Bugün sizlerle aylardır kamuoyundan saklanan Etik Kurulu raporlarını paylaşacağım. Dün bir haber kaynağımdan kurulun her iki raporunu da aldım. Raporları dikkatli biz gözle inceledim. Detaylarını, özellikle 1. Etik Kurulu raporunun tamamına yakınını aşağıda okuyacaksınız. 15 Ağustos 2011 tarihinde hazırlanan ilk raporun, bazı müdahaleler sonucu aylar sonra nasıl değiştirildiğine şahit olacaksınız.
İlk Etik Kurulu raporunda Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım ve yöneticilerinin altı maçta şike yaptıkları, altı maçta da teşvik primi teşebbüsünde bulundukları raporlara girmiş. Raporda Yıldırım’ın başkan, diğer isimlerin ise yönetici olması dolayısıyla bu fiillerin Fenerbahçe Kulübü’nü bağlayacağı da net bir şekilde belirtilmiş. Ancak, hatırlanacağı gibi 19 Ocak 2012 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurulu’nda, küme düşmeyi kaldıracak olan 58. Madde’nin değişmemesi üzerine, Mehmet Ali Aydınlar görevinden istifa etmiş hem siyasetçiler hem de futbol dünyası yeni bir başkan arayışına girmişti.
İşte bu arayışın sonuçlarını 2. Etik Kurulu raporunda net bir şekilde görüyorsunuz. İlk raporun aksine ikinci raporda suçlanan isimler bir bir aklanıyor. Kulüpler ve Federasyon bu durumu, elimize yeni belgeler geldi, ifadeleri almamıştık, raporun değişme nedeni bu diye açıklamalarına rağmen, ikinci rapora baktığınızda bu iddianın doğru olmadığı anlaşılıyor. Neden doğru olmadığına birazdan değineceğim. Önce ikinci raporun müdahalelerle nasıl değiştirildiğinden bahsedelim.
Siyaset ve futbol dünyası ilk Etik Kurulu raporunda şike ve teşvikin net bir şekilde belirlenmesi üzerine, bu soruşturmayı en az hasarla atlatmak, futboldaki kaosu gidermek için bazı girişimlerde bulundular. 16 Şubat 2012 tarihinde Spor Bakanı Suat Kılıç Mecliste Şenes Erzik’le bir görüşme yaptı ve TFF Başkanlığı’na Erzik’in tek aday olacağı açıklandı. Ancak, bu açıklamanın üzerinden 24 saat geçmeden Erzik aday olmayacağını kamuoyuna duyurdu. Ardından yeni arayışlara geçildi. Ve Demirören isminde karar kılındı. Kulüplere mesaj vermek ve siyasetin adayının Demirören olduğunu futbol kamuoyuna duyurmak için de Başbakan’ın evinde fotoğraf verildi.
Futbolun yüzkarası olarak nitelendirdiğim Göksel Gümüşdağ, 18 Şubat 2012 günü Yıldırım Demirören’i elinden tutup Başbakan Erdoğan’ın İstanbul’daki evine götürdü. Kısa süren görüşmenin ardından, haber tüm futbol kamuoyuna aktarıldı. 20 Şubat günü de Demirören, başkanlığa aday olduğunu açıkladı. 27 Şubat’taki kongrede de Demirören tek aday olarak başkanlığa seçildi. Görevi ise bu soruşturmayı kapatmaktı.
Bu gelişmenin ardından 19 Mart 2012 günü UEFA Başkanı Michel Platini Başbakan Erdoğan’la Türkiye’de bir görüşme yaptı.
Tüm bu sürecin ardından da kulüpler ayrı, kişiler ayrı, beş sene Avrupa’ya gitmesek bir şey olmaz sesleri hem iktidar kanadından hem de TFF yönetiminden seslendirilmeye başlandı. Düğmeye basılıp, şike ve teşvik soruşturulmasının kapatılmasına karar verildi.
25 Nisan 2012 günü hazırlanan 2. Etik Kurulu raporuyla birlikte de kulüpler ve Aziz Yıldırım başta olmak üzere birçok isim kurtarıldı.
TFF ve bazı kulüpler, değişen bu durumu gelen yeni belgeler ve alınan ifadelere bağlamasına rağmen, 2. Etik Kurulu raporunda dikkat çeken bir nokta var. O da raporun ses kayıtlarına dayandırılması. Aynı ses kayıtları ilk raporda da vardı. Yani ortada yeni gelen bir belge bulunmuyordu. Bu durumda akla şu soru takılıyordu; ses kayıtları değişmediğine, ilk raporda da yer aldığına göre, Etik Kurulu, raporunu nasıl değiştirdi? Sanırım 19 ocak sonrası yaşanan gelişmeler bu durumu anlamamıza yardımcı oluyor.
İkinci raporda dikkat çeken bir konu da basın toplantısı düzenleyip raporun temiz olduğunu açıklayan Yıldırım Demirören’in kamuoyunu aldatmış olması. Çünkü raporda hem şike hem de teşvik girişiminin kişiler tarafından yapıldığı belirtiliyor.
Sözü fazla uzatmadan, ilk kez kamuoyuna açıklayacağımız 1. Etik Kurulu ve 2. Etik Kurulu raporlarına bırakalım. Bir soruşturmanın nasıl sumen altı edildiğini hep birlikte okuyalım.
mbaransu@gmail.com
TARAF