Sivas'ta Dünyevileşme Konusu Ele Alındı

Özgür-Der Sivas temsilciliğinin bu haftaki seminer konusu “Ümmeti Bekleyen Tehlike: Dünyevileşme” idi.

Seminerin konuşmacısı Rumeysa Arslan’dı. Büyük bir ilgiyle takip edilen sunumunda Arslan şunları kaydetti:

En genel tanımı:  dini düşünce ve uygulamaların kişisel ve toplumsal önemini yitirmesi sürecidir. Hayatı sadece Dünya ile, gerçeği ise algılanan/tecrübe edilenle sınırlayan görüştür.

Bir anlamda, tanrının kamusal söylemden uzaklaştırılması olarak tanımlanabilir.

Gündelik yaşam diye tanımlanabilir. Çünkü uhrevi bir gerçekliğin unutulup modern olanın ve geçici olanın kapanına sıkışıp kalmayı ihtiva eder.

Bir aşırılık olması hasebiyle iki açıdan tehlikelidir;

1- “Her aşırılık kendi zıddını doğurur.” İlkesince dünyadan el-etek çekme salt münzevi bir yaşamın takipçilerini artırır  ve tasavvufi söylemin temel yapı taşını teşkil eder. Allah nezdinde makbul olan ise daima itidaldir.

2- İnsanın kendine/özüne yabancılaşması sonucu kendini tanrılaştırması ve Tanrı’nın görevini sınırlamasıyla zuhur eden tehlike.

Biz ikincisi üzerinden konumuza devam edecek ve bizi kuşatan tehlikeyi tanımaya çalışacağız. Çözüm yolunu bulabilmek için sorunu tanımalıyız.

Dünyevileşme, insanın yaratıcı bir üst varlığa inandığı halde onun Rububiyetine inanmaması veya inansa bile bunu kulak ardı ederek yaşaması şeklinde formüle edilebilir.

RAB kavramına yapılan Kur’ani atıflar önemlidir. Hayatın bir düzenleyicisi, bir terbiye edicisi, tanzim edicisi olduğunun vurgusu insanın rol kaybına uğradığını ve  bunun kendi haddine olmadığını hatırlatır. Hatırlatılan bir şeyler olduğuna unutulan ve bakışı yamuklaştırılan bir şeyler var demektir.

Bakalım unutulanlar listesinde neler var:

Amaca dair unutkanlık. 33/72

İstiğna, istihbar, nankörlük. 2/24, 28/39, 38/74

Allahı unutma ve dünyevileşme. 53/29, 73/20

Yeryüzünde ve gökyüzünde bulunan Allah’ın inayetlerini ve rahmetini taşıyan varlıkların doğal şeyler olarak algılanması.12/105

İnsanın Allah’ı unutması kendine yabancılaşmasını doğurur. 59/19

Bu unutuşun neticesi müstağnileşme ve dünyevileşme. 79/37-39

Kur’an’da “Dünya Hayatı”

Yakın olmak, en yakın anlamına gelen “edna”  kelimesinin müennesidir. Ahretin mukabili olarak zikredilir.

Dünya hayatı kelimesiyle birlikte zikredildiği ayetlerin hepsinde hayatın sıfatı olarak geçer. Kur’an’ın yanlış anlaşılan kavramlarından birisidir.  Üzerinde yaşadığımız yerkürenin ismi olarak algılana gelmiştir. Bu yanlış adlandırma İslam’ın dünya hayatına getirdiği tanım ve ölçünün yanlış anlaşılmasına yol açmıştır. Kur’an’ın dünya hayatını zemmeden ifadelerini, yerküreyi kötülemek için zikrettiğini düşünen anlayış, dünyadan yüz çevirmenin fazilet ve takva sebebi olacağını düşünmüş.

İnsanlardan hangisinin daha güzel ve ahlaki amellerde bulunacağının sınanma yeri yani sorumluluk alanı, imar edilecek alandır dünya.

Kur’an’da dünyevileşmeye karşılık gelen Dünya Hayatı, ahireti göz ardı eden  veya ona tercih edilen hayat şekli olarak anlaşılır. 4/74, 13/26, 9/38, 2/212, 6/70

Dünya hayatı ahret hayatının yanında bir yol azığından ibarettir. 13/26

İnsan dünyevi isteklerine ulaştıkça dünyevileşme arzusu o kadar artıyor.

Tarihi Sürec

1- Ölümsüzlük İsteği

2- Kabil Örneği: Yaşamı kendi isteğince kurma.

3- Hz. Nuh Kavmi. Sosyal sınıf ayrımı.

4- Hz. Hud kavmi. Temelli kalacak yapılar inşa etme.

5- Ad kavmi.Bedeni güç ile gelen istikbar.

6- Hz. İbrahim Dönemi. Puta tapıcılık.

7- Meyden halkı. Ekonomik ifsad. Ticarette hile.

8- Hz. Lut kavmi. Hazzını, hevasını ilah edinme.

9- Firavun. İktidar ve soya dayalı güç.

10- İsrailoğulları’nın nimete nankörlüğü ve dünyaperestlikleri.

Kur’an’da bahsedilen şeytana uyan ve dünyevileşen 3+1 insan tipi var.

1- Firavun (İktidar): 28/4

2- Karun (Servet): 28/76-78

3- Haman (Güç Orduları):

4- Bel’am (Bilgi): 7/175-176

Bu dört tipin Kur’an’daki ortak özelliği “mütref” olmaları. Kolay, müreffeh bir hayat yaşayan dini endişelere hayatında pek yer vermeyen kişiye mütref denir.

Dünyevileşmeye tepki olarak başlatılan zühd, dünyadan el-etek çekme gibi münzevi bir hayatı Kur’an kaldırır. Hira’dan çıkan peygamberle birlikte karanlığın, zulümatın yoğunlaştığı dönemlerde içe çekilme dönemi sona ermiştir. Yahudiliğin dünyaperestliğine karşı Hristiyanlığın uhrevi yaşamı kur2an’la tekamüle eren “İslam” ile zulumatla mücadele ve bu işte itidalli olmaua endekslenmiştir.

Dünyevileşmenin çaresi münzevileşmekte değil, Allah’ın rızasını celb edecek Salih amellerle meşguliyette aranmalı.

Kalıcı olan ahret hayatı anlatılırken insanın gizli, kişiliğinin şeffaflaştırılma sahnelerinin tasviri yapılır.bu şeffaflığı dünyada yaşamayı sağlayan toplumsal hayatla-şahsi hayatın birleştirilmesi anlamındaki TAKVA’dır.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Tekebbür ve istiğnaya karşı tevazu.

Sömürü ve emperyalizme karşı adalet ve dayanışma.

İsrafa ve cimriliğe karşı infak ve iktisada

Bencilliğe karşı diğergamlığa

Kuşatıcılık ve i’sar.

Tenkidi ibadetleştirme.

Allah’ı anmayı hatırlamayı sadece namaz gibi ibadet vakitlerine indirgeyen zihinle mücadele etmeliyiz.

Normalleşen anormalliklere, günahın meşrulaştırılmasına, mahramiyet algısının tükenişine karşı çalışmalar yapmalıyız.

Yetinmeyi öğrenmeli ve öğretmeliyiz.

Laik eğitim sisteminin tahribatlarını gidermek için alternetif eğitim alanlarını genişletmeliyiz.

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Akademi Beyoğlu'nda Barbie filmi üzerinden haz, beden ve tüketim ilişkisi söyleşisi
Gazze yürüyüşüne şahit olan vicdanlı Norveçliler gözyaşlarıyla destek oldular!
“Yükselen yeni milliyetçilik”
Bursa'da Gazze Dayanışma Platformu çağrısıyla Gazze için eylem gerçekleştirildi
Peygamber dostu dört güzel insan