Siyasetteki ‘Yeni İttifaklar’ Gündemi: İYİ Parti Cumhur İttifakına Dahil Olur mu?

Siyasetin gündemindeki ‘yeni ittifaklar’ meselesini mercek altına alan Mehmet Acet, İYİ Parti’nin CHP’ye yaptığı eleştirilerin ve Meral Akşener’in ‘anahtar’ açılımının AK Parti – MHP bloğuna dahil olma sonucunu getirip getirmeyeceğini tahlil ediyor.

Mehmet Acet’in Yeni Şafak’ta yayımlanan konuyla alakalı köşe yazısını (25 Eylül 2019) ilginize sunuyoruz:

Siyasette Yüzde 51 İçin Yeni İttifak Arayışları

Ağustos başında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı evinde ağırladıktan hemen sonra İyi Partililere “geri dönün” çağrısı yapıp şöyle demişti:

“Fiziken orada, fikren aramızda bulunan dava arkadaşlarımın müştereken karar alıp Milliyetçi Hareket Partisi’ne dönüşün tarihi sorumluluğunu yerine getirmeleri halisane ve samimi beklentimdir”

Bu çağrı şu ana kadar elle tutulur bir karşılık görmese de, Bahçeli’nin İyi Parti’yi Cumhur ittifakının bir paydaşı olarak kabul edebileceğine dair verdiği sinyal açısından dikkate değerdi.

Son günlerin dikkat çekici beyanatları ise, İyi Parti’den Millet ittifakındaki ortağı CHP’ye dönük ‘çantada keklik’ değiliz anlamına gelen çıkışlar biçiminde karşılığını buluyor.

Güçlü hitabet yeteneğiyle Meclis’te gösterdiği yüksek performans sonrası Parti Sözcülüğü’ne getirilen Yavuz Ağıralioğlu, birkaç gün önce CHP ile ittifakın geleceğini sorgulayan sözler sarf etti.

“CHP’nin her yaptığına ‘evet’ diyerek savunmuyoruz” dedi,

“HDP’ye kimi krediler açarak siyaset yapmanızı doğru bulmuyoruz, bu sizi 90’ların SHP’si gibi yapar, diyoruz” dedi, sonra da herkesin ne anlama geldiğini kolaylıkla fark edebileceği şekilde bombayı patlattı:

“CHP, HDP ile kurumsal olarak devam edeceğim diyebilir, tercihidir ama biz bu bileşen içinde olmayız”

Ağıralioğlu, Parti Sözcüsü olduğuna göre bu ifadelerinin Genel Başkan Meral Akşener’in de duruşunu yansıttığını düşünebiliriz.

Gerçi, parti yönetiminde görev yapmalarına rağmen bu durumdan habersiz oldukları anlaşılan, “HDP ile aynı bileşen içinde olmayız” sözlerinden rahatsızlığını aleni şekilde ortaya koyanlar da karşımıza çıktı.

Parti’nin ekonomi işlerine bakan, eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz örneğin.

Parti Sözcüsünün sözlerinin ardından sosyal medyada rahatsızlık/telaş karışımı bir duyguyla boy gösteren Yılmaz, Ağıralioğlu’nun açıklamalarını ‘menşınlayarak’ “Neler oluyor” diye sordu.

Evvelsi gün İyi Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu’nu aradım, Durmuş Yılmaz’ın yaptığı gibi “neler oluyor” diye sordum.

Söze “bir senedir benzeri açıklamalarda bulunduğunu” söyleyip, “Seçim meydanlarında “çocukların katillerinin oyuna talip değiliz” dediğini hatırlatarak başladı.

Devamında yine CHP’ye dönük eleştirilerini sıralayarak;

“CHP’nin rehini değiliz”,

“Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” düşüncesinde değiliz”,

“Toptan kabul, ya da ret cephesi değiliz” gibi cümleler kurdu.

Devamında Ağıralioğlu’na “peki bu yeni durum, CHP ile ittifakı bitireceğiniz, Cumhur ittifakına yöneleceğiniz anlamına mı geliyor” diye sordum.

Sözün burasında, ağızdan çıkanın bağlayıcılığına karşı gösterilen ‘temkin dilini’ karşımda buldum:

“Hanımefendinin (Meral Akşener) duruşu üzerinden yanıt vereyim. Parlamenter sisteme geçiş ya da mevcut sistemde ‘denge/denetleme/frenleme’ mekanizmasını güçlendirecek türden bir çalışma olursa böyle bir yönelim olabilir”

Meral Akşener, geçtiğimiz günlerde “anahtar partiyiz” sözleriyle partisinin ‘yeni ittifaklara kapı araladı’ şeklinde yorumlanan bir ifade kullanmıştı.

Bu söz üzerine Saadet Partisi Genel Başkanı Temele Karamollaoğlu ile bir polemik de yaşadı.

Karamollaoğlu, “anahtar var, maymuncuk var” diye eleştiride bulununca Akşener, “Maymuncuk kapıları açar. Biz anahtarız, hem açar hem kilitleriz” diye cevap verdi.

İyi Parti’den yükselen, bir tarafıyla “çantada keklik değiliz” mesajlarıyla, öbür tarafıyla “hem açar hem kilitleriz” sözleriyle yeni yönelimlere açık kapı bırakan bu seslerin Ak Parti çevrelerinde de tartışıldığını söyleyebilirim.

Bir taraftan “İyi parti bizim ittifaka katılsa, taban buna ne kadar uyar” sorusu soruluyor, öbür yandan, İyi Parti’nin Millet ittifakından kopmasının her durumda yüzde 51 denklemini kendi lehlerine değiştirebileceği konuşuluyor.

Ufukta bir erken seçim gözükmüyor.

Dolayısıyla önümüzdeki dönem için ‘hızlandırılmış bir ittifak trafiği’ yaşanması pek ihtimal dahilinde gözükmüyor.

Ancak, İyi Parti’nin “HDP varsa biz artık yokuz” anlamına gelen, bundan sonra son iki seçimde olduğu gibi olmayacağına delalet eden yeni duruşunun siyaset matematiği için yeni bir atmosfere tekabül ettiği de bir gerçek.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!