Selahaddin E. Çakırgil gündemi yorumluyor:
Bu, günlük politikayla ilgili bir yazı değildir gerçekte, ama, ne yapalım ki, bazı politikacılar da işin içine giriyorlar, daha doğrusu ve daha doğrusu bu yazının yazılmasına K.K. gibi bazı mâlum materyalisk-laik politikacıların seviyesizce, gaddarca anlayışları sebeb oldu.
Suriye’de 4 yılı aşkın bir zamandır süregelen ve ne zaman ve nasıl biteceği konusunda kimsenin sağlıklı bir şey söylemesinin pek mümkün görülmediği bir korkunç bir iç-savaş yaşanıyor.
Bu ülkenin 23-24 milyon kabul edilen edilen nüfusunun üçte biri, 7-8 milyon kadarı bugün yerinden-yurdundan, evinden-barkından, varını yoğunu bırakıp kaçmış insanlar..
Bir kısmının hali-vakti yerinde.. Onlar için, kendi doğup büyüdükleri yerlere ve yakınlarına duyulan hasretten fazla, ciddî bir problem yoktur.
Ama, fakir-fukara aileler, onların sahibsiz kalmış çocukları..
Öğrendikleri bir-kaç türkçe kelimeyle câmi önlerinde anacaddelerin ayak yardım, sadaka dilenen yavrular..