Günlerdir Baykal’ı konuşuyoruz... Anayasa’yı unuttuk sanki.
Gül, Anayasa değişikliği paketini imzaladı. Bunun anlamı, bugünden itibaren tekrar rutin, asıl gündeme kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Bu arada CHP ve Baykal hep gündemde olacak. CHP Kongresi’ne kadar bu konu konuşulurken, buna bir de CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne yapacağı başvuru eklenecek. Bundan sonraki 60 gün hep Anayasa’yı ve tabiî CHP’yi konuşmaya devam edeceğiz.
19 Mayıs, 27 Mayıs, 29 Mayıs, Haziran derken Temmuz ortasında referandum var. Ardından Ağustos.
Bütün bunların yanında Ergenekon davası hep gündemde olacak.
Bu tartışmaların orta yerinde Türkiye’nin gündeminde bir başka olay daha var. Mayıs’ın son haftasında İHH, Gazze’ye doğru yola çıkacak.
Mayıs-Haziran ayında Gazze, Filistin, Kudüs, HAMAS hep gündemde olacak.
Dün Rusya ile Türkiye arasında yeni bir dönem başladı. Vizeler kaldırıldı. Soğuk savaştan sonra Rusya ile aramızda yeni bir dönem başlıyor. Ekonomik ve siyasi alanlarda yeni birtakım işbirlikleri söz konusu.
Daha birkaç gün önce Suriye ile görüşmeler vardı.
Türkiye yaza girerken, siyasi gündem son derece sıcak.
Türkiye İsrail’i OECD konusunda veto etmedi. Bakalım şimdi İzzet Şahin konusunda İsrail ne yapacak?.. İHH’nın Gazze seferine İsrail engel olmaya kalkarsa, Ankara ne yapacak?..
Önümüzdeki 60 gün son derece sıcak. 60 gün sonrası da yeni bir dönem başlayacak.
Yani bu yaz, çok sıcak geçecek.
Zaten ufukta seçim var. Seçimin sonuçlarını bu süreç belirleyecek.
Bu süreçte sağda ve solda yeni arayışlar söz konusu. Siyasi açıdan çalkantılı bir döneme giriyoruz.
Bakalım bundan sonra ne olacak? Birileri “benden sonrası tufan” diye, elindekini ardına komadan tetiği çekebilir.
Ne olursa olsun, istikamet belli. Millet “derin gerçek”in farkına vardı. Hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacak. Geri dönüş mümkün değil. Direnerek sadece kendi günahlarını daha da büyütüyorlar.
Baykal, bunca gerçekler ve yaşananlardan sonra eğer hâlâ aynı tavrını sürdürecek olursa, bu da onun bileceği bir şey.
Baykal kalsa da, gitse de eski politikasından geri dönse de, daha ileriye götürmeyi istese de, gelecek günler, geçen günleri aratacak.
Sonuçta herkes kendi akıbetini hazırlıyor. Herkesin bir hesabı olduğu gibi, Allah’ın da bir hesabı var. O her şeyi görüyor ve biliyor, hüküm sahibi olan odur.
Selâm ve dua ile.
VAKİT