Sivas Özgür-Der tarafından dernek binasında yapılan “Gündem Değerlendirmeleri” başlıklı programı Süleyman Ceran sundu.
Ceran, özetle şu hususları değindi:
“Kıymetli kardeşler, bugün iki başlıkta gündemi ele alacağız.
1. Suriye ve Doğu Guta’da kullanılan kimyasal silah,
2. Erken seçim.
Suriye direnişinin 8. yılına girdik. Yaklaşık 200 küsur kimyasal katliam yapan Esed, İran, Rusya ve Türkiye’deki lobileri dünyayı enayi yerine koyarak komplo olduğunu ileri sürdüler. İran ağzıyla konuşan gazeteciler(!) maalesef yapılan katliamlara ortak oldular/oluyorlar.
Yıllardır anti-emperyalist söylemlerle İslam dünyasını kandıran katil İran daha ne kadar bu katliamlara ortak olacak bilmiyoruz. Ama lobileri gece gündüz çalışarak alçaklıklarına devam ediyorlar.
Uluslararası arenada iki kol bugün coğrafyamızda her türlü oyunu yapıyorlar.
1. ABD, AB ve işbirlikçileri,
2. İran, Rusya, PKK ve işbirlikçileri.
Yalan, iftira haberlerle direnişi kırmaya kalkıştılar ve halen de devam ediyorlar. Türkiye’de ise bunların destekçileri CHP, Doğu Perinçek ve SP’yi görüyoruz.
15 Temmuz’dan bu yana Rusya’nın dostumuz olduğunu dile getiren bu avaneler ve dostları insanları aptal yerine koymaktan vazgeçmediler. Lakin şunu unutmamalıyız Müslüman halklarının başına gelmiş geçmiş en büyük bela ABD ve Rusya’dır. Bir de bunlara uşak olanlardır.
Esed, İran ve Rusya lobisinin hızı hiç kesilmeden devam ediyor. Her türlü zulmü yapan İran bu sefer de Afgan mültecileri Türkiye’ye sürerek neyi hedefliyor bilmiyoruz. Özellikle PKK ile işbirliği yapan çeteler üzerinden bunu yapıyor İran.
Ocak ayı itibariyle 50 bin Afgan mülteci Türkiye’ye girmiştir. Elbette gelenler bizim kardeşlerimiz ama içlerinde özellikle seküler düşünenlerin gelmesi manidardır.
Kısacası kardeşler, ne zaman Türkiye atağa geçse bahsettiğimiz her iki şer odağı harekete geçiyor ve geçecekler. Özellikle İran, Esed ve lobileri Türkiye’de STK ile medyayı etkin kullanıyorlar.
Bize düşen bu oyunları iyi bilip etrafımızda bulunan herkese hakikati söylemektir.
Kardeşler ikinci konumuz erken seçim.
Malum haftaya damgasını vuran erken seçim. Burada şuna değinmek isterim. Gündeme gelmeden önce seçimi yazıp çizenin olmadığını dile getirelim. Ne zaman ki Recep Tayyip Erdoğan 24 Haziran’da seçime gidiyoruz dedi, baktık ki herkes aman efendim ne güzel oldu, çok doğru bir karar, zaten geç kalındı vs. vs. dedi.
Maalesef memleketimizde tarafsız davranan, olaylara akl-ı selim yaklaşan bir medyaya hasret kaldık. Her tarafı saran troller, yaltakçılardan olayları doğru dürüst okuyan çok az maalesef.
Bugün Erdoğan bürokratik oligarşiden bahsetti. Evet, diğer bir bela da maalesef Türkiye’deki bürokratik oligarşidir. İşte Erdoğan bunun en büyük tehlikelerden biri olduğunu bilerek bugün seçime gitmiştir. Elbette Suriye, iç meseleler de önemli etkenlerdir.
Sahada metal yorgunluk kalkmamıştır. RTE en hızlı şekilde bunları bitirmek istiyor. Sahada yapılan yanlışları da söylemeden geçmeyelim.
* KHK mağdurları,
* Hukuktaki yanlışlar,
* Ekonomik sebepler vb.
İktidar inşallah bu yanlışlardan da dönecek bir seçime girer diye umut ediyoruz. Erdoğan bürokratik oligarşiden kurtulmak istiyor. Bu seçim onun için önemli ve Türkiye ile İslam dünyasının mazlumları için de bir umuttur diyebilirim.
İnşallah kazanımlarımız ve mazlum coğrafya için hayırlara vesile olur. Eleştiri hakkımızı da kullanarak gündemleri belirlemekle sorumluyuz.
Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim.”