Sivas Özgür-Der’de ‘Vahye Tutunmak’ Konusu İşlendi

Sivas Özgür-Der'de bu hafta Tufan Caymaz hocanın sunumuyla Al-i İmran 103.ayet ışığında "Vahye Tutunmak" konusu ele alındı.

Caymaz'ın sunumunu kısaca özetlersek:

Kardeşler, söze başlarken bizi İslam üzere birleştiren,bir araya getiren Rabbimize hamd olsun. Gerçekten bu doğrultuda bir araya gelmek kolay olmuyor.

Zaten ayetin muhtevası da buna değiniyor. Öncelikle ayete bakalım.

Âl-i imrân Suresi 103. Ayet:

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللّٰهِ جَم۪يعاً وَلَا تَفَرَّقُواۖ وَاذْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ عَلَيْكُمْ اِذْ  كُنْتُمْ اَعْدَٓاءً فَاَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَاَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِه۪ٓ اِخْوَاناًۚ وَكُنْتُمْ عَلٰى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَاَنْقَذَكُمْ مِنْهَاۜ   كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمْ اٰيَاتِه۪ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ

"Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın/sarılın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız."

Aslında bu ayetin öncesi ve sonrasının okunması konuyu daha anlaşılır kılıyor. Özellikle 101.ayetten 108.ayete kadar birlikte okunup değerlendirilmelidir, diye düşünüyorum.

Vahye sımsıkı sarılmak/tutunmağın muhatabı kimler acaba? Allah, Ehl-i Kitap'tan hareketle bize sesleniyor. Onlar yanlış yaptılar vahye değil de başka şeylere tutundular ve kaybettiler aynı hataya siz de düşmeyin, diyor.

"Allah'ın ipine sımsıkı sarılın." Allah'ın ipi genellikle Kur'an olarak anlaşılmıştır. Bazı yorumlar bunun Kur'an ve Sünnet olduğu da söylenmiştir/yorumlanmıştır. Bu konuya girmeyeceğim kardeşler.

Bu ayetten hareketle bize düşen geçmiş toplumların/kavimlerin düştüğü hatalara düşmemektir.

Hac 78.ayette de Allah'a sımsıkı sarılmaktan bahseder.

"Allah yolunda, gerektiği gibi cihad edin. Sizi O seçti ve size din konusunda hiçbir güçlük yüklemedi; ceddiniz İbrâhim’in dininde olduğu gibi. O size daha önce de bu Kur’an’da “müslümanlar” adını verdi ki peygamber size şahitlik etsin, siz de insanlara şahitlik edesiniz. Haydi namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı bağlanın. Sizin mevlânız O’dur. O ne güzel Mevlâ’dır ve ne iyi yardımcıdır."

Nisa 146, Lokman 22 ve Bakara 156.ayetlerde de bu ve buna benzer ifadeleri bulabiliriz.

Kardeşler,bir insan niçin tutunur? Neden buna ihtiyaç duyar? Bir şeyden korunmak için,zorluklardan korunmak, ayağı kaymasın diye tutunur veya bağlanır.

Rabbimiz bizim de kaymamamız için Kur'an'ı göndermiştir. Bunun yanında Resulullah gibi bir önderle onu desteklemiştir.

Bugün Ümmet paramparça, zulüm her yerde kol geziyor. Arakan kan ağlıyor. Suriye,Irak,Doğu Türkistan,Yemen daha nice cografyamiz işgal altında. Müslümanlar birbirine düşürülmüş durumdadır. İşte bunlar olurken Allah bize doğru şeye tutunmaktan bahsediyor.

Değerli dostlar, vahyi ön plana çıkaranlar bile yanlış üslup ve usul kullanarak ayrıştırıcı bir dil kullanıyorlar. Kur'an'ın mesajını anlatacağım diye müslümanlar daha fazla ayrışmış oluyor,diyebiliriz. Müslümanlar zalime,kafire karşı sert olmalılar birbirlerine değil.

Kılavye mücahitliği yaparak güya kendileri İslam'a hizmet eden güruhlar da az değil malesef. Ayrıştırıp parçalayan kimdi diye baktığımızda elbette Firavun'u görüyoruz. Bu metodu en iyi kullanan oydu. Aynısını günümüz Firavunları da kullanıyor ve kullanacaklar da.

Kardeşler, bütün bunlardan hareketle müslümanların kullanacağı üslup ve usül bellidir. Rabbimiz bize sözü en güzel şekilde söylemeyi emrediyor. Allah,yaklaşık 81 sureyi Mekke'de indirmiştir. Hemen hemen hepsinin teması da tevhid üzerinedir. Rabbimiz burada aynı konuyu farklı yol ve yöntemlerle anlatıyor. Çünkü toplumun değişim dönüşümü birden bire olmaz. Belli bir süreci/merhaleyi gerektirir. Resulullah da binbir sıkıntı çekerek bunu yapıyor. Bütün peygamberler de böyle yapmıştır. Aceleci davran bizlere ne oluyor acaba?

Değerli dostlar, vahye sımsıkı sarılmak asıl gaye ve vahyi yaşantımızın her alanına yaymak ve onun gereklerini yaşamakla ancak Allah'ın ipine sımsıkı tutunmuş oluruz. En küçük bir değerimizde bile vahyi öncü kılıp ona göre hareket etmekle sorumluyuz. Ancak kurtuluşumuz böyle olur.

Allah'ın çizdiği çizginin dışına çıkmak bizi tefrikalara götürür. Ayetin devamındaki iyiligi emredip kötülükten nehyedenlerin en önemli özelliğinin Kur'an'a/Vahye sımsıkı sarılmalıdır. İşte böyle bir topluluk vahye sımsıkı tutunur. Bunu yapmadığımız zaman Ehl-i Kitap gibi vahyin sabitelerinden uzaklaşırız. Yani vahyi kendimize göre uyarlar, hükümleri evriltip sapmış oluruz. Allah muhafaza kılsın.

Kitaba değil kitabına uydurmuş olanlar helak olmuştur. Dilim varmıyor ama bu ümmetin uzak olduğu bir şey değil.

Müslümanlar ne zaman ki vahye/Kur'an'a sımsıkı sarılıp gereğini yerine getirirlerse bugünkü zilletten kurtulurlar. Bunun yolu da Kur'an/Vahiydir. Onun çilesini çeken peygamberlerdir.

Degerli dostlar,beni dinlediğiniz için teşekkür ederim!

Rabbim ipine sımsıkı tutunanlardan eylesin inşallah!

Fotoğraf: Murat Temir

Haber: Mehmet Arslan

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi