İddia, İngiliz The Times gazetesinin bugünkü manşetinde yer alıyor. Suriye'deki bir hastanede beş hafta boyunca gönüllü olarak çalışan Doktor David Nott, meslektaşlarıyla birlikte Suriye'de kadınların ve çocukların günlük yiyecek alışverişi için oradan oraya koştururken aslında keskin nişancılara av olduklarını fark ettiklerini şöyle anlattı:
BİR GÜN GÖĞÜS BİR GÜN BOYUN HEDEF SEÇİLİYOR
"Bir gün kasıklarından, ertesi gün sol güğüsten, sonraki gün de boyunlarından vuruluyorlar. Sabah saatlerinde gelen yaralılardan, günün geri kalanını tahmin etmek mümkün. Sanki bir oyun gibi... Keskin nişancıların yeterli sayıda hedef vurduklarında sigarayla ödüllendirildiklerini duyduk."
Doktor Nott, bu keskin nişancıların Çin ve Azerbaycan'dan gelen paralı askerler olduklarına dair dedikoduların kulağına geldiğini de söylüyor ancak gazete, bu iddianın doğrulanamadığını belirtiyor.
ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİN BEYNİNDE KURŞUN
Nott, son 20 yılını Bosna, Libya, Çad, Sudan ve Kongo gibi savaş bölgelerinde acil servis cerrahı olarak geçirdiğini ancak sivillerin, özellikle de hamile kadınların hedef alındığını Suriye'den başka hiçbir yerde görmediğini anlattı. Bir seferinde anne karnındaki bebeğin beyninde kurşun tespit ettiklerini bile söyleyen Doktor Nott'un gazetede yer alan ifadeleri şöyle devam ediyor:
"Hamile kadınların hepsi rahimlerinden vurulmuş halde geliyor. Onların amaçladıkları şey de bu olmalı zaten. Bunun ne kadar korkunç olduğunu anlatamıyorum. Genellikle bu tür durumlarda siviller çapraz ateşe yakalandıkları için vurulurlar ancak burada kasıtlı olarak vuruluyorlar. Hayatımda ilk kez böyle bir şey görüyorum."
"DOKTORLAR DEPRESYONDA"
Suriye'de tedavi ettiği kişilerin yüzde 90'ının sivil olduğunu söyleyen Doktor Nott, çok az sayıda savaşçıyı tedavi ettiğini anlattı. Kendisiyle birlikte görev yapan Suriyeli doktorların, ailelerine zarar gelmesinden korkarak takma isimler kullandıklarını söyleyen Nott, iki kardeşi tutuklanmış bir anestezi uzmanıyla tanıştığını, diğerlerinin ailelerinin de tehditler aldığını dile getirdi. Nott'un ifadelerindeki bir diğer çarpıcı nokta da sağlık personelinin içinde bulunduğu psikolojik sıkıntıları ortaya koyuyor. Nott, "Bir seferinde tecrübeli bir doktorla oturuyorduk. Başını zorla kaldırabiliyordu. Depresyonda olduğunu o da biliyordu ancak halkını arkasında bırakıp gidemiyordu. Çok üzücü bir durum" diye konuştu.
SON BİR GÜNDE 50 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Diğer taraftan Suriye İnsan Hakları Örgütü (SNHR) tarafından yapılan açıklamada, rejim güçlerine bağlı ordu birliklerinin muhaliflere yönelik kara ve havadan gerçekleştirdiği operasyonlarda başkent Şam'ın banliyölerinde 18, Deyru'z Zor ve Humus'ta 9'ar, Hama'da 6, Rakka'da 5, İdlib'de 2 ve Dera kentinde 1 olmak üzere 50 kişinin öldüğü belirtildi.
Açıklamada, ölenler arasında 19 Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) mensubunun bulunduğu kaydedildi.
Suriye Yerel Koordinasyon Komitesi (LCC) de yaptığı açıklamada, Rakka Askeri Güvenlik Şube Başkanı Albay Semir Ali Muhammed ile kentteki 17. Tümen Komutanı General Ala Receb'in silahlı gruplarca öldürüldüğünü ifade etti.
Rakka'nın Tel Abyad ilçesinde ÖSO birlikleri ile Suriye ordusu arasında çatışmaların yaşandığı, ÖSO birliklerinin Deyru'z Zor kentindeki askeri havaalanına saldırarak rejim güçlerine büyük zayiat verdiği bildirildi.
ÖSO ile Esad güçlerinin Halep'teki çatışmalarında ise Halep Merkezi Hapishanesi'nin muhalif birliklerin eline geçmesinin an meselesi olduğu öne sürüldü.
ÖSO birliklerinin Halep'in güneyindeki Sıfeyra beldesindeki Esad birliklerine ait bir konvoya düzenlediği saldırıda 3 tankla çok sayıda askeri aracın imha edildiği belirtildi.
Öte yandan Suriye resmi haber ajansı SANA, güvenlik güçlerinin çeşitli kentlerde düzenlediği operasyonlarda çok sayıda silahlı grubu etkisiz hale getirdiğini ve araçlarını imha ettiğini duyurdu.