NURİYE ÇAKMAK'ın haberi:
Yaşanan son şiddet olaylarından ötürü 4,5 milyon nüfusa sahip ülkede Birleşmiş Milletler raporlarına göre 2,2 milyon insan yardıma muhtaç olmuş durumda. 1 milyondan fazla insanın evini terk ettiği tahmin ediliyor, bunların 500 binden fazlası başkent Bagui'den kaçanlar. M'poko Uluslararası Havalimanı yakınındaki kampa sığınan 100 bin Müslüman zor şartlar altında yaşam mücadelesi veriyor. Bin kişilik diğer bir grup ise hayatlarını korumak için başkent Bangui'deki Merkez Camiine sığındı. Anti-Balaka milislerinin her an camiyi basması korkusuyla yaşayan Müslümanlar çaresiz. Ülkede çatışmaların başladığı günden bu yana en az 67 cami hasar gördü veya saldırıya maruz kaldı. Bu saldırılar sırasında camilerde bulunan Kuran'ı Kerimler ve dini kitaplar yakıldı.
Bu güne nasıl gelindi
1900 yılından 1960 yılına dek Fransa sömürgesi olan Orta Afrika Cumhuriyeti, bağımsızlığını kazandıktan sonra geçen 54 yılın 31 yılını darbe yönetimleri ile geçirdi. Uluslararası baskıların sonucu olarak ülkede ancak 1991 yılında partilerin kurulmasına izin verilmişti. 1993 yılında gerçekleştirilen genel seçimlerde oyların çoğunluğunu elde eden başkan Felix Patasse 15 Mart 2003 tarihinde gerçekleştirilen bir darbe ile görevinden uzaklaştırıldı. Cuntanın liderliğini yürüten François Bozize Nisan 2010 tarihinde gerçekleştirilmesi gereken genel seçimleri ülkedeki iç karışıklığı sebep olarak göstererek parlamento kararı ile iptal ettirdi ve Haziran 2010 tarihinde görev süresinin dolmasına rağmen devlet başkanlığını bırakmadı. Ülkede dinmek bilmeyen iç karışıklık geçen yıl Mart ayında kendisini anti-emperyalist ve milliyetçi olarak gören Seleka gruplarının başkent Bangui'de şiddetli çatışmalar sonucu başkanlık binasını işgal ederek ülke yönetimine el koymasıyla zirveye ulaştı.
Ağustos ayında Orta Afrika Cumhuriyeti'nin ilk Müslüman devlet başkanı olan darbe lideri Michel Djotodia ülkenin devlet başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra Seleka'yı feshetse de şiddet olaylarını dindiremedi. Fesh edilen Seleka kuvvetleri ile Anti-Balaka ismi verilen eski başkan Bozize'ye sadık çeteler arasında gerçekleşen çatışmalar yayılarak Hristiyan - Müslüman çatışmasına dönüştü. Barış girişimleri sonucu tek taraflı olarak silahsızlandırılan Hristiyan Seleka üyelerinin bölgeyi terk etmesinin ardından 'Müslüman avı' başlatıldı.
Müslüman azınlığı yok etme girişimi
Afrika'nın en yoksul ülkelerinden biri olan Orta Afrika Cumhuriyeti'nde 2003 yılında gerçekleştirilen son nüfus sayım sonuçlarında elde edilen bilgilere göre, ülke nüfusunun yarısını Hristiyanlar oluşturuyor. Müslümanların oranı ise yüzde 10 ila 15 arasında. Yerli çetelerin Müslüman azınlığa karşı başlattığı soykırım girişimine ordu seyirci kalıyor. Ocak ayında BM Güvenlik konseyi Fransız ve Afrikalı askerlerin ülkeye müdahalesine onay vermişti. Fransa'nın, Orta Afrika Cumhuriyeti'nde görev yapan bin 600 askeri geçen sürede şiddeti engellemek adına bir varlık gösteremedi.
Merkezi ABD'de bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü Human Rights Watch, Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki iç savaş yüzünden tüm Müslüman nüfusun ülkeyi terk etmek zorunda kalabileceği uyarısında bulundu. 'Tamamen boşaltılmış Müslüman mahalleleri var. Buradaki evlerini yıkıp, Müslümanların izlerini siliyorlar" diyen İnsan Hakları İzleme Örgütü Acil Durumlar Direktörü Peter Bouckaert, şu ana kadar on binlerce Müslümanın Kamerun ve Çad'a sığınmış olduğuna dikkat çekiyor. Komşu Kamerun, Çad, Demokratik Kongo ve Sudan'a kaçan siviller yol boyunca linç edilme tehlikesiyle karşı karşıya. 500 kilometre uzunluğundaki Bangui-Kamerun yolunda can pazarı yaşanıyor. Aynı şekilde Bangui'deki Ubangi nehrinden de kimliği belirsiz cesetler çıkarılıyor.
İnsani kriz büyüyor
Ülkede gıda yardımına ihtiyacı olanların sayısı her geçen gün artıyor. Kara yolları güvenli olmadığı, asker koruması yeterli gelmediği için BM daha pahalı bir yöntem olan hava köprüsünü tercih ediyor ve gıda yardımını komşu Kamerun'dan uçaklarla iletilmeye çalışılıyor. BM'ye göre insanların yüzde 90'ı günde sadece bir öğün yemek yiyor. Başkent Bangui'deki Müslüman dükkan sahipleri ve tüccarların göç etmesiyle fiyatlar da yükselmiş durumda.
Ocak ayından beri şiddetlenen saldırılar sonrası siyasi, dinî, iktisadi ve insani bir krizin yaşandığı bölgede en az bin Müslüman vahşice katledildi. Camilerin yıkıldığı, evlerin, mahallelerin yakıldığı, palalı saldırganların kol gezdiği sokaklarda Müslüman halkın can güvenliği yok. Şu ana kadar göç eden 1 milyon insan oldukça ilkel şartlarda yaşam mücadelesi verirken, Müslümanlara karşı başlatılan cadı avı da sürüyor. Pala, bıçak ve diğer kesici aletlerle Müslümanları hedef alan anti-Balaka milisleri, yasadışı olarak oluşturdukları kontrol noktalarında da birçok Müslümanı linç ederek öldürdü.
Beş kişiden biri evini terk etti
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü Adrian Edwards, 18 yerde çoğunluğu Müslüman 15 bin insanın silahlı gruplarca kuşatıldığını ve acil yardım gerektiğini açıkladı. Her beş kişiden birinin evini terk etmek zorunda kaldığı bölgede 2013'ün Aralık ayından beri okullarda eğitim verilemiyor. Bangui'deki okulların yüzde 60'ı çatışmalardan kaçan insanların sığınma mekanı haline geldi. UNICEF'ten alınan verilere göre, yaklaşık 2,5 milyon çocuk çatışmalardan etkilendi.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNCHR) Şefi Antonio Guterres, Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki çatışmaların 'etnik temizlik' boyutuna vardığını açıklamış ve 'Bu şiddeti tanımlamak için insanlık dışı, barbalık, şok edici vahşet ifadeleri bile yetersiz kalıyor' demişti.
(Yeni Şafak)