Fatih Demir / HAKSÖZ HABER
Türkiye’de gelmiş geçmiş tüm parti liderleri söylemlerini zamana ve mekâna göre değiştirdiler. Bu durumu 'politikanın gereklerinden' biri olduğunu dile getirerek de savundular. Kimi zaman ise bir konuda daha önce hiçbir şey söylememişler gibi davranmayı tercih ettiler. Son yıllarda Kılıçdaroğlu geçmişe adeta sünger çekmiş, yeni bir başlangıç yapmış gibi söylemler üretmekte. Yine bir politika mı yürütülüyor yoksa iktidarı ele geçirmek için her yol mübah gibi mi davranılıyor?
Geçmişini bir defada silip atmak Türkiye’deki liderlerin klasik bir özelliği olarak ön plana çıkıyor. Geçmişte yapılan hatalardan ders alındığı söylenerek ilerlenmeyen hiçbir söylem tutarlı kabul edilemez. Seslenilen kitleler de bunu unutmuş gibi yapabilirler ama unutmayan ve yeniden hatırlayanlar elbette ortaya çıkacaktır.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nu CHP Genel Merkezi'nde ziyaret etti. Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu, yaklaşık 2 saat süren görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı, gazetecilerin sorularını yanıtladılar.
2018 yılında Millet İttifakı ile ortak anayasa çalışması yapıldığı yönündeki açıklamalar hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi tarafından hazırlanan çalışmanın bütün siyasi partilere verileceğine dikkati çekti.
Türkiye'de huzurun olması ve kurumların sağlıklı çalışması için yeni bir anayasanın hazırlanması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, anayasa çalışmalarının kiminle yapıldığı konusunun çok tartışılmasını anlamadığını belirtti.
Meclisteki partilerin yer aldığı anayasa çalışmalarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Bütün bunları bir tarafa atarak, demokrasinin önünü tıkamak, baskı rejimini yasallaştırmak için her şeyi yapıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkeye güçlü bir demokratik parlamenter sistemi getirmeye bu ülke kararlı, bu ülkenin insanı kararlı. Her kesimin görüşünü almak zorundasınız." değerlendirmesini yaptı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: "Türkiye'de huzurun olması ve kurumların sağlıklı çalışması için yeni bir anayasanın hazırlanması gerekiyor” dedi.
2010 anayasa referandumundaki amaçta 1980 döneminin baskı rejiminin yasal yapısını ortadan kaldırmak hedeflenirken, Kılıçdaroğlu bugün benzer söylemleri kendisi dillendirirken 10 yıl önce “hayır değişmesin” dediği zamanki tavırlarıyla aynı kefeye koyduğunda nasıl hissediyor ve neyi amaçlıyor?
2010 Anayasa referandumu ile 12 Eylül Anayasasındaki birçok maddenin ve en önemlisi darbe ruhunun sirayet ettiği anayasanın, değişmesi planlanıyordu. Aynı zamanda anayasa çalışmaları için hazırlanan taslaklarda da görülebileceği gibi Anayasa değişikliğindeki asıl gaye oligarşik yapılanan bürokratik düzenin yanlılarının hâkimiyet alanlarını daraltarak, özgürlüklerin önünün açılmasıydı.
2010 yılında CHP, anayasa değişitirisin referandumunda “hayır” kampanyalarının liderliğini yürüterek yeni bir anayasa çalışmasına açıkça karşı çıkıyordu. Yeni anayasa çalışmaları ile zayıflamakta olan CHP’nin bürokratik background’u tamamen yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilirdi. Bu endişe CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde yeni anayasa çalışmalarına karşı çıkmasına neden olan en belirgin saiklerdendi. Bugün ise yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulduğunu dillendiriyor Kılıçdaroğlu.
%58 Evet oyu çıkan referandumdan %42’lik hayır oyu çıkmış, sonuçta anayasada değişikliklere gidilmesinin yolu açılmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu seçim sonrası yaptığı açıklamalarda %42’lik oranın kendileri için güzel bir sonuç olduğunu, referandumun “hayır” oyu ile sonlaması için ellerinden geleni yaptıklarını söylemişti.
Bugün Ak Parti iktidarı 2010 yılına göre hükümet iradesinde oldukça güçlü bir portre çiziyor. Ak Partinin kapatılması planlanan sürecin sonunda Cumhurbaşkanın halkoyu ile seçilmesi ve anayasal değişikliğinin yolu açılmış referandum sürecinden Ak Parti güçlenerek çıkarken, CHP ise kan kaybetmeye devam etmişti. Bugünlerde ise Ak Parti’nin iktidarının sallanmasını bile Ak Parti’nin yok olacağına bağlayan muhalefet liderleri, yeni anayasa çalışmaları için kolları sıvayarak zaten seçimle geçilen cumhurbaşkanlığı sisteminden tekrar parlamenter sisteme geçilmesini sağlamak için çalışıyor.
Bu süreçte en dikkat çeken söylem Kılıçdaroğlu’nun söylemi oluyor. Geçmişi unutmuş gibi davranan zihniyle bizim de unutacağımızı sanıyor. Bir zamanlar karşı çıktığı yeni anayasa çalışmalarına bugün yeni ittifaklar kurarak dâhil olup yeni anayasa çalışmalarını destekleyen açıklamalarda bulunarak da klasik “çarpık söylemli muhalif” tavırlarına bir yenisini ekliyor.