Sezerin gelini başörtülü olsa...

Bülent Korucu

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın müstakbel gelininin başörtülü olmaması haber konusu yapıldı. Yakın zamanda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da oğlunu evermiş ve gelininin başı açık olduğu kayıtlara geçmişti. Gelinlerin tercihini sanki damatların ve ailelerin seçimiymiş gibi sunma gayretleri gözden kaçmıyor.

Bu iki örnek, başörtüsüne dindarlardan ziyade 'laikçi'lerin daha fazla taktıklarını gösteriyor. Öteden beri başı açık-kapalı gerilimini belli bir azınlığın büyüttüğünü söylüyoruz. Aynı ailede farklı tercihlerin çatışmadan yaşayabildiğine dair sayılmayacak kadar çok örnek var. Üniversitelerdeki manzara da farklı değil. Gençler el ele, kol kola yaşayıp gidiyor. Ama birileri, ısrarla ve iddialarını ispatlayan örnekler göstermeden vehimlerini pompalamaya devam ediyor. Başörtülülerin, okulda açık hemcinslerine baskı yapacaklarını ileri sürüyorlar. Dışarıda sorunsuz yaşayan insanların kampüs içinde neden kavga edeceklerine dair hiçbir delilleri yok. Sosyoloji ve psikoloji gibi bilimler de mesnetsiz kehanetleri yalanlıyor. Çatışma beklentisi filan bahane. Amaçları da muhtemel çatışmaları önlemek değil. Tersine mağdur kitlenin sesini yükseltip çatışma tezlerine destek vermesi için can atıyorlar. Mağdurlar ise, kendilerine yakışanı yapıp sosyal barıştan yana tavır koyarak kriz lobisini çıldırtmaya devam ediyor. Bülent Arınç üzerinden gitmeye devam edelim. Birileri onu AK Parti'nin en 'uzlaşılamaz' ismi gibi göstermeye çalışıyor. Hâlbuki Arınç'ın ilke mücadelesindeki tavizsizliği kadar insanî münasebetlerdeki nezaketini herkes teslim ediyor. Gelininin tercihine gösterdiği saygı şimdiye kadar atılan pek çok iftiraya cevap niteliğinde. Kızların evlenmek için örtündüğü yalanına ne oldu? Ya erkeklerin baskısıyla kapandıkları iddiası?

Peki, soruyu şöyle soralım: Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer veya CHP lideri Deniz Baykal'ın gelinlerinin başörtülü olma ihtimalini düşünebiliyor musunuz? Veya laikçi köşe yazarlarımız kızlarının kapanma kararını kızlarının başı açık 'İslamcı'lar kadar olgunlukla karşılayabilir mi? Misaller çok ihtimal dışı görünüyor değil mi? Yakın çevrelerinde bu seçenekleri test etme şansımız yok. Ama farklı testler yapabiliriz. Mesela milli voleybolcu Aysun Özbek'in başını örteceği haberlerini kim nasıl vermiş, kısa bir arşiv taramasıyla anlaşılabilir. Daha kolay bir test imkânımız daha var aslında. İster dindar isterseniz muhafazakâr olarak niteleyin bu hassasiyeti taşıyan firmalarda kimsenin giyim kuşamına karışılmıyor. Birikime ve verimliliğe bakıldığı için bazen açıkların sayısı başörtülülerden fazla bile olabiliyor. Diğer cenah için aynı şeyi söylemek maalesef mümkün değil. Başörtülü olmamak işe girişin ön şartı gibi. Temizlik, mutfak tarzında geri hizmetleri saymazsak hiç başörtülü çalışmıyor. Hatta tam ters örnekler fazlasıyla var. Birikimi ve gayretleriyle şirketlerde belirli düzeylere gelmiş eğitimli kadınlar, hasbelkader örtünmeye karar verse kendini kapı önünde buluyor. Bu incitici tavra muhatap olanları yeni travmalarla karşı karşıya bırakmamak için isim vermiyorum. Ancak istenirse kariyerini noktalamak zorunda kalan eğitimli ve başarılı kadınların ve çalıştığı kurumların isimleri de verilebilir.

İşi magazine vurup 'o zaman başörtülüler kiminle evlenecek?' türü sorularla konuyu sulandıranlara sözümüz yok, yakışanı yapıyorlar. Şu hakkı teslim etmeliyiz, Arınç demokrasi ve laiklik adına kendini eleştirenlerden çok ileride olduğunu bir kez daha gösterdi. Toplumsal barışı istiyorsak; Arınç'ın sergilediği 'muhatabını kendi konumunda kabul etme ve tercihine saygı duyma' olgunluğunu herkesten beklemek hakkımız. Sezerler ve Baykallar, bu çoğulculuğu demokratik duruşu içine sindirebildiği gün sorun kökünden çözülmüş olacak.

ZAMAN