Haksöz Haber İçin Tercüme Eden: Bilal Süslü
Sisi, ABD Başkanlık Yarışında Trump'ın Kazanmasını mı İstiyor?
George Mikhail / Al Monitor
Mısırlı analistler arasında Amerika’daki seçimlerde hangi adayın kazanmasının daha iyi olacağı konusunda görüş ayrılığı var.
Bazıları Donald Trump’ın Müslüman Kardeşler’e karşı olan söylemlerinin Abdulfettah es-Sisi ile aralarındaki ortak zemine işaret ettiğini iddia ederken Cumhuriyetçi adayın Müslümanların geneli hakkındaki söylemleri Kahire’deki resmi makamlar ve politikacılarda endişe uyandırıyor.
Sisi büyük ihtimalle Amerika’daki seçimde herhangi bir adayı desteklediğini belirtmez, ama yine de Trump’ın çoğu meselede durduğu yer ve bakış açısı Sisi ile ortak fikirlere sahip olduklarını göstermektedir. Haziran ayı sonunda yaptığı bir dış politika konuşmasında Trump, Müslüman Kardeşler’i “radikal” olarak tanımladı ve Demokratların adayı Hillary Clinton’ı eski Mısır cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in yerine İslami grupların iktidara gelmelerini desteklemekle suçladı.
Trump, “Clinton dostumuz olan Mısır’daki rejimin alaşağı edilmesine yardım etti ve radikal Müslümanları onun yerine geçirdi. Mısır askerleri daha sonra kontrolü yeniden ele geçirdi ama Clinton radikal İslam’ın pandora kutusunu bir kere açtı.” dedi.
Trump, ABD Başkanı Barack Obama’yı da Müslüman Kardeşler’i desteklemekle suçladı. 27 Nisan’daki bir konuşmasında şöyle demişti: “Obama, uzun süredir İsrail ile barış içinde olan Mısır rejiminin devrilmesine destek oldu ve daha sonra onun yerine Müslüman Kardeşler’in geçmesi için yardım etti.”.
Trump’ın Müslüman Kardeşler hakkındaki görüşleri Sisi ile uyum içinde.
Sisi ve Trump’ın Müslüman Kardeşler’e karşı olan tutumlarındaki benzerlik Arap gazetelerine de manşet oldu. El-Vefd gazetesi yayımladığı bir haberde Sisi’yi Trump’ın başkan olmasından yarar sağlayacak 5 dünya liderinden biri olarak gösterdi. Bunun sebebi ise Müslüman Kardeşler üzerindeki ortak görüşleri ve “radikalizme karşı savaş” için yaptıkları müşterek çağrıydı.
Clinton ve Trump’ın mevcut Mısır rejimi hakkındaki açıklamaları Sisi’nin kimi desteklemesinin daha muhtemel olduğu konusunu aydınlatmaktadır. Aralık 2015’te Clinton, rakibi Bernie Sanders’la katıldığı açık oturum sırasında “Mısır’da ne olduğunu gördük. Ben Mübarek’in hızlı devrilmesi konusunda uyarıda bulunmuştum ve şu anda yeniden askeri diktatörlüğe geri döndük.” sözlerini sarf etmişti.
Bu arada haziranın ortalarında Trump’ın danışmanı Walid Phares Mısır, Mısır Silahlı Kuvvetleri ve Sisi hakkında bir Mısır kanalına konuştu. Trump’ın Kahire’deki mevcut lider hakkındaki görüşünün çok olumlu olduğunu belirtti, “Trump, Müslüman Kardeşler’in bir terörist grup olduğunu ve bunun Amerika tarafından da tanınması gerektiğini düşünüyor.” diye ekledi.
Trump ve Sisi’nin Müslüman Kardeşler karşısındaki pozisyonlarının örtüşmesine rağmen Trump’ın Müslümanlar hakkında yaptığı açıklamalar Mısır kamuoyundaki desteğini azalttı. 14 kişinin hayatını kaybettiği aralık ayındaki saldırılarda Trump tüm müslümanlara Amerika’ya girme yasağı uygulanması çağrısında bulunmuştu. Daha önce de camilerin denetlenmesi ve Amerika’da yaşayan müslümanların takip edilmesi için bir veri tabanı oluşturulması gerektiğini ifade etmişti.
Politika ve Strateji Enstitüsü’nün haziran ayı içinde Mısır ve Suudi Arabistan’da yaptığı ankette Trump’a olan desteğin bu iki ülkede zayıf olduğu kanıtlanmış oldu.
Enstitü yöneticisi Alex Mintz, “Trump’ın düşük notu müslümanlar hakkında yaptığı tahrik edici açıklamalardan kaynaklanıyor.” dedi.
Trump’ın danışmanı Phares ise Egyptian Daily Shourk'a verdiği bir röportajda yapılan bu türden eleştirileri şöyle yanıtladı: “Trump’ın sorunu daha önce siyaset yapmamış olmasıdır. Bu yüzden kelimeleri karıştırdı. Müslümanlar derken aslında teröristleri kastediyordu. Ama yanlış ifade etti ve müslüman teröristler diye ifadelerini spesifik hale getirmeksizin sadece müslümanlar dedi.”.
Trump’ın Müslüman Kardeşler konusundaki tutumu aynı zamanda Mısır’da bazı destekçiler bulmasına sebep olmuştur. Bunlardan en önemlisi milyarder işadamı Nakib Saviris’tir. Haziran ayında Saviris, Trump’a olan desteğini açıkladı.Çünkü Nakib’e göre Trump’ın rakibi Clinton Müslüman Kardeşler’i destekliyordu.
Al-Monitor’le yaptığı bir röportajda eski Mısır Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi’yse hangi adayın daha iyi olduğu sorusunu şöyle cevapladı: “ABD başkan adayı Donald Trump’ın söylemleri İslam’la çatışma halinde, bu müslümanlar tarafından kabul edilemez bir şey.Öte yandan Hillary Clinton sözlerini dikkatle seçiyor ve tanımlamanın olumlu ve olumsuz bütün çağrışımlarıyla birlikte tam bir ‘usta siyasetçi’. Maalesef Arap ülkelerinin çoğu özellikle körfez ülkeleri, iş dünyası ve petrol alanındaki eskiden gelen sıkı bağları nedeniyle Cumhuriyetçilerin adayının Demokratların adayından daha iyi olduğunu düşünüyor.Bu görüşü paylaşmıyorum ve seçimimi adayların duruşları ve mevcut koşullara göre yapmayı tercih ediyorum.”.
Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Cemal Beyumi Al-Monitor’e yaptığı açıklamada “ABD gibi süper güç olan ülkelerde başkanlar devlet kurumları ve politik yaşama etki eden güçler tarafından ortaya konan genel politikalara göre hareket ederler. Başkan bir yaklaşımı değiştirmede rol oynayabilirse de politikalar aynı kalır.” diyerek adayların seçim kampanyası sırasında yaptıkları açıklamalarının seçimden sonra ne yapacaklarını göstermediğini belirtti. Örneğin George W. Bush seçilene kadar Arap dünyasını olumsuz olarak etkileyecek politikalar benimseyeceğine dair işaretler vermemişti.
“Clinton, Trump’ın aksine Arap ülkelerinin meseleleri hakkında oldukça bilgi sahibi ve Arap dünyasıyla ilgili geniş bir tecrübeye sahip. Ama -Kahire’deki rejim olsun, diğer devletler olsun- başkan olması halinde Trump’ın ‘aşırılığından’ fayda sağlayabilir. Durduğu yer çok net ve popülaritesi ‘aşırı’ açıklamalarından kaynaklanıyor.” diye ekliyor Beyumi.
Mısır’ın Washington eski büyükelçisi Abdurrauf er-Radi 9 Haziran’da Mısır gazetesi El-Beled’e yaptığı açıklamalarda, “Clinton’ın Mısır ve Arap dünyası ile ilgili bazı olumuz söylemlerine rağmen başkan olması Mısır için daha iyi olur. Clinton’ın mevcut başkanın hatalarını tekrar etmekten sakınarak ortaya koyacağı Mısır ve Arap dünyası politikaları nihayetinde Obama’nın politikalarının bir uzantısı olacaktır.” diye konuştu.