Abdurrahman Güner / HAKSÖZ HABER
Şeyho Duman ile Türkiye İslamcılığının hafızasını hatırlamak
Türkiye’de İslamcı düşünceye bağlı hareketleri, kişileri, tarihi vakıaları derli toplu bir şekilde okuyucuya aktaran eserlerin sayısı oldukça az ne yazık ki. Yine de bu noktada son yıllarda artan çabalardan bahsedilebilir. Misal olarak İslamcı Dergiler Projesi kaynaklara ulaşım noktasında büyük kolaylık sağlıyor. Bunun dışında iki yıla yaklaşan bir süredir Özgür-Der Üniversite Gençliği’nin Musa Üzer ile gerçekleştirdiği İslamcılık dersleri, Türkiye’de İslami oluşumların tarihçesinin yanında birikimimizi kritik eden geniş bir çerçeve sunuyor. İlgilisi için bu derslerin Cuma akşamları devam ettiğini hatırlatalım.
Var olan çalışmaların dışında İslamcılığın ‘ağabeylerinin’ bugünlere gelene kadar neleri tecrübe ettiğimizi gelecek nesillere aktaran anı-hatıra tarzı eserlerin sayısı kısıtlı. Hâlbuki birikim olarak ifade ettiğimiz tecrübe aktarımı önemi yadsınmaması gereken bir husus. Bugünkü durumu var eden şartları gözler önüne seremezsek yarın adına da konuşmamız güç hale geliyor.
İslamcılık siyasi bilince sahip Müslümanlar için kullanılan bir kavram olmanın ötesinde artık mücadele birlikteliğini belirlemiş insanların ortaklık şuurunu da içeren bir terkip. Çok farklı memleketlerde yetişen farklı dilleri konuşan insanların farklı olmayan sorunlarına birlikte çözüm bulma çabaları yani. Durum böyle olunca farklılıkları ortadan kaldıran zorluklar, İslamcılığı bir anlamda nefsi müdafaa haline getiriyor, Müslümanca var olma kavgası…
Bu bağlamdan hareketle yaklaşıldığı vakit Hamza Türkmen’in Şeyho Duman ile gerçekleştirdiği konuşmalardan oluşan 'İslami Uyanışın Dünü Bugünü' isimli eserin kıymeti ortaya çıkacaktır. Şeyho Duman, Malatya’da doğup büyümüş Türkiye’nin yokluk yıllarını çok ciddi anlamda yaşamış bir insan olarak tabiri caizse dolu dolu bir hayatın misallerini okuyucuya bu muhabbetler vesilesiyle aktarıyor. Hamza Türkmen ise İslamcılığın hikâyesine içerden bakan birisi olarak nitelikli sorularla söyleşiye yön veriyor. Netice olarak ortaya Şeyho Duman’ın Ankara merkezli yapılan ‘İslami uyanış’ değerlendirmeleri çıkıyor.
Şeyho Duman’ın Malatya’da öğrenciyken İsmail Hatip Erzen ile başlayan ilişkisi neticesinde Müslüman çevrelerle kurulan irtibatı onu Ankara’da memurluk yıllarında aynı perspektife sahip insanlarla bir araya getiriyor denilebilir. Duman’ın bu yönüyle memurken yaşadıkları Türkiye’de Müslümanların tanık oldukları birçok probleme de ışık tutan cinsten. Memuriyetin sağladığı düzenli yaşam olanağının yanında ortaya çıkardığı sorunlu durumlar yıllardır tartışılan gerginliklere sebep oldu. Ancak her şeye rağmen asli kimliğini yaşatma çabası içinde olanlar bu sorunlu durumları da aşmayı becerdiler. Duman’ın aktardıkları da bunu kanıtlayacak cinsten.
Ankara’da faaliyet gösteren İran Kültür Evi’nin çalışmaları da hemen ’80 Darbesi sonrası süreç açısından ilgi çekici anekdotları barındırıyor. Şeyho Duman’ın Arapça yetkinliği kendisine Kültür Evi'nde sağlanan ortamda öğrencilere dersler vermesini sağlıyor. Ancak bir süre sonra Kültür Evi’ndeki yetkililer tarafından derslerine son verilen Duman, ilk başlarda anlam veremese de sonradan işin iç yüzü anlaşılıyor. Sık sık yaşanılan polis sorguları ve tahkikatlardan birisinde istihbarat tarafından Şeyho Hoca’ya, ‘kendisinin zamanla Şii olmadığı’ için Kültür Evi tarafından çalışmalara son verildiğini ancak bahane olarak ise ‘Arapça değil Farsça öğretimine ağırlık vermek istiyoruz’ yalanının söylendiği aktarılıyor. İran’a birden fazla kere ziyarette bulunan Şeyho Duman, İran’ın Müslümanların lehine bir iş yapmasının mümkün olmadığını belirtiyor. Kendi yaşadıkları, gördükleri ve tarihi tecrübenin bunu gösterdiğinin de altını çiziyor.
Uzun bir yaşanmışlık ve onlarca hikâye hem kendi birikimimizi görmek hem de tecrübemizi eleştirel bir şekilde ele alabilmek adına önemli bir çerçeve sunuyor. Şeyho Duman geçtiğimiz Aralık ayında koronavirüse yakalandı. 1938 doğumlu olan Duman kalp krizi de geçirince ameliyat olmak zorunda kaldı. Rabbimizden ona şifa vermesini dilerken Ekin Yayınları tarafından neşredilen bu kitabın onun mücadele örnekliğine bir nişane olacağını vurgulamak gerek. Ancak sadece geçmişi yâd etmek adına yapılacak bir okumanın Hamza Türkmen ve Şeyho Duman’ın çabasını anlamaktan uzak bir yaklaşım olduğunu da belirtmek isteriz. Zira mücadelemiz sadece anılarda yaşatılamayacak kadar önemli!
Son olarak kitaba eklenen şahıs, mekân, olay ve tarih dipnotlarıyla derinlikli bir okuma fırsatı sağlayan çalışmanın Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanan birçok olay ile ilgili birebir tanıklıkları içerdiğini de eklememiz lazım. Özellikle sol-Kemalist çevrelerde ve yayın organlarında manipüle edilerek yansıtılan ve tarihe de Malatya Hadisesi olarak geçen 1960 senesinde yaşanan olaylar hakkında Şeyho Hoca’nın aktardıkları, solun dezenformasyonunu da ortaya çıkartacak hüviyete sahip. Belki bir başka yazıda uzun uzun ele almaya çalışacağımız bu konunun meraklısı için kitapta yer aldığını belirtelim. Hayırlı okumalar…
Haber görseli Hamza Türkmen ile Şeyho Duman'ın Özgür-Der Tatvan Şubesi'nde 2017 senesinde gerçekleştirdikleri bir konferanstan alınmıştır.