Sistematik baskıya uğrayan Sözcü’ymüş!

Yılmaz Özdil, Sözcü’ye açılan davalardan şikayet edip “can güvenliklerinin” olmadığını iddia etmiş.

Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER

Sözcü Gazetesi, Türkiye’de vesayet odaklarının medyadaki üssü olarak işlev görüyor. Kemalizm’in topluma dönük dayatmalarının bekçisi konumunda olan gazete, Cumhuriyet ile birlikte bu işi üstleniyor.

Sözcü’nün hedef aldığı toplumsal kesimler saymakla bitmez. Dindarlar başta olmak üzere, Kürt, Ermeni, Rum azınlıklar, mülteciler yıllar boyunca Sözcü’nün yayınlarında tahkir ve tahfif edildiler. Kemalist devrimleri savunmak adına, kendince ilerici unsurların değerlerini yücelten gazetenin en çok okunan yazarlarından Yılmaz Özdil, Sözcü’ye yönelik açılan davalardan şikayet etmiş. "FETÖ’ye yardım” suçlamasıyla verilen toplam 20 yıl hapis cezasının istinaf mahkemesi tarafından onanmasının ardından yazdığı yazıda “bizi hedef gösteriyorlar, can güvenliğimiz yok” diye yakınıyor.

Söz konusu ettiği davada inşallah adalet yerini bulur. Bir suçları yoksa yazarlar beraat eder. İsteğimiz adaletin tam anlamıyla sağlanmasıdır. Ancak bizi hedef gösteriyorlar diyen Özdil’in yıllardır hedef gösterdiği kesimleri bir nebze olsun anlayama çalışması gerekir. Mülteciler hakkında Özdil’in 2016 senesinde yazdığı iki yazıdan örnek vermek gerekirse: “…1933-1937 yılları arasında İngiltere veya Kanada yerine Atatürk Cumhuriyeti’ne sığınan mültecilerin bazıları… Tamamı bilim insanı. Peki, şunlar kim? El Nusra, Ahrar al-Şam, Işid, Abed El Alia, Cabel a-zawiyya, El Watanmiya, Abu El Gullani, Muhammed Zakiri, Çendrim Ramadani, Rakim Bulgarov, Vadim Osmanov, Ussam İsa, Rahmi Hadad… 300 bini hamile, iki milyonu okuma yazma bilmeyen, üç buçuk milyon işsiz güçsüz, zırcahil… “1

“Eli silah tutacak durumda olan 500 bin Suriyeli erkek, kendi memleketine sahip çıkmak yerine, bizim memleketimizde g.tünü (sansürleme bizim tarafımızdan yapılmıştır) gezdirecek, kanoya binecek, kayak öğrenecek, piknik yapacak, kumsala yayılıp nargile tüttürecek, paintball oynayacak…”2

Yılmaz Özdil’in hedef gösterilmekten şikayet etmesi ne kadar makul değerlendirmeyi okurlarımıza bırakıyoruz.

 

[1] 23 Aralık 2016 tarihli ‘Suriye Şehitleri’ yazısı

[2] 12 Temmuz 2016 tarihli ‘Suriyeli Vatandaş!’ yazısı

 

Yorum Analiz Haberleri

Devrim ile derinleşen kardeşlik: Suriye & Türkiye
Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...