Dernek binasında yapılan dersi özetlersek:
Değerli kardeşler, daha önceki dersimizde cinleri ele almıştık. Bildiğimiz gibi bu konular çok tartışılan ve değişik yorumlar yapılan konular.
Kur’an kişinin kendisini sadece Allah’a kulluğa çağırıyor.
Kardeşler, cinleri ele aldığımız gibi şeytanı da ele aldığımızda asıl mesajın kulluk olduğunu belirtelim.
“Şeytan, kanın dolaştığı gibi insanın içinde dolaşır.” (Tirmizi, Ebu Davud)
Bu hadis ve benzerleri üzerinde şekilsel olarak aşırılığa gidildiği gibi farklı yorumlar da olmuştur. Bize düşen bu aşırılıklardan uzaklaşıp Kur’an’a daha uygun olanı seçip bulmaktır. Rabbimiz mü’minler hata etmez demiyor kitabında. Hatalarında ısrar etmezler.
Şeytanla ilgili birçok millette ve ideolojide genellikle olumsuz bir algı vardır. Satanistler ve Ezidiler istisna kabul edilebilir. Kur’an bize İblis’ten şeytana geçişi birçok ayetle bildiriyor.
“Öyle ise” dedi, “Sen beni azgınlığa mahkûm ettiğin için, ben de onları gözetlemek üzere Senin doğru yolunun üzerinde pusu kurup oturacağım.” “Sonra onların gâh önlerinden, gâh arkalarından, gâh sağlarından, gâh sollarından sokulacağım, vesvese verip pusu kuracağım, Sen de onların ekserisini şükreden kullar bulmayacaksın!” (A'raf, 7/16, 17)
Vahiy bize yakin ve zan kavramlarını öğreterek olaylara nasıl yaklaşacağımızı bildiriyor. Yakin, Allah’tan gelen her türlü ayeti/mesajı içerirken, zan ise Kur’an’ın dışındaki her türlü yorum ve görüşlerdir. Bugün insanların “Şeytan, İblis ve cinler”i ele almaları genelde zannidir. Yani vahiy temelli değildir.
Dostlar, İsra,63-64.ayetlerde Rabbimiz şeytanın vaadlerinin kuruntudan ibaret olduğunu söyler.
“ Allah: 'Haydi git! Onlardan sana kim uyarsa bil ki, cehennem hepinizin cezası olur, hem de tam bir ceza' dedi. Onlardan gücünün yettiği kimseleri dâvetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlâtlarına ortak ol, kendilerine vaadlerde bulun. Şeytan, insanlara, aldatmadan başka bir şey vâdetmez.”
İblis, doğruluktan saparak insan için birçok kötülüğün sebebi olarak şeytanlaşıyor.
Şeytanın varlığı üzerinde farklı görüşler vardır lakin biz ontolojik özelliğinden ziyade Kur’an’ın verdiği mesajı anlamakla sorumluyuz. O da imtihan için kulluk bilincine sahip olmaktır. Yani asıl yapmamız gereken Tevhide yönelip yalnızca Rabbimize sığınmak.
Kardeşler; kısaca Allah, insanın bu ezeli düşmanı karşısında bizi yalnız bırakmayacağını vaad ediyor. Her türlü şeytan ve insan şeytanından da sadece Rabbimize yönelmekle/sığınmakla mükellefiz.
Şeytan, insanların zaaflarının farkındadır. İnsanları buradan korkutmaktadır. Yaratıcısına sığınana ise hiçbir şey yapamayacağını bizzat Kur’an söyler.
“Eğer sana şeytandan bir kışkırtma (vesvese veya iğva) gelirse hemen Allah'a sığın. Çünkü O Semi'dir (her şeyi işitendir), Alim'dir (hakkıyla bilendir).”
“Takvaya erenlere (korkup-sakınanlara) şeytandan bir vesvese eriştiğinde, (bunu ayetlere göre) iyice durup-düşünürler ve bakarsın ki (gerçeği hemen) görüp bilmişlerdir.” (7-A'râf 200-201)
“(Yahudileri kandıran münafıkların durumu da) tıpkı şeytanın durumuna benzer ki insana ;İnkâr et. dedi, (insan) inkar edince de: Ben senden uzağım, ben âlemlerin Rabbi Allah'tan korkarım! dedi.” (Haşr-16)
Rabbim bize bu vahiy bilicini verip bunlara karşı ayaklarımızı sabit kılsın inşallah! Sorumluluk bilinci insanın şeytanını yorar. Bize de düşen bu yolda her şart ve ortamda cehd etmektir.
Sunum seminer sonrası yapılan soru-cevap kısmıyla sona erdi.