Sırp milliyetçileri Kosova'yı da ele geçirme derdinde!

Ayhan Demir, Kosova üzerinde egemenlik iddiasında bulunan Sırp milliyetçilerinin planları hakkında bilgilendirme yapıyor.

Ayhan Demir / Yeni Akit

Kosova’da neler oluyor?

Batılılar, Bosna’da Dayton Anlaşması üzerinden inşa edilen, Republika Srpska-RS (Sırp Cumhuriyeti) entitesinden oldukça memnunlar. Benzer bir yapılanmayı, Kosova’da inşa etmeye çalışıyorlar.

Sırplar, Bosna’da gerçekleştirdikleri soykırımların mükâfatı gibi, kendilerine takdim edilen haksız kazançtan (Republika Sırpska-RS’ten) oldukça memnunlar. Benzer bir kazanımı, “Sırp Belediyeler Birliği” adı altında, Kosova’da elde etmenin gayretindeler.

Sırbistan’da Preşeva Belediye Başkanı Shqiprim Arifi, belediye binasına Arnavut bayrağını astığı için yargılanıyor. Buna karşılık Kosova bayrağı başta olmak üzere hiçbir devlet sembolünü tanımayan, her yere Sırbistan bayrağı ve sembolleri asan, vergi vermeyen, elektrik ve su faturası ödemeyen Kosovalı Sırplar, kendilerine yeterli hak tanınmadığını ileri sürüyorlar.

Aslına bakılırsa, Kosova’nın kuzeyindeki olayların arka planında Sırbistan var. Sırbistan, Kosova’nın istikrarını bozmak için elinden geleni yapıyor. Kosova’nın kuzeyinde yaşayan aşırı milliyetçi Sırplar vasıtasıyla, kanunsuz eylemlere ve şiddet olaylarına imza atıyor. Sırbistan’dan gelen Sırp silahlı kuvvetleri ve Rus paramiliter Wagner grubu da kanunsuzluk ve şiddettin artmasına katkı sunuyorlar.

Sırplar, Kosova Polisi’ne ve NATO askerlerine saldırıyor. Üç NATO-KFOR askeri, Sırp çeteciler tarafından silahla yaralandı. Üç Kosova Polisi, Kosova Cumhuriyeti sınırlarında, Sırbistan Jandarması tarafından kaçırıldı. Evet, doğru duydunuz: Sırbistan, Kosova’dan devlet görevlilerini kaçırdı!

Bu gelişmelerin ardından: Kosova Hükümeti, güvenlik amacıyla, Sırbistan plakalı araçların ülkeye girişine yasak getirdi. Sırbistan menşeili ürünlerin, Kosova’ya girişine izin verilmeyeceği de duyuruldu. Sırp militanların cevabı ise Bernjak, Merdare ve Jarinje sınır kapılarını barikatlarla kapatmak oldu. 

Sırplar, elinde kamera ve mikrofondan başka bir şeyi olmayan, gazetecileri de kovalıyor, darp ediyorlar. Çünkü haksız ve vandallar! Gerçek yüzlerinin, tüm dünya tarafından görülmesini istemiyorlar.

İşin garibi: Günün sonunda, Kosovalı Hükümeti geri adam atmaya zorlanırken, Sırplar yine mağdur taraf oluyor. Dolayısıyla, Batı’dan adalet beklemek beyhudedir. Batı’dan adalet bekleyeceğine, Godot’yu bekle, daha iyi!

Hal böyleyken, Kosova’da bulunan askerlerimize ilaveten, 65’inci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığımıza bağlı komando taburu Kosova’ya gitti. Mehmetçiklerimiz, tansiyonun yüksek olduğu, Kuzey Mitorvica’ya bağlı Zubin Potok üs bölgesine yerleştiler. Türk askerinin bölgeye gelişi, Kosova halkındaki güven duygusunu artırırken, Sırbistan’a karşı önemli bir denge unsuru oluşturuldu.

Sahadaki denge, ne yazık ki, masada sağlanamıyor.

Batılılar, Sırp nüfusun ağırlıklı olduğu belediyelerde seçimlerin yenilenmesi ve “Sırp Belediyeler Birliği” kurulması için Kosova’ya baskı yapıyor, yaptırım uyguluyor. Kosova’nın ağabeyi konumundaki, Arnavutluk da AB ve ABD safında yer almayı tercih etti. Kosova’ya yönelik en ağır darbe de bu oldu.

Kosova Başbakanı Albin Kurti’nin içinde bulunduğu durumu Necip Fazıl’ın Sakarya Türkü’ndeki şu mısra özetliyor: “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!” 

Süheyl Ünver, Yahya Kemal’in Dünyası isimli eserinde şöyle söylüyor: “Millet başka, milliyet başkadır. Birçok insanlar vardır ki, Türk olmasına rağmen, Türk milletinden değildir.” (Sayfa 86)

Demek ki... 

Milliyet değil, millet önemliymiş! Arnavut olmak tek başına yetmiyormuş. Müslüman Arnavut olmak lazımmış. Arnavut olsanız bile, gâvur gâvurla bir oluyormuş!

Kosova Hükümeti, tüm bu sorunların yanı sıra, muhalefet ile de baş etmek durumda. Kosova’da halden anlamayan bir muhalefet var. Mevcut hükümeti değil, Amerika ve ABD’yi destekliyorlar.

Ölümüne muhalefet etmek, hakkaniyetsizliği de beraberinde getiriyor. Fakat bu gidişat, Kosova halkında karşılık bulmuyor. Kosova halkının büyük çoğunluğu, mevcut hükümeti destekliyor.

Bunu söylerken, her şey yolunda demiyorum. Hatalar, eksikler, ihmal ve suistimaller olacaktır, oluyor. Örneğin ekonomik sorunlara esaslı bir çözüm bulunamıyor. Yine, AB ve ABD’den destek almak adına, ülkenin temel ahlaki temelleri dinamitleniyor. Başbakan Albin Kurti’nin LGBT ahlaksızlığına sınırsız destek vermesi bu hatalı yaklaşımın örneklerinden bir tanesidir.

Bunları alkışlayacak, onaylayacak değiliz. Öte yandan, eleştirilerimizi yaparken, işi düşmanlığa vardırmamak gerekir. Tarihî sorumluluk ve hayatî zorunluluk bahsini daima akılda bulundurulmalıdır. Mevcut hükümeti aciz duruma düşürmek, hiçbir Kosovalıyı daha vatansever yapmaz. 

Tüm bunları söylerken, Kosova Hükümeti’ne de birkaç söz söylemek gerekiyor.

Kosova Başbakanı Albin Kurti’nin yerinde olsam, omuz omuza yürüdüğü, ellerine öpücük kondurduğu LGBT’lileri Sırbistan sınırına yollarım. Sırbistan polisi hepsini toplasın götürsün. Sırbistan’ın lezbiyen Başbakanı Ana Brnabiç ile de iyi anlaşırlar. Hem Kosova halkı bu ahlaksızlıktan kurtulur, hem de bu ahlaksızlar belki iki ülke arasındaki sorunların çözümüne katkı sağlamış olurlar.

Bir de şu…

Kosova’nın geleceğinde ve kaderinde önemli role sahip olan iki devlet var: Arnavutluk ve Türkiye.

Arnavutluk, belli ki, Avrupa Birliği vizesi alabilmek umuduyla Kosova’yı gözden çıkarmış. Bu uğurda Batılıların bir dediğini iki etmiyor etmeyecek. 

Geriye kaldı, Türkiye!

Kosovalı siyasiler, acilen, geçmişin travmalarından kurtulmalılar. Türkiye ile iyi ilişkilere sahip olmak, Batı’ya sırt çevirmek değildir. Türkiye ile daha iyi, daha yakın ve daha sağlam ilişkiler geliştirmek, Kosova’nın geleceğini daha iyi ve daha sağlıklı kılacaktır.

Kosova Haberleri

Kosova, yol kapatma eylemleri nedeniyle Sırbistan’a açılan 2 sınır kapısını kapattı
Kosova'nın kuzeyindeki Mitroviça'da Sırplar gösteri düzenledi
AB, Kosovalı Sırplar için vize serbestisini kabul etti
Kosova'da Filistin'e destek gösterisi yapıldı
İsrail'in Refah kentine yönelik saldırıları Kosova’da protesto edildi