Silahlı isyandan sivil itaatsizliğe

Dİyarbakır’da iki gün önce toplanan BDP ve DTK sözcüleri, “sivil itaatsizlik” eylemi başlatma kararı aldıklarını açıkladılar. Bu kararı kamuoyuna duyururken Ahmet Türk, sorular üzerine sivil itaatsizliği, “Demokratik bir eylem biçimidir, yani panzer bizi ezse bile karşılık vermeyeceğiz” diyerek tarif etti.

Sivil itaatsizlik eylemleri, Diyarbakır ve Batman’da oturma eylemiyle başladı.

Eylemin dört talebi var: Anadilde eğitim, siyasi tutukluların bırakılması, askeri ve siyasi operasyonların durması ve yüzde 10 barajının kaldırılması.

Sivil itaatsizlik eylemleri, Kürt siyasi hareketi için yeni bir başlangıcı ifade ediyor. Silahlı Kürt isyanı, artık sivil siyasete doğru ince bir geçiş yaşıyor.

Sivil Kürt siyaseti, isyanın içinden doğuyor.

Dağdan ovaya doğru uzanan zorlu bir yolculuktur bu; değişim başka türlü de olamaz.

Şimdi ovada, silahsız mücadeleyi seçtiler.

Oturma eylemini karakol basmaya tercih ediyorlarsa, bu ancak desteklenebilir.

Ne devletin, ne AKP’nin beklentisine göre bir değişim olabilir.

Kürt siyaseti hareketi, kendi silahlı yapısından, büyük bir zorlukla sivil siyaseti doğuruyor.

Ortaya çıkacak olan bu hareket, toplumsal-siyasal özelliklerine göre karakter kazanacak.

Burada önemli olan, bu geçişin sonuca ulaşması.

Gelişmeler bunun mümkün olduğunu gösteriyor.

Bu Newroz, Kürt siyasi hareketinin silahlara veda etmesinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu.

İmralı ve Kandil’in elindeki silah kartını henüz bırakmamış olması artık o kadar da önemli değil.

Dünyadaki gelişmelerden herkes gibi Kürtler de yeteri kadar etkileniyor.

Bu saatten sonra karakol basmayı, bomba patlatmayı destekleyecek kaç insan kalmıştır?

İmralı da, Kandil de, BDP de bunun gayet farkında. Bunun için üç ay kala seçime yükleniyorlar, Kürtleri siyasetle etkilemeye çalışıyorlar.

Şimdi, önemli olan bu dönüşümün engellenmemesi...

Gelişen bu sivil sürecin -eleştirilerle birlikte- desteklenmesi.

Peki güvenlik güçlerinin yaklaşımı ne?

Diyarbakır ve Batman’da valilik ve polis BDP’lilere zor kullandı.

Sokaklarda pasif eylem yapmak için toplanan Kürtleri, şiddet kullanarak dağıtmaya çalışmak onları tekrardan kanlı bir isyanın kollarına itmekten başka ne işe yarar? BDP’nin başlattığı sivil itaatsizlik eylemini ‘tehlikeli’ bulanlar var. BDP’yi, kaos ve gerginlik peşinde olmakla suçlayanlar da az değil. Ama unutmayalım ki, gerginlik ve kaos peşinde olsalardı silahlı güçleriyle de bunları yapabilirlerdi. Pasif eylem biçimleri bile bu ülkede büyük bir tehdit, tehlike sayılırsa, o zaman değil siyaset yapmak bu ülkede yaşamak bile zorlaşır.

BDP’nin sivil itaatsizlik eylemi, Kürt sokağında siyasete olan güveni besleyecek, güçlendirecek. Kürt siyasetçiler, silahın gölgesinde o kadar uzun süre vakit geçirdiler ki demokratik siyasetin gücünü bile tam olarak keşfetmiş değiller. Meydanlarda toplanan milyonların gücünün nelere kadir olduğunu yeni yeni öğreniyorlar. Dünyadaki gelişmelerin de elbette bunda etkisi var. Siyasetin sonuç aldığını görmedikçe silahtan vazgeçmeleri de mümkün değil. Devletin şiddetini hissettikleri her an, silaha meğledeceklerdir. Bu etki tepki kaçınılmaz. O zaman devlet, sivil mücadele yöntemlerine başvuran Kürt siyasetine müdahale etmemeli, yaşadıkları dönüşüme ket vurmamalı. Kürt sorunu artık çözülme aşamasındadır. Seçimlerden sonra hazırlanacak olan yeni anayasayla birlikte Kürt sorununda silahlı dönem tümden kapanabilir. Türkiye, bu sorunun çözümüne hiç bu kadar yaklaşmamıştı. Biraz daha akıl, biraz daha sabır...

Abdullah Öcalan dergiye yazar oldu

PKK lideri Abdullah Öcalan, Demokratik Modernite adlı dergiye yazar oldu. 21 Mart Newroz günü okurla buluşan derginin ilk sayısında Abdullah Öcalan’ın “Yöntem ve Hakikat Rejimi Üzerine” başlıklı makalesi ile Nelson Mandela’nın avukatı Essa Moosa‘nın “Güney Afrika Müzakere Deneyimi” başlıklı yazısı da yer aldı. Dergide yer alan diğer yazarlar ise şöyle: “Prof. Dr. Doğu Ergil: İki Anahtar: Hakikat ve Uzlaşma, Şenel Karataş: Gerçekten Hakikate, Mark Freeman-Priscilla B. Hayner: Hakikat Beyanı, Cengiz Kapmaz, Hakikat Komisyonlarında Dünya Deneyimleri: Unutmamak Ama Affedebilmek,Nasrullah Kuran Öcalan ve Hakikat Arayışı, Cihan Eren: Hakikatin Sanatı ve Sanatın Hakikati, M. Söğüt: Kuştina Heqîqetê, Metin Yeğin: Latin Amerika’da Demokrasi - Gerilla, Immanuel Wallerstein: Dünya Sistemindeki Yapısal Kriz: Nereye Doğru Gidiyoruz?, Dr. Nick Brauns:Komünün Öğrettikleri: Tarihte ve Günümüzde Şura Demokrasisi, FikretBaşkaya: Yeni Sol Paradigmaya İhtiyaç Var, Akif Ali: Demokratik Ulus Ruhsa Demokratik Özerklik Bedendir, Ali Koç: Komünalist Ekonomi,Rojgirav Dicle: Lêhûrbûnek li ser dengbêjiyê û ‘Delalê Edûlê’, Eliz Benan: Bir tarihin yasını tutmak.”

kurtulustayiz@gmil.com

TARAF