Sığınmacı Dostlarıma

Berat Özipek tarafından tüm yeryüzünün sığınmacıların doğal ülkeleri olduğu çağrısının yapıldığı, adalet ve merhamet yüklü bir yazı kaleme alınmış.

Berat Özipek / Yeni Yüzyıl

Öncelikle hoş geldiniz, safalar getirdiniz.

İster Suriye’den gelmiş olun ister başka bir yerden, diliniz, dininiz, mezhebiniz ne olursa olsun, yanınızda olduğumu vurgulamak istiyorum.

Nasıl bir zahmetli yolculukla buraya geldiğinizi, ne tür badireler atlatmış olabileceğinizi tahmin edebiliyorum.

Anlatacak çok şeyiniz olduğunu da.

Sizinle birlikte yola çıkanların bazılarının buraya ulaşamadan yitip gittiğini gördünüz belki, belki aile fertlerinizden, sizin için dünyadaki en değerli varlıklardan birini kaybettiniz o çileli yolculukta.

Kaybettiklerinizi geriye getiremem, ne kadar anlamaya çalışırsam çalışayım, yaşadıklarınızı anlayamam da.

Ama sizin yanınızda olabilirim ve yanınızdayım. Şunu bilin ki, bu ülkede milyonlarca insan da sizin yanınızda ve sizin buradaki varlığınızdan hiçbir şekilde şikâyetçi değil.

Gittiğim her şehirde, sizinle dayanışma için birbirleriyle yarışan insanlar gördüm ben.

Elbette size kızan, kötü muamele eden, hatta canınıza kast edebilen, insan türü adına utanç duyduğum vatandaşlarım da var.

Belki onlar adına değil ama onlardan gelen kötülüğe karşı sizi yeterince koruyamadığım için kendi adıma özür dilerim.

Maalesef bu dünyayı zalimlerle paylaşmak zorundayız. Ama bu, hiçbir şekilde onların kötülüğüne göz yummak anlamına gelmiyor. Kimse sizden, onları affetmenizi veya ihlallerine sessiz kalmanızı bekleyemez. Vicdanen affetseniz bile hukukun onları cezalandırmasını talep edebilirsiniz ve etmelisiniz.

Sevgili dostlarım,

Şunu hatırlatmak isterim ki, sığınmacı olmak bir haktır. Siz de hak sahibi bireylersiniz.

Bize borçlu değilsiniz, teşekkür etmeniz veya minnettarlık duymanız falan gerekmiyor.

Sahip olduğunuz haklar, hem evrensel, doğal hukuktan kaynaklanıyor, hem de pozitif hukuktan. Siz şu an, yeryüzündeki yedi küsur milyar insandan her birinin sahip olduğu bir hakkı, sığınma hakkını kullanıyorsunuz ve geri kalanlara da bu hakkı tanımanın gereklerini yapmak düşüyor.

İnsan onuruna yaraşır bir muamele beklemek sizin için hak, başkaları için de yükümlülüktür.

Bu ülkenin vatandaşı olmadığınız için, bazı vatandaşlık haklarından bugün için yararlanamayabilirsiniz, ama insan haklarının tamamına, bu kapsamda ayrımcılığa uğramama hakkına, siz de herkes kadar sahipsiniz ve onları herkese karşı ileri sürebilirsiniz.

Nerede olursanız olun, başınız eğik, yüzünüz yerde olmasın. Kendinize güvenin, ayağınız yere sağlam bassın ve haklarınızı talep edin.

Yaşadığınız felaket karşısında size kucak açan, kol kanat geren sayısız iyi insanın varlığını görmek, belki bir nebze de olsa teselli verici olabilir size. Ben ise, yaşadığım ülkedeki erdemli insanların farkına varmama, hayata daha farklı bir gözle bakmamıza vesile olduğunuz için size teşekkür borçluyum.

Sevgili dostlarım,

Kendinizi vatansız kalmış hissetmeyin. Sığınmacının vatanı bütün yeryüzüdür; burası sizin de vatanınız.

Her daim başımın üstünde yeriniz var.

Saygılarımla.

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!