Özgür-Der Diyarbakır Şubesi’nin düzenlediği “Siyasal ve toplumsal olaylar karşısında sosyal medya ahlakımız” konulu seminerde konuşan yazar Hülya Şekerci, Türkiye toplumunun sosyal medya kullanımındaki durumu ve Müslümanlar olarak bu alana yaklaşımları ele aldı.
Selahattin Eyyubi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen seminer Yakup Ballı’nın okuduğu Kur’an’ı Kerim ile başladı. “Sosyal medya hayatın en kılcal damarlarına kadar sirayet etmiş durumda” diyerek sözlerine başlayan Hülya Şekerci, sosyal medya ilmihaline ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Türkiye’nin sosyal medya kullanımında Avrupa’nın ilk sıralarında yer aldığını belirten Şekerci, “Türkiye’de bir kişi ortalama günlük olarak 4 saat sosyal medya kullanıyor. Televizyon izleme oranı da özellikle kadınlar arasında 4-5 saat civarında. Yani yaşamımız televizyon izleyerek ve sosyal medyaya bakarak geçiyor. Yine istatistiklere göre Türkiye’de günün her saatinde 3 milyon kişi sosyal medya araçlarında çevrim içi olarak görülüyor. Bu nedenle sosyal medya konusunu görmezden gelmemiz mümkün değil.” şeklinde konuştu. Sosyal medyada asosyal kişilerin çok daha aktif olduğunu kaydeden Şekerci, internet bağımlılığının artık literatüre girdiğini ve Yeşilay’ın internet bağımlılığıyla mücadeleyi gündemine aldığını belirtti.
Sosyal medyayı risk ve fırsatlar boyutlarıyla ele alan Şekerci’nin sunumunda risklerin daha baskın olduğu görüldü. Sürekli bir fırsat olarak gösterilen “bilgiye erişme imkanı”nın da kimi açmazları olduğunu kaydeden Şekerci, bu imkânın aynı zamanda “zihinsel obezite” oluşturduğunu kaydetti ve bilgi kirliliği ile hiçbir şey öğrenememe riskine dikkat çekti.
SOSYAL MEDYA, DUYGULARI TÜKETİYOR
Sosyal medyada farklı coğrafyalardan, farklı alanlardan bilgi alınabilmesinin bir imkân olduğunu söyleyen Şekerci, buna karşın, savaş mağduru birinin resminden, komik paylaşımlara kadar birbirine zıt çok farklı paylaşımların görüldüğünün belirterek bunun da duygu karmaşasına neden olduğunu ve duyguları tüketen bir ortam yarattığı uyarısında bulundu.
‘SANAL DÜNYADA’ YAPTIĞINIZ PARA TRANSFERİ KADAR PAYLAŞIMLARINIZIN SONUÇLARI DA GERÇEK
Sosyal medyada paylaşılan resimlerde gençlerin çok farklı durumlara girdiğini kaydeden Şekerci, “Çektikleri resimlerdeki duruşları ve yüz ifadeleriyle normalde sokakta gezemeyen gençler, o resimleri hesaplarından paylaşabiliyor. Yine ev içinde mahrem sayılan ortamlardaki resimler, çok rahat bir şekilde sosyal medya hesaplarından paylaşılabiliniyor. Bu yönüyle sosyal medyanın Müslümanların tesettür algılarını da yozlaştırdığını görüyoruz. Halbuki sokakta gösterilen mahremiyetin sosyal medyada da gösterilmesi gerek. Hani derler ya sanal dünya. Aslında bu yanıltıcı bir söylem. Bu sanal değil, gerçek. Çünkü karşınızda paylaşımlarını gören, bunlara erişen gerçek insanlar var. Nasıl ki internetten yaptığınız bir para transferi gerçekse, sosyal medyadaki paylaşımlar da sonuçları itibariyle bir gerçek. Bu nedenle sokakta, işte, pazarda nasıl davranmamız gerekiyorsa, sosyal medyada da öyle davranmalıyız. ” dedi.
Sosyal medyadan tebliğin pek de sonuç vermediğini kaydeden Şekerci, daha çok insani ilişkiler üzerinde durulması gerektiğini belirtti; “Bu alanlarda bulunabiliriz, kullanabiliriz, bir araç olarak değerlendirebiliriz ancak abartılmamalı ve büyük anlamlar yüklenmemeli.”
TEKASÜR SURESİ’NDEKİ “ÇOKLUKLA ÖVÜNMEYİ” SOSYAL MEDYA ÜZERİNDE DE DÜŞÜNMEK LAZIM
Şekerci şunları kaydetti; “Allah’ın bizlere asırlar öncesinden emrettiği ayetler, bu konuda da bizlere ufuk açıyor. Allah buyuruyor; “Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler.”(Mü’minun Suresi-3) Sosyal medyayı kullanan kişi de ne kadarının kendisine faydalı olduğunu ne kadarının boş olduğunu bilir. Ve boş olan kısmından da kaçınmak gerek.
Yine Tekasür Suresi’nde buyuruyor; “Çoklukla övünmek sizi, kabirlere varıncaya (ölünceye) kadar oyaladı.”diye. Sosyal medyada da çoklukla övünme durumu var; takipçi sayısı artırma, beğenilme arzusu yada daha çok tıklanma isteği… Gençlerimiz takipçi sayısıyla çok meşgul olmamalı yada beğenilme sayısına takılmamalı. Çünkü bizim zaten bir takipçimiz var, bizi asıl beğenecek bir zat var; O da Allah. O yüzden O’nun beğenmesi durumunda bir kişi yada yüz bin kişinin beğenmesi önemli değil.
Sosyal medya kullanımında bize yol gösteren bir diğer ayet Bakara Suresi 249. Ayetindeki Talut’un askerlerine verdiği emir. Hatırlayın “Talut orduyla birlikte ayrılıp çıktığı vakit dedi ki: Allah, sizi bir ırmakla deneyecektir. Kim ondan içerse benden değildir. Kim de ondan tatmazsa şüphesiz ki bendendir. Eliyle bir avuç alanlar başka.” diyordu ayet. Demek ki biz de sosyal medyada sınırlı davranacağız, bir avuç dışında almamalıyız”
Kaynak: Yöneliş Haber