"Sivil Anayasa" meselesi aceleye getirilmemeli!

Mehmed Göktaş, yeni Anayasa tartışmalarında toplumsal gerçeklik ve siyasetin ahvalinin atlanmaması gerektiğini ifade ediyor.

Mehmed Göktaş / Doğruhaber

Sivil Anayasa sevdasından vaz mı geçsek!

Bir doktor ağabeyimiz anlatmıştı;

Psikologlar sokaktaki insanlar üzerinde bir deney yapıyorlar, dışarıdan rastgele birisini içeri alıyorlar, içeride ranza üzerinde yatan, elleri ayakları ranzaya bağlanmış, üzerinde kablolar olan birisini göstererek;

“Biz bu gönüllü kişi üzerinde bir deney yapıyoruz, gördüğün gibi bu kişiye hafiften elektrik vereceğiz ve birçok açıdan ölçümler yapacağız. Sen şimdi şu düğmeye yavaş yavaş basıp çekeceksin, sakın çok basma, hemen kaldır!” diyorlar. Adam önce itiraz etse de hem doktorlar hem de gönüllü deney olan kişi ikna ediyor. Aslında elektrik filan yok, üzerinde deney yapılan kişi de ranzada yatan değil, şu bizim dışarıdan alınan kişidir.

Adam önceleri ürkek bir şekilde düğmeye basıp basıp kaldırıyor, bu arada ranzadaki de hafiften çırpınıyor. Fakat deney ilerledikçe adam düğmeye daha uzun basıyor, ranzadaki adamın çırpınışları arttıkça bizimki bu işten bir haz duymaya başlıyor, adamı zıplattıkça zıplatıyor.

Diyorum ki, millet olarak acaba çoğumuzun içinde bu şekilde başkalarına işkence yapmaktan zevk alan bir duygu mu var?

“Sivil Anayasa” sevdamızın yeniden kabardığı şu günlerde daha önce dile getirdiğim gibi benim bazı tereddütlerim var.

Her şeyden önce bu millet ne kadar sivil?

Hadi diyelim ki Kenan Evren anayasasına korkudan dolayı yüzde doksan üzerinde evet denildi. Peki, aradan geçen bunca yıla rağmen ciddi anlamda kitlesel olarak ne kadar karşı çıkıldı?

Evet, bugün bu milletin kendisi ne zamandan bu yana ne kadar sivil?

Paşalar bir yana biz bu milletin bizzat kendisinden

“Asacaksın, keseceksin, sallandıracaksın bunları…” diyen nice insan tanımıyor muyuz?

Şimdi bu insanlara danışarak, bu insanların görüşleri de alınarak hazırlanacak olan anayasa ne kadar sivil olacak, ne verecek?

“Artık paşaların dönemi kapandı, protokolde geri planda kaldılar sözlerinin üstüne söz kondurulmama dönemi bitti, kışlalar şehirlerin dışına çıkarıldı…” diyebilirsiniz. Fakat unutmayın ki bu ülke insanının hamaset duyguları ve ırkî damarları öylesine kabarık ki paşalara hiç de gerek yok.

İsterseniz hamasetlerine ve ırkî duygularına şöyle bir dokunun da görelim nelerin olduğunu.

Kısacası “Sivil Anayasa” konusunda moralinizi bozuyor olabilirim, Rabbim akıbetimizi hayreyleye!

Bu duygu ve düşüncelerle cumanızı tebrik ediyorum.

Yorum Analiz Haberleri

Görsel kültürün fıtrata etkisi
Ümmetin ihyasında öğretmenlerin rolü
Kâbe acilen bu müptezellerin elinden kurtarılmalıdır!
“İsrail neden bir haydut devlettir?”
CHP ile laiklik anlayışınız farklı, peki Anıtkabir anlayışınız aynı mı?