuran Abdulcebbar Savaş’ı unutmam mümkün değil. Muhammed Emin hoca Peygamber sevdasını nakış nakış gençlerin yüreğine işlerken, Abdulcebbar abi de hem mahalledeki fakir fukarayı gözetir hem de gençlerle ilgilenirdi. Fedakar birkaç iman ehlinin çabalarıyla o gün mütevazi bir mekanda Muhammed Emin Yıldırım’ın başlattığı Siyer halkaları bugün Siyer Vakfı bünyesinde geniş kitlelere ulaşarak devam ediyor. Siyer sohbetlerine ve araştırmalarına çocuk denilecek yaşlarda başlayan Yıldırım, 2009 yılında kurulmasına öncülük ettiği Siyer Vakfı ile Siyer-i Nebi’ye dair dünyadaki en kapsamlı çalışmalara imza atmayı başardı. Peki, nasıl başladı ve neler yapıldı? Muhammed Emin Yıldırım ile kutlu siyer yolculuğunu konuştuk…
Siyer yolculuğunuz ne zaman ve nasıl başladı?
1980’li yılların sonundan itibaren İslami ilimlere karşı bir ilgim oluştu. O zamanlar Hz. Peygamber’in hayatını anlatan kitaplara, sahabelerin hayatlarını anlatan kitaplara karşı bir ilgi oluştu yüreğimde. Tabi o dönemler çok çorak zamanlardı, kitap yoktu, kaynak azdı. Elhamdülillah 90’lı yıllardan sonra İstanbul’a gelince hem İslami ilimlere vukufiyet itibariyle hem de kaynaklara ulaşma noktasında bir imkân buldum.
25 TEMEL SİYER KAYNAĞI YAYINLANACAK
İşin içerisine girdikçe temel hadis kaynakları, tarih kaynakları ile Siyer kaynaklarının dışında; bir edebiyat kitabı, bir kelam kitabı veya bir fıkıh kitabında bile Peygamber Efendimizle ilgili çok önemli bilgilerin olduğunu gördüm. Bunu fark edince, keşke bir merkez kurabilsek, ulaşabildiğimiz kadar kaynağa ulaşsak ve kaynakları ciddi bir şekilde okuyup tetkik ettikten sonra anlaşılır bir şekilde Peygamber Efendimizi topluma anlatabilsek diye düşündük.
Böyle bir arzu oluşunca, 2000’lerde başlayıp yaklaşık sekiz yıl sürecek araştırmalar yaptık. Yaptığımız araştırma neticesinde 2009’da Siyer Araştırmaları Merkezi’ni kurmaya karar verdik, 2010’da faaliyete başladık. 2013 yılında da Uluslararası Siyer Eğitim ve Araştırma Enstitüsü’nü, çalışmaları uluslararası camiaya taşımak ve akademik çalışmaları artırmak amacıyla kurduk. Türkiye’deki hatta dünyadaki İslam tarihi ve siyer alanında çalışan tüm insanların da katkısıyla daha ileri noktalara götürülmesini amaçlıyoruz.
Peki, Siyer ile ilgili bir külliyat oluştu mu?
Elhamdülillah çok önemli kaynakları içeren ciddi bir külliyat oluştu. Yayınlananlar oldu ve yayınlanacak olanlar var. Mesela en temel siyer kaynağı olan İbni Sa’d’ın Tabakat’ı 11 cilt şeklinde Türkçe’ye çevrildi. Ana bir kaynak ve bu kaynağın Türkçe olarak yayınlanması önemli bir şeydi. Şu anda piyasada var. Temel bir siyer kaynağı olan İbni Hişam’ın Sire’sinin çevirisi bitti. Devamı da gelecek. Ana kaynaklardan 25 tanesini yayınlamayı planlıyoruz. Bu konuda kurulmuş yayın komisyonlarımız var.
110 AKADEMİSYENİN 12 YILDA YAZDIĞI İSLAM TARİHİ
Kasım ayının 14’ünde İslam tarihi alanında Türkiye’de ilk olacak bir çalışmamızı tanıtacağız. İslam Tarihçileri Derneği’yle beraber yürütülen, 110 akademisyenin görev aldığı ve tamamen telif çalışmaların oluşturduğu 15 ciltlik dev bir İslam tarihi çalışması bu. Hz. Peygamber’in doğumunun öncesinden Osmanlı’nın son sürecine kadar 15 cilt şeklinde çok güzel resimlerle, haritalarla yayınlanacak. Bu çalışmanın 12 yıllık bir süreci var. Projenin başında Prof. Dr. Mehmet Şeker hocamız var. Her ciltin editörleri ayrı. Bunlar bizim akademik çalışmalarımız.
15 YILDA DEV BİR SİYER KÜLLİYATI DAHA OLUŞACAK
Bir de özel çalışmalarımız var. Siyer derslerinin tanıtım toplantısında anlattığımız 15 yıl sürecek bir Siyer çalışması var. Bu çalışmanın yaklaşık 10 yıl önce başlayan bir ön hazırlığı oldu. Bu ön hazırlıkla beraber tamamen Hz. Peygamberin hayatı ekseninde ama öncesinden alarak, vefatına kadar olan süreci 15 yıl boyunca 5 kategoriye ayırıp ders olarak sunumu planlanıyor.
İNSANI ANLAMAYAN PEYGAMBERİ ANLAYAMAZ
Biz Siret-i İnsan diye başlatıyoruz siyeri. İnsan tam anlamıyla anlaşılmazsa Hz. Peygamber’in hayatı da anlaşılmaz. “Ben gelen elçilerin en son mührüyüm. Onların oluşturduğu tevhit mücadelesinin zirveye varmış haliyim.” diyor Hz. Muhammed. Peygamberimizin hayatını Siret-i Enbiya’dan ayırmadan okumalıyız. Bu yüzden ikinci başlık, Siret-i Enbiya.
Ondan sonra Efendimizin peygamberlik öncesi hayatı anlatılacak. Hicaz’da Mekke’de sosyal hayatı her boyutuyla ele alınacak. Siret-i Resul’de de Mekke dönemi var. Yedi yıl sürecek son bölümde Peygamberimizin Medine hayatını konu alacak. Peygamber efendimizin vefatına kadar olan süreci, bir İslam toplumunun inşası, Medine’de medeniyetin temellerinin atılması gibi konuları anlatıyoruz.
SİYER SADECE SAVAŞ EKSENİNDE OKUNMAMALI
Neden bilinen siyer çalışmalarının dışında bir metod izliyorsunuz?
Mevcut siyer kitaplarının büyük kısmının ekseninde savaş var. Bu da, meselenin mesaj boyutunu gölgede bırakıyor. Peygamberimizin Medine hayatı 10 yıl. O günkü şartlarda savaşlar aylar yıllar süren hadiseler değil. Bedir Savaşı bir günün sabahından öğle vaktine kadar olan sürede gerçekleşmiştir. Ama Medine’den çıkış Bedir’e varış, Bedir’de o savaşın gerçekleşmesi ve tekrar Medine’ye dönüş 20 gündür. Şimdi bir siyer kitabı okuduğumuz zaman sanki Peygamber Efendimiz’in hayatı savaşlarda geçmiş gibi bir algı oluşuyor okuyucuda. Evet, bunlar da önemli, her bir savaş bir mekteptir. Ama aynı zamanda bir toplum inşa ediyor Peygamberimiz. Orada kardeşlik, muhabbet, marifet, ilim, irfan, istikrar istikamet var. Çalışma bittiği zaman, 15 yılın sonuna geldiğimizde ortaya güzel bir siyer külliyatı çıkmış olacak.
MESAJLAR EKSİKSİZ AKTARILMALI
Efendimizin hayatından ne, nerede, ne kadarsa bizim yansıtmak istediğimiz de o. Özellikle çocukların eğitiminde Peygamber Efendimiz Mescidi Nebevi’de bir şeyler yapmışsa siyer sunumunda onun da yeri var. Efendimiz cahiliye döneminde adı olmayan kadına, sosyal hayatta yer açtı. Mescidi Nebevi’ye gelmelerini ısrarla istedi. Medine’de bayram namazları, Cuma namazları musalla denilen geniş alanlarda kılınırdı. Peygamberimiz hutbesini okuyacağı zaman gözünü gezdirir, “Falanca falanca hanım aranızda mı?” derdi. Ümmü Atiyye’nin kadınlar içerisinde bir ağırlığı vardı, Efendimiz özellikle onun hutbeyi dinlemesini ve kadınlara iletmesini isterdi. Bunları gözden kaçırarak oluşturduğunuz Siyer’de Peygamberimizin hayatı ve mesajı ister istemez eksik kalıyor. Biz bunların da ortaya çıkarılmasını istiyoruz.