Dün Ergenekon davası sanıklarına destek günü imiş! Yargılamanın yapıldığı Silivri’ye doluşmuş, “Baro temsilcileri” ile “gazeteci derneği temsilcileri”..
Baro temsilcileri dediysek, kâğıt üstünde Baro temsilcileri. Gazeteci derneği temsilcileri dediysek, onlar da yine kâğıt üstünde.
Niye böyle söylüyorum?
Şunun için.
Gazetecilere Özgürlük Platformu Dönem Sözcüsü Atilla Sertel, mahkeme kapısında açıklama yapmış: “Türkiye’de 50’den fazla gazeteci tutuklu bulunuyor. Gazetecilerle ilgili 6 bin dava ve soruşturma sürmektedir.”
Sayın Sertel’in tesbitleri doğru.
Doğru da, bulunduğu yer yanlış!
Sayın Sertel, gazeteciler hakkında 6 bine yakın soruşturmanın olduğunu söylüyor, bunun 5 bin 500 tanesinin yürümekte olduğu Bakırköy Adliyesi’nin kapısından bile geçmeden, doğru Silivri’deki mahkemeye gidiyor.
Lafa gelince, “6000 soruşturma” var.
Ama icraata gelince, “6000 soruşturmanın % 95’inin yürüdüğü adliyeye değil, darbecilikten yargılanan hasbelkader gazetelerde çalışmış olan üç tane adamın yargılandığı mahkemeye gitmek” var!
İşte bunun için onlara, “Gazeteci derneklerinin kâğıt üstündeki temsilcileri” diyorum.
Aynı Sertel, konuşmasına şöyle devam etmiş: “Kalemlerinden başka hiçbir ‘suç aletleri’ olmayan meslektaşlarımızın, bu ülkeyi terk etmeyeceklerine ilişkin teminat veriyoruz. Kefilleri biziz.”
Silivri’dekilerin, kalemlerinden başka hiçbir suç aleti yokmuş!
Bay Sertel, adliyeleri birbirine karıştırdı, herhalde!
“Kaleminden başka suç aleti olmayan”lar,Bakırköy Adliyesi’nde yargılanıyorlar, Silivri’de değil Bay Sertel...
Bakırköy Adliyesi’nde yargılananlara bak!..
Kimisinin suçu, “... isimli generale, darbeci diyerek hakaret etmek”ten ibaret!..
Kimisinin suçu “... isimli generalin darbe planını deşifre ederek, yargılamanın gizliliğini ihlâl etmek”ten ibaret!
Kimisinin suçu “... isimli gazetecinin, darbecilikle suçlanan ... isimli general ile yaptığı konuşmayı yayınlamak”tan ibaret..
Kimisinin de suçu; “... isimli gazetecinin, ... isimli darbeci general ile 2 saatlik görüşmesinin ayrıntılarını yayınlamak!..”
Evet, “tek suç aleti kalem” olanlar, Bakırköy Adliyesi’ndeler.
Ama, gazeteci derneklerinin temsilcilerinin bir tanesini bile, ben bugüne kadar Bakırköy Adliyesi’nde hiç göremedim!..
Onlar, yollarının üstü olmasına rağmen, Bakırköy’e şöyle bir soluklanmak için dahi olsa durmayıp, transit Silivri’ye uçuyorlar..
Oysa; Silivri’dekilerin topları da var, tüfekleri de. Bombaları da var, C-4’leri de.. Suikast planları da var, provokasyon cinayetleri de..
Dürüst bir gazeteci derneği yetkilisinin, Silivri’deki üç-beş gazetecinin yargılandığı adliyeye gitmeden önce, 100’e yakın gazetecinin yargılandığı Bakırköy’deki adliyeyi ziyaret etmesi gerekmez mi?
Gerekir de.. Bunlar böyle gazeteci işte..
Gerçekten gazetecilik faaliyeti için yargılananları bırakıyorlar, Genelkurmay’da iş pişirmeye kalkışan, seçim meydanlarında halkı galeyana getirmeye çalışan sözde gazetecileri kurtarmaya bakıyorlar.
Gazetecilerin yanında da, iş bitirdikleri generalleri de kurtarmaya çalışıyorlar..
Gazeteci derneklerinin yetkilileri oradalar.
Baro’ların temsilcileri oradalar..
Ve dahi, 500 civarında da ziyaretçi; oradalar.
Sanki birbirlerinden habersiz, tesadüfen oluşmuş bu çıkartma!
Tesadüf ise bu..
Bir de Bakırköy Adiyesi’nde gerçekleşse ya bu tesadüf!
Biz de hak verelim onlara, “Tesadüf canım, Tesadüf! Mafya babası Sedat Peker’e, ‘Başkan da derim, reis de, ne var bunda’ diyen, bununla da yetinmeyip ‘JİTEM’i ben kurdum, Aygan’ı ben öldürttüm’ diyen albayın beraat etmesini istemiyorlar. Sadece gazeteciler için oradalar. Dayanışmanın kapsamında, darbeci generaller yok. Danıştay’da hakim öldüren çeteciler yok” diyelim..
Ne dersiniz, “gazeteci kimliği” altında, darbecileri savunan, sözde meslek örgütü temsilcileri!
Var mısınız, bir gün de Bakırköy’e gelip, darbecileri deşifre ettiği için yargılanan gazetecilere destek vermeye..
Mesela bugün..
Yeni yıl duruşmaları bugün başlıyor Bakırköy’de.. Sizi de bekleriz, Bakırköy’e!
YENİ AKİT