Güneydoğuya bakacağız önce. Şimdi sırada milletvekillerinin mazbatalarını almaları var..
Ve ardından yemin. Tabii bu arada KCK Ergenekon ve Balyoz tutuklularının durumu gündeme gelecek.. Sonra yemin töreni. Başörtüsü ve Kürtçe krizi yaşanabilir..
Yani kapıda hareketli günler var.. Gazze için geri sayma devam ediyor. Yemen ve Libya’da bu iş çok uzadı ve Suriye konusunda bu arada bir şeyler yapmak da gerekiyor..
Yemin töreninden sonra Meclis Başkanı’nın ve komisyonların seçimi var. Bu arada Cumhurbaşkanı, hükümet kurma görevini verecek.. Bir yandan yeni kabine oluşacak, ardından hükümet programı hazırlanacak. Ve tabii ardından güvenoylaması var.. Onun ardından bakan yardımcıları atanacak.. Bu arada Meclis kısa bir tatile girse de, gündem sıcaklığını koruyacak. Bu yaz sıcak geçecek.. Görünen o ki, CHP, MHP, SP ve BBP’de kongre var. CHP’de iç hesaplaşma başladı bile. Başarı balonu erken söndü..
Daha geride, %1 oy bile alamayan 11 parti var. Osman Pamukoğlu 4. partiyiz diyordu. DP ve Cem Toker’in partilerinde de hayal kırıklığı yaşanıyor. İki parti DP ve BTP birleşti binde 65 oy aldı. Ne kadarı kimin buna siz karar verin.. Siyasi partiler seçime katılabilmek için en az 41 il, 298 ilçe ve 1476 beldede örgütlenmeleri gerekiyor. Bu örgütlerde ise en az 8.406 yönetici bulunması şart. Kongre yapabilmeleri için bu partilerin üye sayısının ise bu rakamın birkaç katı düzeyde olması gerekiyor. Bunların eşleriyle birlikte en az 17.000 oyu olması lazım. Liberal Demokrat Parti’ye Türkiye genelinde çıkan oy sayısı 15.618. Bazı illerde adaylar sadece 1 oy alabildi. Onu da kendileri vermiş demek ki, eşleri bile vermemiş. Ağrı ve Tunceli’de HEPAR adaylarıyla Kütahya’da, LDP adayına sadece 1’er oy çıkması ilginç değil mi?
Sahi o mangalda kül bırakmayan partiler, kamuoyu araştırmalarını tahrif edenler ya da Gürsel Tekin gibi meydan okuyanlar şimdi ne yapacaklar? Namık Kemal Zeybek, Pamukoğlu bu sonucu nasıl açıklayacak şimdi? Gerçeğe yakın tahminde bulunan herkese hakaret edip, meydan okuyanlar ne yapacaklar şimdi?. İnan Kıraç’ın derin tahminleri de tutmadı!
Bir de düşünelim bakalım bu partilerin oyları nereye gitti?.. Mesela DSP’nin oyu, SP ve BBP’nin oyu, TKP’nın oyu, DP’nin oyu nereye gitmiş olabilir? %1’in üzerinde oy alan 4 parti var, BDP’yi de dahil edersen %5 eder.. İlginç değil mi, SP, HAS, BBP’nin oy toplamı, bu haliyle bile BDP’nin yarısı.. Peki gündem oluşturma güçleri ne? Bu arada, şiddet söylemi, öfke, dışlayıcılık, tehditkâr, suçlayıcılık, hakaret sanıldığı gibi prim yapmadı. Hatta geri tepti.
BDP Altan Tan’ı aldı, başkalarını da ekledi listesine, herkes toplamaya çalışırken, bizimkiler dışladıkça dışladılar. Bu grubta hakkını teslim etmek gerek BBP daha toplayıcı idi.. Başından beri ittifaka en yakın parti idi.. Bunu yaşayarak gördüm, biliyorum.. Cemaat önderleri DP’ye, MHP’ye bile destek verirlerken, hiçbir cemaat grubunun HAS ve BBP’ye destek vermemesi ilginç geldi bana.. En trajik olanı ise, Nurcu, Kadiri ve 3. bir tarikat grubunun daha Demirel’in yönlendirmesi ile DP’ye destek vermelerine rağmen oylarının binde 65 de kalması da ilginç.. Kedi buysa ciğer nerede, ciğer buysa kedi nereye gitti!
Hasan Aksay’ın bir hatırası var. 60’lı yıllarda, Azeri kökenli milletvekili bir komisyona seçilmek için kulis yapıyor. Herkes “söz” diyor oyum senin. Hasan Aksay’a geliyor. “Ben başka bir arkadaşa söz verdim, kusura bakma” diyor. Adam da, o kadar çok arkadaş söz verdi ki, zaten seçilmem garanti, canın sağolsun diyor. Sandıklar açılmış, adama bir tek oy çıkmış. Adam ağlamaklı Hasan Aksay’ın yanına gelmiş: “Herkes bana yalan söyledi. Bu onların oyu ise, benim özümün oyu nerde Hasan” diye dert yanıyormuş. Bu işler böyledir.. Şimdi sırada kongreler var diyeceğim ama, sanırım bu arada Demirel, CHP ve MHP’deki Ergenekoncuları toplayıp kendi partisini kuracak.. CHP ve MHP milletin harim-i ismeti kabul edilen irade-i milliyenin tecelligâhı diye takdim edilen meclis kapılarını, o meclisi ele geçirmek için plân yapanlara açtı, Silivri’den Ankara’ya tünel kazdı ve bu adamların içeri girmeleri için yolu açtı.. Bu “hizmetlerini” unutmayacağız. Bir kenara not ettik!
Darbe yapıp meclisi ele geçirmeye çalışanların, kendilerini kurtarmak için meclise sığınmaları da sanki bir ironi gibi.. Yeni CHP’nin demokrasi vaadleri ile darbecilerin avukatlığı ve darbecilerle işbirliği çabalarında bir gariplik yok mu? Bu arada CHP ve MHP’de genel başkanlar gidici gibi gözüküyor.. Kullanım süreleri bitti gibi sanki. Bu arada birileri ellerinde kalan kasetleri servis ederler mi onu da göreceğiz. CHP ve MHP’deki bu süreçteki hesaplaşma çok şiddetli geçebilir.. Her iki partide de çözülme ve bölünmeler yaşanabilir..
Bütün bunlar olurken gözucu ile de Silivri’ye bakmak gerek.. Bana kalırsa yeni operasyonlar kapıda. 12 Eylül, Susurluk, 28 Şubat davaları, Kozmik Kasa soruşturması derken zaten bir ay sonra Askeri şûra var. İstifa, atama, ihraç derken eylüle kadar siyasilere rahat yok. Ama siviller, yeni bir anayasa için hemen ay sonunda kolları sıvamaya başlayacaklar. Selâm ve dua ile..
YENİ AKİT