Ramazan'ı yarıladık.
İlk yarıya Ergenekon'la başladık, Gürcistan sorununun ardından Deniz Feneri ile devam ettik.. Bu arada Boğazlar konusunu tartıştık. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili ve YARSAV Başkanı 2. derece aktüel bir haber olarak hep gündemde kaldı. YARSAV Başkanı'nın asker kaçaklığı konusu da herhalde bu ay içinde sonuçlanır.. Bu konu sonuçlansa da sonuçlanmasa da sanki daha bir süre tartışılacakmış gibi geliyor bana..
Aslında Ramazan'a hızlı girdik. 30 Ağustos'taki görev değişikliği ile TSK'da yeni bir dönem başlıyordu.. Bir generalin Ergenekon sanığı paşaları ziyareti ile yeni bir tartışma gündemi de oluşmuş oldu..
Ramazan'ın 2. haftasının 3 sansasyonel konusu vardı:11 Eylül'de ikiz kulelere yapılan saldırı, 12 Eylül darbesi ve CERN..
CERN deneyinin bilimsel magazin yönünü tartışmaya devam ediyoruz.. İslâm, evrenin yaratılış sırrını araştırmaya ne der? Deney depremleri tetikler mi? Mikroskobik düzeyde de olsa bir kara delik oluşursa, bu, dünyanın sonunu hazırlayabilir mi?
Ve tabii, Türkiye'nin değişmez tartışma maddesi yine gündem oluşturdu. Adli yıl açılışında bu konu yine gerginliklere sebep oldu ve bu kez Diyanet, Yargıtay'a cevap verdi. Kurumlar arası mutabakat arayışında yeni bir sorun da böylece ortaya çıkmış oldu..
Kanadoğlu'na göre Diyanet devletin İslâmı kontrol altına almak için aracı idi. Bu, laikliğin varolması için zorunlu idi. Yargının kendi içtihadları ile dini yorumlaması ve ona anlam ve rol yüklemesi dinin özüne dışarıdan bir müdahele anlamı taşıyordu!
Peki, Ramazan'ın 2. yarısında gündemde ne var?
Arada Kadir Gecesi var.. Final bayram.. Yine liderler bayram mesajları yayınlayacak, partiler birbirini ziyaret edecek..
Mevcut gündem aktüel sıcaklığını koruyacak ama iç politikada ekonomi ve yolsuzluk tartışmaları gündeme gelebilir..
Doğan medianın bayram öncesi, iktidara yönelik karı-kız, yolsuzluk dosyası ile yeni bir atak başlatması beklenmiyor, ama bakarsınız petrol yolsuzluğu gündeme gelebilir.
Sanırım Ergenekon davasında ek iddianame için bayram sonrasını beklememiz gerekecek..
Eğer depremler devam edecek olursa, İstanbul, Ege ve Güneydoğu depremleri üzerine yeni bir gündem oluşabilir. Zaten 2. etap CERN deneyi bu konudaki tartışmaları tetikleyecek gibi gözüküyor..
ABD nin İran, Irak, Afganistan politikası, İsrail'in İran'a yönelik tehditleri, Filistin, Lübnan cephesindeki ve İran'daki gelişmeler her an gündemin ön sırasında yer alabilecek gelişmeler olabilir.. Karadeniz ve Akdeniz'deki ABD-Rus rekabeti ile Gürcistan ve Ukrayna'daki gelişmeler de öyle..
Bayram öncesi Ramazan başında olduğu gibi yine bayram ve hilal konusunu tartışacağız..
Sanki bayrama yakın Mehdi konusu daha çok konuşulacakmış gibi geliyor bana.. Bu konuda özellikle internet ortamında bir hareketlilik görüyorum..
ABD, İsrail ve malum medianın İslâm ve Müslümanlar üzerinde olumsuz etkileri olacak yeni sansasyonel bir çıkışları daha olabilir.. Her ne kadar Deniz Feneri olayı geri tepse de, “yenilen güreşe doymaz” hesabı, malum çevrelerin yeni hamleleri olacaktır.. Ne bileyim, içki yasağı ya da oruç tutmadı diye birine birilerinin saldırması filan. Yoksa rahat etmezler..
Erdoğan, Doğan'ın üzerine daha fazla gider mi bilmem.. Giderse Doğan konusu patlayabilir.. Hatta bazı paralel kuruluşlara genişleyebilir.. Bana göre iş bu noktaya geldikten sonra her iki taraf için de geri adım zor..
Aslında Doğan da Erdoğan'ın üzerinde gidecekse yine ortalık gerilebilir..
Canlı bomba, bombalı eylem, PKK terörü filan biraz ikinci planda kalıyor gibi gözükse de birileri düğmeye bastığında yine ortalık kan gölüne dönebilir..
Seçimden hemen sonra, CHP'nin AK Parti için yeni bir kapatma davası açabileceği söyleniyor.. İktidar herhalde yeni bir uyum paketini meclise sevkedecektir.
Daha birkaç ay Erdoğan'ı her hafta parti kongrelerinde konuşurken göreceğiz.. Bu arada seçim tartışmaları kızışacak.. Erdoğan gündem oluşturacak sansasyonel mesajlar vereceğe benziyor..
Tabii bir de kabinede yapılacak değişiklik konusu var. Herhalde Erdoğan bayram tatilinde ajandasını netleştirecek..
Görüldüğü gibi, seküler bir gündem ufkumuzu kaplıyor.. İşin manevi boyutu kayboluyor.
Ama siz fırsat bulup bu sıcak, gözalıcı gelişmelerin ötesine geçip, işin manevi boyutunu yakalamaya çalışın.
Sonuçta imtihan oluyoruz ve Allah'ın dediği olacak. Bakarsınız İstanbul sallanmış ya da bir başka gelişme, deniz kenarında kumdan evcikler yapanların hayalleri, hesapları planları altüst olmuş.. Hak şerleri hayreyler, görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler! Bize şer gibi gelen şeylerde Allah (cc) bizim için hayır murad ediyor olamaz mı?
Evveli, ortası, ahiri hayrolan Ramazan-ı Şerif'iniz mübarek olsun!
Selam ve dua ile.
Vakit gazetesi