Sisi Darbede Emeği Geçenleri Böyle Ödüllendirdi: Tutuklama, Sürgün ve Karalama

“Darbeci Abdulfettah el-Sisi, İslamcılardan kurtulup koltuğunu güçlendirince bu sefer diğer siyasi güçleri hatta onu destekleyen ve ona iktidar yolunu açan 30 Haziran’ın sembol kişi ve gruplarını hedef tahtasına oturttu.”

Abdulrahman Ahmed / El-Cezire
Çev: Davut Özel / Haksöz-Haber

7 sene önce 3 Temmuz 2013’te Mısır savunma bakanı Abdulfettah El-Sisi seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye askeri darbe gerçekleştirdiğini ilan etti. Siyasetçilerin, partilerin ve hareketlerin desteğiyle darbeden birkaç gün önce 30 Haziran’da büyük protestolar düzenlendi, talepleri ise Mursi’nin devrilmesiydi.

Siyasetçilerin ve gözlemcilerin, orduyu tekrar siyaset sahnesine çağırmanın tehlikesine ve bu gösterilerden yararlanabilecek bir askeri darbenin net belirtilerinin ortaya çıkmasına rağmen “Askeri vesayet bitti” sloganları atan kalabalık uyarıları görmezden geldi.

‘’Ordunun cehennemine evet İhvan’ın cennetine hayır!’’ sloganı atan bazıları –bilerek ya da bilmeyerek- Mısır’ın ilk cumhurbaşkanı Muhammed Necib’in anılarında söz ettiği: ”Ordu kışladan çıkarsa kaçınılmaz olarak tüm sivil siyasi güçleri devirecek ve ülkede tek otorite haline gelecektir’’ gerçeğini unuttular.

Cumhurbaşkanı Muhammed Necib’in söylediği hakikate herkes tanıklık etti ve gün geçtikçe bunun daha kötüsüne de şahit oldu. Darbeci Abdulfettah el-Sisi, İslamcılardan kurtulup koltuğunu güçlendirince bu sefer diğer siyasi güçleri hatta onu destekleyen ve ona iktidar yolunu açan 30 Haziran’ın sembol kişi ve gruplarını hedef tahtasına oturttu.

Hapsedilme, yerinden olma, ülkeden sürgün edilme, karalama ve ötekileştirme 30 Haziran protestolarında darbe çağrısında bulunanların kaderi oldu. Ve böylece hepsi -Arapların meşhur atasözündeki- “Ben, beyaz boğa yenildiği zaman yenilmiştim.” durumuna düştüler.

El-Baradey ve Ulusal Kurtuluş Cephesi

Muhammed El-Baradey 30 Haziran gösterilerinin en önemli savunucusu olan "Ulusal Kurtuluş Cephesi"ne liderlik etti ve bu askeri darbeye sivil yardım sağlamada önemli bir rol oynadı. Daha sonra ulusal uzlaşma ihtiyacının altını çizdi ve geçici başkan yardımcısı pozisyonunu üstlenerek uluslararası örgütleri Mısır'da olanların bir darbe değil bir devrim olduğuna ikna etmeye çalıştı. Ancak el-Baradey, Rabia ve Nahda katliamlarını, yüzlerce ölüm ve yaralanmayı protesto etmek için Ağustos 2013'te görevinden istifa etti. Bunun üzerine rejim medyası tarafından Avusturya'ya gidip Twitter üzerinden güncel olaylar hakkında belli aralıklarla yorum yapmak ve yöneticileri "faşist " olarak nitelendirip hükümete karşı bir karalama kampanyası başlatmakla suçlandı. Sisi’nin elinde olan yerel medya el-Baradey'i “hain ve ajan” olarak nitelendirerek ona karşı büyük bir saldırı başlattı. Pasaport yenileme zamanı geldiğinde yetkililer tarafından türlü zorluklarla karşı karşıya bırakıldı. Darbenin ardından siyasi açıdan ön planda olmayı umut eden Kurtuluş Cephesi liderleri dışlandı. Siyasi cephenin liderlerinin çoğu ise emekli oldu ve gönüllü sessizliği seçti.

Kurtuluş Cephesinin en önemli isimlerinden biri olan Hamdin Sabahi, Sisi'nin zaferiyle sonuçlanan 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerine katıldı.

6 Nisan Hareketi

2008'de eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek rejimi karşısında kurulan Devrimci Gençlik Hareketi 25 Ocak 2011 devrimindeki rolüne rağmen, bu olayın ardından iki cepheye bölündü. 30 Haziran'daki erken seçim çağrılarını destekledi ve Sisi’nin darbe günü gösterdiği yol haritasını kabul etti. Bununla birlikte hareket, göstericilerin öldürülmesini bir kez daha kınamakla kalmayıp içerisinde hareket liderlerinin her türlü gösteri fırsatını önleyecek ciddi kısıtlamalar bulunan protesto yasasını reddetti.

Nisan 2014'te "yabancı kuruluşlar adına hareket etmek ve kamu güvenliğini ve huzurunu tehdit etmek" gerekçesiyle hareketin genel merkezine ve mülklerine el konuldu. 6 Nisan Hareketi de "yasaklı grup" olarak ilan edildi ve hakkında mahkeme kararı çıkarıldı.

Kurucu Ahmed Mahir ve lider Muhammed Adil başta olmak üzere hareketin liderlerinin birçoğu,  izinsiz gösteri yaptıkları gerekçesiyle hapsedildi.

Ahmed Duma

Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye karşı güçlü muhalefeti, Ocak 2019'da gerçekleştirilen katliamlarda ordu ve Sisi'yi desteklemesi sebebiyle tanınan siyasi aktivist Ahmed Duma 15 yıl hapis, 6 milyon lira da para cezasına çarptırıldı

Esra Abdülfettah

Darbe kadın erkek fark etmeksizin zorbalığa devam etti.  Ekim 2019'da, askeri darbenin önde gelen destekçisi olan aktivist Esra Abdulfettah, kendisini gözaltı noktasına götüren güvenlik personeli tarafından kaçırıldı. Sahte haber yaymak ve hedeflerine ulaşmak için terörist bir gruba katılmakla suçlandı.

Şadi El-Gazali Harb

Anayasa Partisi ve Devrim Gençliği Koalisyonu eski lideri Şadi El-Gazali, 30 Haziran göstericileri Sisi'ye muhalefet etmeye başlamadan önce, Mayıs 2018'de tutuklanarak Cumhurbaşkanına hakaret etmek, yasaklı bir gruba katılmak gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldı. El-Gazali'nin tutuklu yargılanması ve davanın soruşturulması Mart ayında serbest bırakılıncaya dek devam etti.

Hazım Abdülazim

Siyasi aktivist Hazım Abdülazim 30 Haziran gösterilerinde katılımcılardan biri de olmadı, darbeyi de desteklemedi ancak Abdulfettah el-Sisi 2014’te cumhurbaşkanlığına kendini aday gösterdiğinde onun adaylığını desteklemek için kurulan gençlik komitesinin başında yer aldı. Daha sonrasında güvenlik politikalarını, mevcut parlamentoyu ve Sisi’nin politikalarını eleştirdiği için 26 mayıs 2018’de tutuklandı.

Çeviri Haberleri

Clarissa Ward'ın 'kurgulanmış' Suriye haberi CNN'in önyargısını bir kez daha ortaya çıkardı
Suriye’nin ‘gulyabanisi’ Mahir Esed nerede?
Baas çetesini deviren 11 günün hikayesi
Bir zalim, Filistin'in özgürlüğünün gerçek müttefiki olamaz!
Ölüm her yerdeydi: Kimyasal silah kurbanları yaşadıklarını ilk defa korkusuzca anlatabiliyor!