Sıra kimde derken...

Abdurrahman Dilipak

Birileri sıranın Türkiye’ye gelmesini istiyor.. Apo’nun teslim edilişinin yıldönümünü fırsat bilenler birtakım eylemler planlasalar da sonuç bekledikleri gibi olmadı..

Ama bu arada başka bir şey oldu, İran’da halk sokağa döküldü.. İran’daki olaylar rejim karşıtı değil. Daha fazla özgürlük isteyen, iktidara karşı bir hareket.. Bu süreçte İran’a dikkat etmek gerek.. Özellikle Süveyş’ten Akdeniz’e geçen İran’a ait savaş gemileri Akdeniz’de suların ısınmasına sebep olabilir.

Tabii şu da var, bu yeni muhalefet hareketine rejim muhalifleri de destek veriyor..

Bu arada Mısır’da, ABD askerler eliyle, halkın hoşuna gidecek yeni bir “kontrollü demokrasi”, “geçiş dönemi ideolojisi” inşa etme çabasında..

ABD ve batıyı bu konuda harekete geçmeye zorlayan en önemli saik İhvan hareketi. Batı, özgürlük bayrağının İhvan’ın eline geçmesini istemiyor.. Batının özgürlüklerin karşısında değil, yanında olduğunu göstermek istiyor..

Mısır’dan sonra Libya’da da halk güvenlik güçleri ile çatışıyor.. Yüzlerce insan hayatını kaybetti. Libya’da durum öteki ülkelerden çok farklı.. Silahlı bir halk var.. Direnişin silahlı bir çatışmaya dönüşmesi halinde çok kan dökülür.. Kaddafi olacakları önceden görüp tedbir almaya çalıştı ise de, direnişin büyümesi bekleniyor.. Kaddafi çılgınca şeyler yapabilir.. Libya’daki direniş yine dini önderlikler, Sunusi hareketi ve İhvan temelli. İhvan hareketi sadece Mısır’da olan bir hareket değil.. Suriye’de de var Ürdün’de de, Filistin’de de var Yemen’de de.. Libya’da da var.

Arap dünyasında en güçlü, köklü, saygın İslâmi hareket denebilir.. İslâm dünyasında da sempati duyulan bir hareket.. Seyyid Kutup, Hasan El Benna gibi isimlerin kitapları bugün her Müslümanın evinde bulunur.. İhvan hareketi Körfez’de de etkilidir..

Bu rüzgar her an, Balkanlar’a ve Kafkaslar’a doğru da yayılabilir. Orta vadede Latin Amerika’da, Asya’da da etkisini gösterecektir. Yani sadece İslâm coğrafyasını etkileyen bir gelişme olarak kalmayacak. Afrika’da da etkisini göreceğiz. Mısır tecrübesi bu süreçte yol gösterici olacaktır.. Ve Mısır’ın tetiklediği süreçlerdeki sonuçların yankısı tekrar Mısır’ın geleceğine yön verecektir.. Yani Mısır’da her şey bitti değil. Birçok şey yeni başlıyor.. Mısır bu anlamda bir cihad okulu olacaktır..

Mısır’daki gelişmeler, Filistin direnişini ve liderliğini çok yakından etkileyecektir. Bunun sonucu olarak İsrail’i ve tabii ki Gazze’yi çok yakından etkileyecektir.. Refah Kapısı bu arada açıldı..

Mesela Azerbaycan ve Özbekistan gibi ülkelerde ben şimdiden birtakım kıpırdanmalar olduğunu düşünüyorum.. Süreç Ermenistan’ı da etkiledi bu arada. Gösteriler sadece Yemen, Bahreyn, Umman’la sınırlı değil.. İslâm coğrafyasında hareketin merkezi cami.. Cami hem sosyolojik bir taban, hem toplumsal bir meşruiyet zemini.. Yeni özgürlük hareketi laiklikten beslenmiyor.. Batılı değerlerden de..

Özgürlük isteyenlerin önünde tek bir tercih, tek bir model var. Türkiye’deki iktidar modeli.. Otoriter tek parti rejimi ya da monarşik despotların modeli ise Türkiye’deki Ergenekon yapılanmasına benzer bir yapılanma ve İttihat Terakki’nin devamı olan CHP..

Bu halklar, ülkelerindeki despotik yönetimlerin arkasında ABD, İngiltere ve Fransa gibi ülkelerin olduğunu biliyor.. Batı demokrasisinin arka bahçesinde insanlık dışı işkenceler olurken, batı destekli uluslararası media bir yandan da bütün bunları İslâm ve Müslümanlıkla etiketleme gayretinde idi.. İslâm ülkelerinin geri kalmışlığının, hukuksuzluğun sebebi, İslâm ve Müslümanlar olarak gösteriliyordu.. Birtakım geri zekalılar da, bu yalana inanıp, “Neden zengin hiçbir İslâm ülkesi yok” diye laiklik misyoneri kesiliyorlardı.. Hani “Laiklik olmadan cumhuriyet, cumhuriyet olmadan demokrasi” olmazdı.. Bu isyan ateşinin yükseldiği ülkelerin çoğunda laiklik uygulaması da vardı, cumhuriyet de. Ne oldu?

Aslında yıkılan sadece bölgedeki diktatörlük rejimleri değil, onların dayandığı kavram ve kurumlar da tek tek yıkılıyor.. CHP ve MHP’nin gerilemesinin, ya da Ergenekoncuların, Balyozcuların kendilerini anlatamamalarının sebebi de biraz bu değil mi? İslâm dünyasında yaklaşan ateş, o ülkelerdeki iktidarları vururken, Türkiye’deki muhalefeti vuruyor.. Halk hareketlerinin başladığı ülkelerdeki direnişçiler, sadece ülkelerindeki despotik rejimlere değil, onların arkasındaki batılı ülkelere karşı da öfke dolular..

Mısır’da Mübarek ABD, İngiltere ve İsrail olmadan nasıl bu kadar ayakta kalabilirdi ki?.

Batılılar için bu tetikçilerin hiçbir değeri yok. Saddam da bir zamanlar aynı güçler tarafından kullanılmıyor muydu? Ve sonuçta akıbeti de onların elinden oldu. Ne diyordu kitapta: “Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur..” Yardım ettiğiniz zalimleri, gün gelir Allah sizin de başınıza bela eder. Selam ve dua ile..

YENİ AKİT