Sivas Özgür-Der ‘İslam Davetçisinin Konumu’ Konuşuldu

Sivas Özgür-Der'de bu hafta Müddessir suresinin 1-5. ayetleri Işığında "İslam Davetçisinin Konumu” ele alındı.

Tufan Caymaz'ın dernek salonunda yaptığı sunumun özeti:

Müddessir  1-5. ayetlerinden hareketle bu hafta "İslam Davetçisinin Konumu"nu hep birlikte işleyecegiz inşallah.

Bismillahirrahmanirrahim

1.Ey örtünüp bürünen (Peygamber!)

2.Kalk da uyar.

3.Rabbini yücelt.

4.Nefsini arındır.

5.Şirkten uzak dur.(Pislikten kaçınıp uzaklaş.)

                                                     74/ Müddessir 1-5

Seçtiğimiz ayetler ilk inen ayetlerdir.Bir rivayete göre bu surenin ilk yedi ayeti Alak suresinden de önce inmiştir yani peygambere gelen ilk vahiydir.Ama genel kanı ve benim de görüşüm ilk inen ayetler Alak 1-5.ayetlerdir.

Değerli arkadaşlar,bütün peygamberlerde gördüğümüz şöyle bir durum vardır.Allah onları bir görevle yani davetle sorumlu tuttuktan sonra hemen akabinde bunun gereğinin yerine getirilmesini istiyor.Aynı durumu Hz. Muhammed (s.a.v)'de de görüyoruz.Peygambere gelen  Alak suresinin ilk ayetlerinden sonra Allah ona bu sureyle sorumluluğunu hatırlatıyor.Yani bir görev tevdi edilir edilmez peygamberden davetinin yayılması,görevinin yerine getirilmesi isteniyor.

Hz.Ibrahim'in Enam suresindeki konumuna baktığımızda bir metod/yöntem uyguladığını görüyoruz.Bize anlatılan Hz.İbrahim'in Allah'ı sonradan aklını kullanarak bulma konusuna ben katılmıyorum.Çünkü "Allah" bu toplumda bilinmeyen değildi.Yani inanıyorlardı. Şirk koşan putperest bir kavimdi.Burada Hz.İbrahim ayı,gezegenleri ve güneşi bir yöntem olarak kullanmıştır.Asıl konumuzla ilgisine baktığımızda aynı şekilde elçilik görevini alan Hz.İbrahim hemen akabinde davetinin yayılması görevine başlıyor.

Müddessir,genelde örtünen,örtüye bürünen anlamlarında kullanılmıştır.Allah'ın peygambere ve bu bağlamda İslam davetçisine mesajı üzerine aldığı görevden dolayı şaşıran veya ne yapacağını tam bilmeyen konumundaki davetçinin bu konumundan sıyrılması gerektiğini anlıyoruz/anlamalıyız.

Aldığı bu ağır yükten dolayı peygamberin bir iç motivasyona ihtiyacı vardır.Allah da vu ayetlerle peygamberini motive ediyor.Peygamber ilk inen Alak suresinin beş ayetiyle sarsılıyor ve Hz.Hatice'ye durumu anlatınca o da Varaka b.Neffel adındaki bilge akrabasına götürüyor eşini.Burada Varaka b.Neffel'in söylemleriyle peygamber iyice iç alemine çekiliyor.Bu durum bizim için de geçerlidir.Hatta genel insanoğlunun psikolojik yapısı gereği ağır bir sorumluluk alınca ilk başta onun sıkıntısını yaşar/ız.

Çünkü Resulullah'a öyle bir iş verilmişti ki en yakın akrabası bile ona eziyet edecekti.Davetçinin anlatacağı din birilerini rahatsız etmiyorsa zaten orada bir şaşkınlık,o yükün ağırlığı hissedilmez.

İlk başlarda bütün tağuti sistemler/rejimler kendilerini eleştiren söylemlere sert tepki verirler.En acımasız yollara başvururlar.Lakin davet sıkıntılı bir yoldur,dikenlidir.Burada Rabbimiz Müddessir suresiyle bir bilinç,duruş ve dirençle kıyama çağırıyor.

Peygamber bu işin önemini kavrayınca "Artık bundan sonra bize rahat uyumak yok" diyerek ne kadar önemli bir sorumluluk aldığının farkına varıyor.

Peygamber öyle bir konuma geliyor ki "onlar iman etmiyorlar diye kendini helak mı edeceksin"diye Allah tarafından ikaz ediliyor.Yani davasının derdi onu üzünce kendini harap edince Allah da ona teselli veriyor.Çünkü hidayeti veren peygamber değil Allah'tır.

Kıymetli arkadaşlar bize baktığımızda malesef aldığımız sorumluluğunun farkında değiliz.En azından kendim için bunu söyleyebilirim.

"74/2 Kalk ve uyar." Davetçi de peygamber gibi endişe duymaldır Mazlumlar için mustazaflar için kalk ve uyar ikazı davetçilerin hepsinedir.Yani bizedir.O zaman her davetci buna muhataptır.Üzerimizdeki ölü toprağı atmak için neyi bekliyoruz? Tekrar vahiy de gelmeyeceğini göre bu uyarı bizedir müslümanlar bize.

(74/3) "Ve Rabbini artık büyükle/tekbir et." Büyüklüğün ancak O'nun şanı olduğunu haykır.Bir tek yaratıcı Rabb vardır. O da Allah'tır.İşte bu anlamda Rabbinizin büyüklüğünü dile getirin.Bunun örnekliğini her zaman yerine getiren nice yiğitler olmuştur inşallah olmaya da devam edecekler.İşte size Suriye'deki kıyam eden müslümanlar,Bangladeş'te idam edilen alimler, Sivas'ta ve de başka yerlerde haksız yere cezaevlerinde yatan kardeşlerimizin duruşlarıdır.Sadece  Allah için yaptılar onlar.İşte bu duruştur sadece Rablerine sığınan ve Allah'ı büyükleyen duruş.Rabbinin dışında başka hiçkimseyi sığınacak mercii kabul etmemektir davetçinin özelliği.

Caymaz, Hz.Peygamberin Hicret olayına baktığımızda her türlü tedbiri,ölçüyü aldığını görüyoruz,dedi.Peygamber müşriklerden korkmuyor ama davası için endişe duyuyordu.Çünkü o bu davanın en güzel davetçisiydi.Davetçinin pozisyonu eğilip bükülmeden tedbirini de alarak yapmalıdır sorumluluğunu.

(74/4) "Elbiseni temizle/nefsini arındır."Buradaki temizlik müslümanın/davetçinin ortaya koyacağı Ahlaki duruştur.Burada en iyi ahlaki duruşu gösteren Hz.Yusuf'a selam olsun.Çünkü o Allah'tan korktuğu ve davasına leke gelmesin diye zindanı tercih etmişti.Nice büyük dava adamını örnek verebiliriz.

Müslüman ahlaki zaaftan uzak durmalıdır.Her nerede olursak olalım bizim kimliğimizle neyin leke alacağını iyi bilmeliyiz.Onun için davetçi taşıdığı kimliğinin farkında olacaktır/olmak zorundadır.

İslami davette;müslümanlar adam öldürüyor,yalan konuşuyor,rüşvet alıyor,ahlaksızlık yapıyor denilmemesi için davetçi çok çok dikkat etmelidir.Davete soyunmuş ya da belli bir camiada bulunuyorsak kesinlikle kötülüklerden,ahlaki zaaflardan kaçınmak gerekir Bu ayet bizim için şiar olsun.Bir müslüman için zaten olması gereken de budur.İçinde bulunduğu toplumda ahlaki temizliğe dikkat etmelidir.Eğer bir yanlış yaptıysa veya gördü ise onu ifşa etmez,yaymaz.Rabbine tevbe eder veya ilgili şahsı veya camiayı usulünce uyarır.

Müslüman yapmayacağı şeyi söylemez/söylememelidir. Bunlar davetçinin ilkeleridir.

(74/5)  "Ve şirkten uzak dur/pislikten kaçınıp uzaklaş."  Davetçinin olmazsa olmazı şirkten uzak durmasıdır. Zaten bütün peygamberler yeryüzünde "tevhidi" ikame için gelmişlerdir.Bu bağlamda davetçinin ilk ilkesi "Şirki" iyi bilip onu reddetmek ve tevhidi yaymaktır. Bu ayeti pislikten kaçınmak şeklinde abdest için ön hazırlık ve abdestle yapılan temizlik olarak da yorumlayanlar olmuştur.Bu da başka bir bakış açısı. Rabbim vahyini doğru anlayan ve yaşayan kullarından eylesin inşallah!

Değerli arkadaşlar bugün bize ayrılan zamanın sonuna geldik, diyen Tufan Caymaz sohbetini bitirdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi