“Toplum sindirildi. Aydınlar susturuldu. Muhaliflerin hemen hepsi darbe sanığı oldu” türünden eleştirilerle, gerçeklere tam ters bir rüzgar estirilmeye çalışılıyor!
Gerçek ne?
Gerçek; Cumhuriyet tarihinde hiç yaşanmadığı şekilde, hakimler görevlerini yaptıkları için tazminat davalarına muhatap oluyor.. Darbe sanıkları eliyle, hakimler tazminata mahkum oluyor..
Gösterilmek istenen ise, “General ile sohbet eden gazeteci bile, darbe suçundan yargılanıyor” yalanı!
Gerçek ne?
Darbe sanıklarının şikayeti ile; iddianamelerde yazılanları haberleştirdikleri için gazeteciler hapse mahkum oluyorlar..
Gösterilmek istenen ne?
Siyasi iktidara küçücük muhalefet geliştirenler dahi, ortada hiçbir delil olmadan yıllarca cezaevinde tutuluyor!
Gerçek ne?
Mahkemeler, dava safahatını haberleştiren gazetecilerden istenilen tazminat davaları ile doldu...
Buyrun somut örnek..
Haberini, birinci sayfamızdan okuyacaksınız.
Çetin Doğan paşa, Balyoz Davası’nın birinci sanığı, Yeni Akit’e dava açmış!
30 bin lira istiyor, gazeteden.
Ne yapmışız, çok ağır bir hakaret sözcüğü mü kullanmışız, kendisi hakkında?
Dava dilekçesinden bakalım.
Komutanın avukatı, adeta bize hazırlık yapmışcasına, “hakaret ifadeleri”nin(!) altını çizmiş. Ayrı bölüme, tekrar alıntılamış!
Neymiş o hakaret ifadeleri?
Şunlar: “Hapiste hasta, dışarıda dansta”
Haberin başlığı bu.
Çetin paşanın bir hastane yolunda, bir de dans yaparken çekilen resmi de haberle birlikte yayınlanmış!
Ben merak ettim. “Hapiste hasta, dışarıda dansta” ifadesi için tazminat talep edildiğine göre, acaba resimler aktüel değil mi, diye.
Olur ya.. 5 sene önceki dans fotoğrafını koyarsınız, sonra da “Hapse girince hasta oluyor, dışarıya çıkınca dansa gidiyor” haksız isnadında bulunursunuz. Çetin paşa da haklı olarak, “Yalan yazıyorsunuz. Ben tutuklandığımda da hasta idim. Tahliye olduktan sonra da hastayım. Danstaki resmim, çok eski” derdi..
Biz de “Ayıp etmişiz. İstenilen tazminatı ödeyelim, Çetin paşanın onurunu iade edelim” derdik.
Ama 6 sayfalık dava dilekçesini satır satır okudum.
Çetin paşanın avukatları, “Müvekkilimiz cezaevine girdiği günden bu yana hastadır. Hastalandıktan sonra hiç dans etmemiştir. Yalan yazıyorsunuz” demiyorlar!
Ya ne diyorlar?
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 43 yıl şerefle hizmet etmiş, TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası ve TSKÜstün Hizmet Madalyası ile taltif edilmiş ve tüm yaşamında daima Yasa’dan, Hukuk’tan yana olmuş bir emekli Orgeneralin kişilik haklarına ağır ve vahim saldırıda bulunmaktadır.”
Haydaaaa.
Sanki Çetin Paşa’ya 43 yıl değil, 13 yıl görev yaptı diyen var.
Sanki, “Emekli orgeneral değildir. Albaylıktan ayrılmıştır. İnsanları kandırıyor” demişiz.
Denilen ortada..
“Hapiste hasta.. Dışarıda dansta” demişiz.
Buyurun, gözaltına alınıp cezaevine konulunca, hasta olduğunuz gerekçesi ile hastaneye sevkedilmediğinizi, yayınladığımız fotoğrafların ve verdiğimiz bilgilerin gerçek dışı olduğunu ispatlayın. Hatta ispatlamaya da ihtiyaç yok. Siz sadece iddia edin, biz aksini ispata hazırız.
Nerdee?
Komutanın avukatları, “Bizim müvekkilimiz tutuklandığında hiç hastaneye sevkedilmedi. Hapishanedeki koğuşunda kaldı” demiyorlar.
Diyemiyorlar.
Çünkü gerçekler, fotoğrafları ile ortada..
Peki, Çetin Paşa’nın avukatlarının, “dışarıda dansta” bölümüne itirazları olabilir mi?
O konuda da, avukatların bir iddiası yok.
“Hayır, sizin yayınladığınız fotoğraf, Çetin Paşa’ya ait değil” demiyorlar.
“Çetin Paşa’nın yıllar önce katıldığı bir etkinlikten fotoğrafı, yeni gibi vermişsiniz” de demiyorlar.
Ya ne diyorlar?
“Vatanımızı bölüp parçalamak, laik ve sosyal hukuk devleti olan T.C.’yi yıkmak isteyenler bu hain amaçlarına ulaşabilmek için önce, ...”
Yaaa.
Gördünüz mü, kimler sindirilmek isteniyor. Kimler susturulmak isteniyor. Darbe sanıkları mı, yoksa darbe sanıklarını deşifre edenler mi?
YENİ AKİT