Savcılık, biri ahırda koyunlarla birlikte, biri de köy meydanında infaz edilen iki köylünün PKK'yla bağlantılı olduklarına dair hiçbir bilgi ya da belge bulamadı.
İSMAİL AVCI'nın haberi:
Şırnak'ta bir bahar sabahı. Takvim yaprakları 18 Nisan 1994'ü gösteriyor. Güvenlik güçleri tek tek evleri dolaşıyor. Aralarında 'Bedran' kod adlı itirafçı ile dönemin Cizre İlçe Jandarma Komutanı Cemal Temizöz'ün de bulunduğu tim, Yusuf Oğuz'un evinin önüne geliyor. O esnada Oğuz avluda, kayınbiraderi ise ahırda bulunuyor. Bedran, ahırda gördüğü Hacı Boğa'yı PKK'lı zannederek taramaya başlıyor. Hacı Boğa, koyunlarla birlikte can veriyor. Yusuf Oğuz ise köy meydanına getiriliyor, Türkçe bilen muhtar aracılığıyla ifadesi alınıyor. Ve Bedran yine sahneye çıkıyor. Oğuz'un ayağına bir el ateş ederek 'Kaç, yoksa seni de öldürürüm.' diye bağırıyor. Ardından avludan atlayarak köy meydanına doğru kaçan Oğuz'u da arkadan ateş ederek infaz ediyor. Bir traktör çağrılarak cesetler Cizre'ye götürülüyor. Binbaşı Cemal Temizöz, Yusuf Oğuz'un eşine "Yusuf'u biz öldürdük, başkasının günahını almayın." dedikten sonra operasyonun bittiğine dair bir tutanak tutarak köyden ayrılıyor.
18 yıl önceki bu acıklı hikâyenin dosyası tozlu raflardan indirildi. Savcılık, terörist diye öldürülen Yusuf Oğuz ve Hacı Boğa'nın PKK ile bağlantılı olduklarına dair hiçbir bilgi ya da belge göremedi.
'Beyaz Su' kod adıyla eski bir korucunun gizli tanık olduğu dosyada olayın yaşandığı Reşmil köyü muhtarı ile Oğuz'un eşi ve kardeşleri tanık olarak ifade verdi. Yusuf Oğuz ve Hacı Boğa'nın yanı sıra asker, itirafçı ve koruculardan oluşan ölüm timlerinin 'terörist' diye öldürdüğü birçok kişinin terörist olduğuna dair herhangi bir belge ya da bilgiye rastlanmıyor. Dosyalarda çatışma süsü verilen infaz olayları ile ilgili de 'geç oldu', 'güvenli yer değil' denilerek olay yerine savcının gitmesinin engellendiği görülüyor. Yıllar sonra savcıya tanık olarak ifade veren Fatım Boğa, eşinin Cemal Binbaşı ile itirafçılar tarafından öldürüldüğünü söyledi. Boğa, ifadesinde olay gününü şu sözlerle anlattı: "Köyün etrafı, Cemal Binbaşı ve arkadaşları tarafından sarıldı. Sonra bizim evi taradılar. Kardeşim hayvan içinde, eşim biraz daha dışarıda öldürüldü. Sonra iki cenazeyi götürdüler. Cesetleri tekrar getirip bizim bahçeye attılar. Bana, 'Bunları biz öldürdük başkasının günahını almayın.' dediler. Bunu yapanlardan biri Cemal Binbaşı'ymış, köylüler anlattı."
MUHTAR: EVİNE GÖTÜRÜP ÖLDÜRDÜLER
Tanık olarak ifadesi alınan Reşmil köyü muhtarı Havil Yılmaz ise köye gelen askerlerden Binbaşı Cemal Temizöz, itirafçı Bedran kod adlı Adem Yakin ile bazı korucuları tanıdığını söyledi. Yılmaz savcıya olayı şöyle anlattı: "Köye gelen askerler arasında daha önce tanıdığım Cemal Binbaşı, Adem Yakin, Kamil Atağ'ın korucuları vardı. Ben daha önce gözaltına alındığım için özellikle Adem Yakin ile Cemal Binbaşı'yı tanıyordum. Köy halkı meydanda toplandı ve köyde aramalar yapıldı. Aramalarda Yusuf Oğuz'u meydana getirdiler. Ben tercümanlık yaptım, ifadesini aldılar. Yusuf zavallı fakir bir insandı. Tekrar evine götürdüler. Sonra köye bir traktör istediler. Traktör gittikten sonra asker de köyden ayrıldı. Hacı ile Yusuf'un öldürüldüğünü anladık. Cenazeleri getirip köye bıraktılar. Üzerlerinde çok sayıda kurşun izi vardı. Binbaşı Cemal topluluğun içinde bazı kişileri çağırıp soru soruyordu, eve götürüp getiriyordu."
GİZLİ TANIK: BEDRAN, ÖNCE AYAĞINDAN SONRA SIRTINDAN VURarak öldürdü
Dosyanın gizli tanıklarından Beyaz Su ise olayın yaşandığı operasyona korucu olarak katıldığını anlattı. Beyazsu, ifadesinde cinayetleri doğrularken, diğer tanıkların aksine önce Yusuf Oğuz'un sonra Hacı Boğa'nın öldürüldüğünü söylüyor: "Cemal Binbaşı ve itirafçı Bedran'ın yer aldığı askerlerle birlikte Reşmil mezrasına gittik. Köyün etrafı sarıldı. Köyde herkes meydana toplatıldı. Emirleri Cemal Binbaşı veriyordu. Köy boşaltıldıktan sonra evlere girdik. Bir evin yanında ahır vardı. Koyunlar ahırda duruyordu. Teslim olan bu kişinin ayağına Bedran bir el ateş etti. Adam kaçmaya başladı ve Bedran arkadan ateş ederek öldürdü. Bedran sonra ahıra girdi. Yaklaşık 30 el ateş ettiği koyunlarla birlikte bir kişiyi daha öldürdü. Fakat ilk öldürülen kişi çok yalvardı, 'Beni öldürmeyin, suçum nedir, yapmayın.' diye. Bu kişinin yakarışları beni çok etkiledi. Cemal Binbaşı da olay yerindeydi."
Olay yeri ile ilgili düzenlenen tutanakta, 5 PKK mensubunun köye girdiğinin ihbarı üzerine köye operasyon düzenlendiği belirtiliyor. Ancak ihbarın yapıldığını gösteren herhangi bir belge yok. Tutanakta bölgenin kritik olması nedeniyle savcının olay yerine gelmesine gerek kalmadığı, cenazelerin otopsi için hastaneye götürülüp tekrar getirildiği belirtiliyor. Tutanakta 8 kişinin imzası bulunurken herhangi bir ismin olmaması dikkat çekiyor. İsim yerine 'İlçe jandarma komutanlığında görevli' yazılıyor.
Tutanakta isim yok, imza var
18 yıl önce Yusuf Oğuz ve Hacı Boğa'nın infazlarının ardından dü- zenlenen olay yeri tutanağında 5 PKK mensubunun köye girdiği ihbarı üzerine operasyon düzenlendiği belirtiliyor. Tutanakta 8 kişinin imzası bulunurken, herhangi bir ismin olmaması dikkat çekiyor. İsim yerine 'İlçe jandarma komutanlığında görevli' diye yazıyor.
ZAMAN