Şimdi gündemde ne var?

Abdurrahman Dilipak

Bayram da bitti.

Şimdi sırada bir yandan bütçe görüşmeleri var, öte yandan “Eve dönüş” ve “Açılım” tartışmaları. Bu arada Ergenekon davasında yeni bir dalga kaçınılmaz gibi gözüküyor..

CHP bu süreçte kendini toparlayabilir mi bilmiyorum.. Ama bütçe görüşmelerinde atak yapmayı deneyecektir.. Gündemi değiştirmeye çalışacaktır ama zor gözüküyor.. CHP’liler, yeni bir yanlışın daha yapılması durumunda bunun kendileri için bir felakete dönüşeceklerinin farkındalar..

MHP, en yüksek perdeden en ağır sözleri söylediği için, sözel olarak yapacak daha fazla bir şey yok. Ama iş eyleme gelince, özellikle “düzovada siyaset” konusuna karşı çıkacağı kesin..

Bu noktada “Türk ve Kürt Ergenekonu”na dikkat. Biliyorsunuz, daha önceki ‘Habur şovu’nu DTP’liler de sahiplenmedi. Yani o olayın arkasında da Ergenekon çıktı.. Bakalım yeni eve dönüşler sırasında neler yaşanacak!

MHP ve DTP içindeki birileri boş durmayacaklar gibi.. Birileri “madem İzmir’de öyle şeyler oluyor, Diyarbakır’da da böyle” diyebilir.. Türk’ün konuşmasında gönderme yaptığı tehlike, bir komploya kapı aralıyor gibi sanki..

MHP’nin de, DTP’nin de tabanına sahip çıkması gerek.. BBP’nin de bu noktada hassas olması şart.. Ergenekon bu kitlenin tabanını provoke etmeyi deneyecektir. Aynı şekilde Şehid anneleri, Cumartesi anneleri ve Şehid aileleri de dikkatli olmak durumunda..

Aslında, MİT ve Emniyet risk grublarını sıkı bir takibe alırsa, bu tür gayretler kaynağında önlenebileceği gibi, ajan provokatörlerin kimliklerinin tesbiti ve yakalanmaları, arkalarındaki gücün deşifre edilmesi açısından da önemli bir fırsat oluşturabilir.. Hani bir musibetten bir hayır neş’et edebilir bu vesile ile.. Kafes planında ele geçen belgelerde, hâlâ ellerinde operasyon için yeterli silah ve kaynak bulunduğu belirtiliyor.. Zaten içeridekilerin, ya da dışarıdaki uzantılarının hâlâ direnmelerinin sebebi de bu..

Dindarlar üzerinden birtakım senaryolar gerçekleştirmeyi deneyebilirler.. “Mehdi, Mesih, Kıyamet” üzerinde çalışabilirler bu arada.. Esoterik bir gündemleri de var bu çevrelerin..

Kürt, Alevi, Ermeni ve Rumlar zaten hep gündemde.. Mezarlıklara karşı girişilen saldırılar zaten deşifre edilmişti.. Gayrimüslimler üzerine gitsinler ki, dış dünyada yankısı olsun.. Birtakım Yahudi fanatikler ve bir kısım neocon zaten “İslâmcıların iktidar olması”na karşı öteden beri mesafeliler.. Türk demokrasisinin askeri vesayet altında tutulmasını savunuyorlar açık açık. Özgürlük ve demokrasi taleplerinin, “toplumun İslâmi kimliğinin iktidara yansımasından kaygı duyduklarını” yazıp çiziyorlar..

Aslında bu iki yaklaşım bile, asıl kaygının, hesapların neyle ilgili olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koymaya yetiyor..

CHP işin farkında, ama “kanımız aksa da zafer İslâm’ın” diyen MHP’liler neden oynanan bu kirli oyunu görmezden geliyorlar, bunu anlamak zor. Tamam “İslamcılar” üzerine oynayan bir kesim de var.. ABD ve Batı da bir kesim; İslâm’a ve Müslümanlara rağmen bölgede varolamayacaklarını, bölgeyi tamamen kaybedeceklerini düşünüyorlar.. Onun için zorunlu tek istikametin İslâmcılarla işbirliği olduğunu ve bu süreçte onları daha ılımlı bir çizgiye çekeceklerinin umudunu taşıyorlar..

Hem zaten, militarist kadrolar, laikçi Kemalistlerin başarısızlıkları ortada iken ve toplumda bu kesime karşı giderek yükselen bir öfke ortada iken, eski yöntemler ve müttefiklerle yola devam etmenin, göz göre göre başarısızlığa mahkûm olmak anlamına geldiğini artık herkes görürken, Batının başka bir tercihe yönelmesi mümkün değil.. Başka tercih sahipleri İslâm ve Müslümanlar karşısındaki öfkesi aklını zail etmiş çevrelerin tetikçilerinden başkaları değil..

Batının fazla bir seçeneği yok, ama Türkiye’nin var.

Bu süreçte elde edilen kazanımlar sadece iktidarın başarısı ile ilgili de değil. Konjonktür böyle gelişiyor.. Tarihin akış yönü bu. Kader hükmünü icra ediyor..

Aslında Ergenekoncular umutsuz bir direniş içinde.. CHP ve MHP’nin hiçbir şansı yok. DTP’de birileri bunu daha erken gördü..

Öte yandan bu tartışmaların bir ucu da geldi Kemalizme, daha doğrusu resmi ideolojiye dayandı.. Esasen Türkiye’nin resmi ideoloji ve resmi tarihle hesaplaşmadan geleceğe doğru yol alması mümkün değil… Açılım bu tartışmayı da beraberinde getirdi.. Bu da hesaplaşmanın daha da keskinleşeceği anlamına geliyor.. Bu hassas bir nokta.. Dikkatli olmak gerek.. Bu süreçte kontrol dışı, beklenmedik olaylar yaşanabilir.. Ergenekoncular “Ya herro, ya merro” diyerek, “Benden sonrası tufan” diye tartışmayı bu zemine çekmeye çalışabilirler.. Hiçbir şansları olmamakla birlikte, ortam bu süreçte çok daha fazla gerilebilir..

Aslında iktidarın geri dönme şansı yok.. Pamukoğlu’nun Samanyolu’na karşı tepkisine baksanıza.. Kurtlar Vadisi’ndeki herkesi yakan, İsrail’in Türkiye’deki adamını hatırlatıyor sözleri.. Ergenekoncular geri dönecek olurlarsa bu iç savaş demektir.. Kendi kendilerini de bitirirler, toplumu da, ülkeye de ağır bir bedel ödetirler.. Zaten bunu da açıkça söylüyorlar, yazıp-çiziyorlar.. Bu biraz da çaresizlik içinde söze yansıyan öfkelerinin bir ifadesi olsa da, durum ortada.. Devlet tecrübesine sahip en akıllıları bile “dağa çıkmak”tan söz ediyor bunların..

Ergenekon davası bu aşamadan sonra birileri için varlık ve yaşam mücadelesinin tâ kendisidir..

Eylül’den beri beklenen fırtına bir türlü gerçekleşmedi.. 29 Ekim, 10 Kasım, derken Kurban Bayramı da geçti.. Evdeki hesapların hiçbiri çarşıya uymadı.. Her huruç hareketi, başarısızlıkla sonuçlandı.

Bakalım bundan sonra neler olacak. Göreceğiz; öfkeyle kalkanlar zararla oturacaklar.. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olacaklar. Dahası yöntem, eylem konusunda birbirine düşecekler.. Gelecek konusunda, kimi gerçeklerin farkına varırken, kimi umudunu kaybedecek ve korkuya kapılacak.. Gelecek günlerin neye gebe olduğunu yaşayacak ve göreceğiz…

Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.

Herkesin bir hesabı var, Allah’ın da bir hesabı var.. Ve galib olacak olan O’nun hesabıdır.. O, gecenin karanlığından aydınlığı çıkartandır.. Allah zalimlere hidayet vermez, belki mühlet verir; ki onlar kendi cehennemlerine daha fazla odun taşısınlar diye.. Herkesin yaptığını gören, onların kalplerinden geçeni bilen bir Allah vardır.. Hüküm O’nundur! Selâm ve dua ile..

VAKİT