Sivasta İsrail Saldırıları Protesto Edildi (FOTO)

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları Sivas'ta da protesto edildi.

HAKSÖZ-HABER

İsrail’in Gazze’ye yaptığı saldırıya ilişkin ülke çapında gerçekleşen gösterilere eklenen son halka Sivas oldu. Özgür-Der Sivas Temsilciliği kent meydanında geniş katılımla gerçekleşen eylemle İsrail’i ve Baas rejimini protesto etti.

Eylemde okunan "Direne Direne Ulustan Ümmete" başlıklı basın açıklamasında Filistin halkının İsrail'in işgal politikalarına karşı takındığı onurlu tavıra vurgu yapıldı. Suriye ve Gazze halklarının katil rejimlere karşı direnişlerine atıfta bulunulan açıklamada Ortadoğu halklarının eski boyun eğen havasının olmadığı ve ulus devlet anlayışının ümmet bilincine dönüştüğü belirtildi.

“Filistin’de İsrail Suriye’de Baas Vahşetin Son” pankartını taşıyan Özgür-Der üyeleri  “Cehenneme İki Bilet Netanyahu ve Esed”, “Komutan Ca’ber Yolun Yolumuz”, “Gazze Çemberi Direnişle Kırılacak!”, “kahrolsun İsrail, Kahrolsun Esed!”, “Gazze’ye Özgürlük Direnişle Gelecek!” cümlelerinin yer aldığı dövizleri taşıdıkları görüldü. Dernek adına Soner Kapan’ın basın açıklamasını okuduğu eylem sloganlarla sona erdi.

Basın açıklaması tam metni:

DİRENE DİRENE ULUSTAN ÜMMETE!

Sayın basın mensupları, değerli halkımız!

Gazze’ye yardıma giden Mavi Marmara gemisindeki 9 müslümanı katleden İsrail’in ilk kez dünya ölçeğinde yargılanmaya başlamasından birkaç gün sonra Sudan’a sonra da Gazze’ye saldırması siyonist devletin eli kanlı bir katil olduğunu tekrar göstermiştir. Günlerden beri işgalci devlet tarafından bombalanan Gazze’deki kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek ve katil İsrail’i protesto etmek için bugün burada toplanmış bulunmaktayız. 

Gazze bir kez daha ateş altında. Şu ana kadar yaklaşık elli kardeşimiz can verdi. Hastaneler yaralılarla dolup taşıyor ancak tıbbi malzeme sıkıntısı had safhada. Evler tarumar, yerle bir edilmiş. Bu zulüm karşısında ise şanlı bir direniş, asla boyun eğmeyeceklerini açıklayan bir Halid Meşal, bir İsmail Heniyye var. Bunca zorbalığa rağmen Filistin direnişinin takındığı onurlu tavır hepimiz için bir iftihar kaynağıdır.

ARAPLAR ESKİ ARAPLAR DEĞİL DÜNYA DA ESKİ DÜNYA DEĞİL!

Unutulmaması gereken bir şey varki bu sefer Gazze, öncesine göre daha dayanıklı. Ayrıca Araplar eski Araplar değil. Dünya da eski dünya değil. Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi,"Kahire Gazze'yi tek başına bırakmayacak. Bugünün Mısır'ı dünün Mısır'ı değil, bugünün Arapları da dünün Arapları değil" diyerek Gazze’ye yalnız değilsiniz mesajını veriyor. Bugün Mısır Başbakanı Hişam Kandil geniş bir heyetle birlikte Gazze’deydi. Tunus’tan bakanların oluşturduğu heyetin gelmesi de ayrı bir olumluluktur. Arap Birliği’nin heyeti ise her an Gazze’ye girebilir. Suriye’de özgürlüğüne kavuşsaydı Gazze’nin yanında olacağından kimsenin şüphesi olmasın. Suriye Ulusal Konseyi (SUK) Türkiye Temsilcisi ve Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) üyesi Halid HocaGazze'deki saldırılar ile Suriye'deki katliamlar şekil ve strateji itibariyle aynıdır. Netanyahu ile Esed benzer taktikler kullanıyorlar. Biz Gazze ile Humus, Kudüs ile Şam arasında bir fark görmüyoruz.” Demekte.             

Geçtiğimiz sene Mart ayından bu yana, Esed'in ordusu da onbinlerce sivili katletti, yaraladı, sakat bıraktı, işkence etti. İsrail ordusu gibi sivil yerleşim yerlerindeki evleri bombaladı. Abluka altındaki Gazze'de veya Mavi Marmara saldırısından sonra gemide İsrail'in yaptığı gibi yaralıların dahi tedavi edilmesine izin vermedi. Esed ve Netenyahu'nun, Suriye ve İsrail rejiminin insanlık dışı uygulamaları, zalimlerin gizli ortaklığını deşifre ediyor. Bu yüzden Filistin Başbakanı İsmail Heniye'nin danışmanı Yusuf'un "İsrail, Suriye'yi dünya gündeminden düşürmek için Gazze'ye saldırıyor" açıklaması, bize zalimlere karşı direnişin kalbinin de birlikte attığını hatırlatıyor.  

Şimdi iş, istibdat rejimlerini gömmeye ve belini doğrultmaya başlayan İslâm coğrafyasının ülkelerine, özellikle Türkiye ve saldırıdan sonra İsrail elçisini geri çağırarak ilk adımı atan Mısır'a düşüyor. Bu saldırının İsrail seçimleriyle veya Obama'ya mesaj verilmesiyle ilgisi olduğu kadar, Suriye'de devam eden ve Ürdün'de saldırıdan iki gün önce baş gösteren ayaklanmayla da ilgisi olduğunu düşünüyoruz. Mursi ve Erdoğan'ın birlikte Gazze'ye gireceği söylentilerine Suriye muhalefetinin toparlanmaya başlaması da eklenince kapana sıkışan bir hayvan misali gövde gösterisi yapmaya kalkan İsrail'in kurduğu tuzağa karşı, 'uluslarası toplum' adı verilen yalandan medet ummamayı artık tarih bize öğretmiş olmalı...  

ULUSLAŞMA HASTALIĞINA KARŞI ÜMMET BİLİNCİ

Aslında bugün daha çok Gazze'yi konuşmamız gerek.. Ama kibriti gözümüze çok yaklaştırınca, arkasında bir ormanı kaybedebiliyoruz bazen. Gazze trajedisinin arka planını görmek için Kemalizmin bize dayattığı, Baas ideolojisinin ve bunun karşısındaki feodal yapılanmanın Arap halklarına dayattığı "uluslaşma" sürecini görmeden bu olayı anlamaya çalışırsak yanılırız..

Kemalistler, utanmadan her fırsatta, "Ümmetten Ulusa" projesi ile övünmüyorlar mı?

Türki topluluklar on parça olmuş, Araplar 20 parça. Ulus devletin bize armağanı bu.. Ümmet şirazesi kopmuş bir tesbihin taneleri gibi dağılmış.

Ortak tarih bilincini yok etmek için harf devrimi yapılmadı mı? Bir halk bir gecede dilsiz bırakılıp Urbalarından soyundurulmadı mı?   

"10 yılda 15 milyon genç yarattık" diye övünüyorlar.

Cumhuriyetin 10. Yıl albümünde övündükleri şey, kendi ifadeleri ile "Ümmet leşi"ni yere sermek olmadı mı? Hitleri kendilerine hayran bırakmakla övünmediler mi? "İrtica ile mücadele, istila ile mücadeleden daha zor ve elzem bir meseledir" demediler mi? Bizim yavru kurtlar, Mussoli'nin, kendi ifadeleri ile "terbiye diktatörlüğü"ne hayranlıklarının eseri değil mi idi? Mustafa Kemal öldüğünde, kimileri "hiç olmazsa başımızda Hitler, Mussolini, Stalin var" diye teselli bulmuyor mu idi!

Gazze direnişi bu sürecin rövanşıdır. Parçalanmış Arap halklarının, ulusal devlet kandırmacasının ötesine geçip bir ümmet olarak yeniden tarih sahnesine çıkma iddiasına karşı harekete geçen güçlerin saldırıları da aslında bu süreci durdurma çabasının bir ürünüdür..

Ümmetin birliği sağlanmadan İslam dünyasının iki yakası bir araya gelmeyecektir.. Ve de bu iş sadece iktidarlara düşen bir sorumluluk değildir..    

Unutmayalım ki, biz kadiri mutlak (mutlak iktidar ve güç sahihibi) bir Allah’a (cc) inanıyoruz.. Ve alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygambere. Allah bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek istemektedir.. Yeryüzünden sorumluyuz..

Ulus devlet anlayışı, İslam milletinin önündeki en büyük tehdit olarak tarih sahnesine çıktı.. Şimdi yeniden ümmetin birliğini tesis etme zamanıdır..

Hep söylüyoruz: Biz doğduğumuz ana babayı, doğduğumuz zamanı ve toprağı kendimiz seçmedik.. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumlardan yana olmak ve zalimlere karşı durmakla emrolunduk.

Bugün PKK'nın peşinden giden Kürt kardeşlerimiz de kötü bir şekilde Kürt ulusçuluğunun peşinde. Araplar da Arap milliyetçiliğinin kalıplarını kırmaya çalışıyor bugün..

Unutmamak gerekir ki, Türk düşmanı Arap Milliyetçileri ile, Arap düşmanı Türk milliyetçilerinin finansörleri , fikir babaları aynı çevrelerdir.

Peygamberimiz bir hadisinde,  "Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine merhamet etmekte ve birbirlerini korumakta bir vücut gibidirler. Vücudun herhangi bir uzvu rahatsız olursa diğer uzuvlar da bu yüzden rahatsız olurlar. "  buyuruyor.

CABERİNİN KATLİ NETANYAHU KADAR ESD’İ DE SEVİNDİRMİŞTİR!

Son olarak, Şehit komutanımız Ahmed el-Caberi’nin Hac farizası için gittiği kutsal beldelerden şahadetin den 3 gün önce döndüğü öğrenildi. Bizler de ‘Haccın mebrur Şahadetin kutlu olsun ey Şehid! diyoruz.
Uzun yıllardır devam eden katliam ve işgale karşı onurla, kitapla direnen Filistinli kardeşlerimizin direnişlerini selamlıyoruz ve mübarek şehitlerimizin mirasları olan Filistin Direnişine olan desteğimizi Halit Meşal’in Sudan’dan İşgalci Siyonist Çete’nin suratında bir tokat gibi patlayan sözleriyle sürdüreceğimizi ilan ediyoruz;

“Ahmed el Caberi şehit oldu ve ahirete intikal etti. O ölmedi, yok olmadı ancak siz, Siyonistler yok olacaksınız. İsrail işgalci ve tecavüzcü bir devlettir. İşgalciler hür halkları kontrolü altına alamaz, onlara boyun eğdiremez. Hamas ümmetin kurduğu bir teşkilattır. Onu siz Siyonistler yok edemezsiniz. Bu gün Ahmed el Caberi'yi yarın Halid Meşal'i öldürebilirsiniz. Ancak sonunda Kudüs bizim olacaktır”

Soner KAPAN

Dernek Sözcüsü

Özgür-Der Sivas Temsilciliği

Sirer Cad. Çamşimşek İşhanı No: 43/1-2 (Ömür Lokantası Karşısı)

Tel: 0 346 224 44 11 & E-Posta: ozgurdersivas@gmail.com

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Esed katilinin yerli işbirlikçileri hesap verecek!
Özgür-Der ve Fetih Vakfı, Halep’te halka gıda yardımında bulundu
Özgür-Der, Gazzeli kardeşlerimize temiz su ve sıcak yemek dağıtımı yaptı
Antalya'da İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları protesto edildi
“Sanal kimliklerin inşası: Hakikat mı kurgu mu?”