Sezgin Baran Korkmaz neyi saklıyor?

Sezgin Baran Korkmaz geçtiğimiz günlerde Avusturya’da iddiasına göre ‘kahve içerken’ yakalandı. ABD’de hakkında arama kararı olmadığı birçok yerden teyit edilmişti. Ne oldu da ABD birden kendisini yakalamaya karar verdi?

HAKSÖZ HABER

Kingston kardeşler tarafından kurulan biyodizel üretim tesisleri Amerika’daki teşvik programlarından faydalanarak 500 milyon dolar kar elde etmişti. Tabi ki bu para devleti dolandırarak kazanılmıştı. ABD, Kingston kardeşlere 30 yıl hapis cezası verdi. SBK’yı ise sorguya çekecek!

Ancak Amerikan yetkilileri işin devamını da merak ettikleri ve soruşturmayı tamamlamak istedikleri için birçok isme ve şirkete daha operasyon yapmıştı. ABD kendisini dolandıranların parayı nereye ve nasıl aktardığını öğrenmek isterken, kara para aklama iddiaları Türkiye’ye kadar uzandı.

Elinde herhangi bir delil olduğu düşünülmeyen ABD, daha önce de mahkemeye tanık olarak çağrılan ama mahkemeye katılmayan Sezgin Baran Korkmaz’ı yakalamak için Avusturya polisinden yardım aldı.

Sezgin Baran Korkmaz’ın avukatı müvekkilinin ABD’deki usulsüzlüklerle ilgisi olmadığını iddia etti. Sezgin Baran Korkmaz, geçtiğimiz yıl alelacele Türkiye’yi terk etmiş, geride ise birçok dolandırıcılık ve kara para aklama iddialarını ve soruşturmalarını bırakmıştı.

Sezgin Baran Korkmaz yurtdışına kaçmadan önce iki kritik derecede önemli işe imza atmıştı. Önemli diyoruz çünkü bu işler şu anda gündemi ve kimi bürokratları zan altında tutuyor.

SBK’nın yurtdışına kaçmadan evvelki ilk işi; İçişleri Bakanlığına uğramak oldu. Bu iddia İçişleri Bakanlığı tarafından yalanlanmadı. Yani ‘çamur at izi kalsın’dan öte bir durum var!

Organize suç örgütü yöneticisi Sedat Peker kamuoyunu oldukça meşgul eden videolarında Sezgin Baran Korkmaz’ın; yurtdışına kaçmadan bir gün evvel İçişleri Bakanlığına gidip görüştüğünü, kendisine alacağı paradan vazgeçilmesi telkininde bulunduklarını iddia etmişti.

Bu telkinin içerisindeki iddiaya göre; “İçişleri Bakanlığında birileri Korkmaz’dan, KARSAN hisselerinden doğan alacağını silmesi istendi.” Sezgin Baran Korkmaz ise bu telkinlere kulak asmayarak aksine alacağı olduğunu iddia ettiği parayı almak için icra takibi başlatılması için mahkemeye gitti. İkinci önemli işi de; mahkemeye giderek alacağı olduğunu iddia ettiği 40 milyon doları almak için hamlede bulunması oldu. Bir gün sonra ise SBK yurtdışına kaçtı.

Geçtiğimiz günlerde de Kıraça Holding’in sahibi İnan Kıraç, bir açıklama yaparak SBK’nın kendisinden alacağı meblağı söyledi. İşler burada çözülecek derken rakamlar birilerini yalanlamaya başladı.

İnan Kıraç, hisselerini SBK’dan 6 milyon dolara aldığını söylemişti. Ancak piyasa değerleri ve SBK’nın iddiasına göre şirketin hisseleri 80 milyon dolar. İstanbul 25. İcra Dairesi'nin taahhütnamesine göre de Kıraç, Korkmaz'a 40 milyon dolar borçlu olduğunu, borcunu 20.05.2020 tarihinde ödemeyi kabul ediyor. Yani 6 milyon dolara alındığı iddia edilen hisseler kağıt üzerinde 40 milyon dolara dönüşüyor. İşin bu kısmında yine eksik olan bir 40 milyon dolar ortaya çıkıyor. Tam da iddialar ve spekülasyonlar bu kayıp 40 milyon dolar üzerinden dönüyor. İddia olarak bahsettiğimiz; ‘alacağın paradan vazgeç!’ sözleri de bu 40 milyon dolar üzerine söyleniyor.

Özetle Sezgin Baran Korkmaz, devlete ucuza aldığını iddia ettiği şirket hisselerinden alacağının 40 milyon dolar daha olduğunu söyleyerek hem devlete hem de kamuoyuna kağıt üzerinde olmayan bir paradan bahsediyor. İnan Kıraç ise, 40 milyon dolar olduğu iddia edilen hisseleri 6 milyon dolara satın aldığını beyan ediyor. Yani her iki taraf da devlete malın değerini az gösteriyor. Buradaki en kritik nokta ise İçişleri Bakanlığının bu iki isim arasında aracılığa neden giriştiği sorusu?

Açıkçası İçişleri Bakanlığı üzerindeki spekülatif iddiaları açıklamayıp üzerindeki zannın gerçek olduğu intibaını uyandırarak ‘birilerinin bu işteki kayıp paralarla ilgisi olduğu’ iddiasını düşündürtüyor!     

İnan Kıraç’ın bu açıklamalarından önce: Sezgin Baran Korkmaz, 80 milyon dolara aldığını söylediği hisseleri 40 milyon dolara devrederek, 40 milyon doları silmesi için kendisine baskı yapıldığını öne sürmüştü. Hisse değerinin en az 40 milyon dolar olduğu belirtilmiş ve bu rakama bugüne kadar herhangi bir itiraz da gelmemişti. Oysa ortada kayıp ve üzerine baskı yapılarak alınmasının istenmediği bir 40 milyon dolar daha var.

İnan Kıraç açıklamasında bu paraların Türk Lirasına çevrilmiş halinin konuşulduğunu iddia etti. Sezgin Baran Korkmaz'a geçen Silcolux hisselerini almak için kendisinin ricasıyla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun devreye girdiği iddiasını yalanlayan Kıraç, "Biz sorunumuzu hukuk yoluyla çözdük ve 6 milyon dolar karşılığında hisseleri devraldık. Hisselerin değerinin 40-54 milyon dolar olduğu yazılıyor. 6 milyon dolar, Türk Lirası olarak o rakama denk geliyor" dedi.

Devleti ve kamuoyunu kasıtlı yanıltan bu iddialar ve açıklamalar karşısında savcılıkların suskun kalması ise olayın bürokratik zeminini de sorgulatıyor!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!