Sinan Ateş suikastı davasında dosyası ayrılan eski Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal ve MHP'li avukat Serdar Öktem'in yargılaması Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 6 Şubat'ta devam edecek.
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’nın Çankaya ilçesindeki Çukurambar semtinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Kampüsü’nde 2 Ekim'de görülen karar duruşmasında MHP'li avukat Serdar Öktem ve dönemin Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal hakkında "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım", Aykal hakkında ayrıca; "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak" suçundan açılan dava dosyasının telefon şifrelerini vermemeleri nedeniyle ABD'den gelecek olan yanıtın bir yıldan uzun süreceği gerekçesiyle ayrılmasına karar verilmişti.
MHP'Lİ AVUKAT ÖKTEM TAHLİYE EDİLMİŞTİ
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, dosyası ayrılan sanıklar hakkında duruşma günü verdi. Mahkeme, tutuklu sanık Mustafa Ensar Aykal'ın üzerine atılı suçun niteliği, mevcut delil durumuna göre sanık yönünden kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların mevcudiyeti, atılı suç için kanunda öngörülen ceza miktarı gözetildiğinde kaçma şüphesinin bulunması nedeniyle tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Mahkeme, tutuksuz sanık Serdar Öktem hakkında ise 'yurt dışına çıkmama' olarak uygulanan adli kontrol tedbirlerinin devamına karar vererek 6 Şubat 2025'te saat 13.30'da yargılanmalarının yapılacağını bildirdi. Ayrıca tutuklu sanık Aykal hakkında 22 Kasım'da, tahliye edilmemesi durumunda ikinci kez 20 Aralık'ta, üçüncü kez ise 17 Ocak'ta tutukluluk incelemesinin yapılmasına karar verdi.
KAÇMA ŞÜPHESİNE RAĞMEN BIRAKILMIŞTI
Öte yandan 3 Ekim'de duruşma savcısı, dosyası ayrılan ve adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verilen sanık Serdar Öktem ile ilgili karara itiraz etti. İtiraz gerekçesinde 'tasarlayarak kasten öldürmeye yardım' suçundan yargılanan Öktem'e isnat edilen suçun vasıf ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut olguların mevcudiyeti ve atıla suça ilişkin yasada belirtilen ceza miktarı dikkate alınarak adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı belirtildi. Sanığın yargılamadan kaçma tehlikesinin de bulunduğu ifade edilen itirazda, tahliye kararının kaldırılarak sanığın tutuklanması istendi.