Seyfi Oktay'ın Müdahale Etmediği Dava Yok

Ergenekon'da gözaltına alınan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın telefon kayıtları, yargıya müdahalenin boyutlarını gözler önüne serdi.

Oktay, ticaretten cinayete, uyuşturucudan yasa dışı örgüt davalarına kadar pek çok dosya için devreye girmiş. Eski Bakan'ın etkisi yargıdaki atamalarda da dikkat çekiyor. Bazı yargıçların istediği göreve gelmesine aracılık yapan Seyfi Oktay, bazılarının da engellenmesi için çalışmış. Bunlar isim isim kayıtlarda yer alıyor.

Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın mahkeme kararıyla dinlenen telefon görüşmelerine ilişkin kayıtlar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Hukukçular yüksek yargıdaki seçimlerden hâkim savcı atamalarına kadar yapılan yönlendirmelerin asla kabul edilemeyeceğini belirtiyor. Kayıtlar, Türkiye'nin birçok ilinde süren davalara nasıl müdahale edildiğini de gösteriyor. Eski Adalet Bakanı, içinde uyuşturucu kaçakçılığı, cinayet ve yasa dışı örgüt davalarının bulunduğu çok sayıda dosya için devreye girmiş. Oktay, kendisine ulaşanların taleplerini detaylı şekilde not ediyor. Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nin gündemindeki Dev-Yol davasının bozulması, 1. Ceza Dairesi'nin baktığı cinayet davaları için de eski Adalet Bakanı'ndan destek isteniyor. Aynı şekilde, yolsuzluktan yargılanan eski Çankaya Belediye başkan yardımcılarının dosyasına, Avcılar Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci'nin oğlunun karıştığı adam öldürmeye teşebbüs davasına müdahale edilmiş.

Telefon görüşmelerinde bazı hâkim ve savcıların atamalarıyla ilgili girişimler de dikkat çekici. Oktay, Yargıtay üyeliği, ağır ceza ve ticaret mahkemesi başkanlığı seçimleri ile Yargıtay savcılığı ve büyük illere atamalarda isim listesi oluşturmuş. Bazıları için kendisi bizzat devreye girerken, bazıları için de Ergenekon'un son dalgasında gözaltına alınan avukatlar aracılık etmiş. İlettiği isimlerin adlî ve idarî yargı kararnameleriyle atandığı anlaşılan Oktay'ın, değişik konuşmalarında "İsimleri toplu veriyorum. Kadir Bey olmazsa bile orada diğerine söyleriz." sözleri dikkat çekiyor.


El atmadığı dava, müdahale etmediği atama kalmamış

Ergenekon'da yargıya müdahale teşebbüsünde bulundukları suçlamasıyla gözaltına alınan aralarında eski adalet bakanlarından Seyfi Oktay'ın da bulunduğu şahısların, yüksek yargı dahil bütün mahkemelere nasıl nüfuz ettikleri, son operasyonla net olarak ortaya çıktı. Mahkeme kararıyla 1 yıldır yapılan teknik takipte dinlemeye takılan Seyfi Oktay ve onunla bağlantılı şahısların, birçok davayı etkilemek için tasavvutta bulunduğu görülüyor.

Bakanlık yaptığı dönemde adı sürekli kadrolaşma iddialarıyla gündeme gelen Seyfi Oktay'ın takip etmediği dava neredeyse yok. Ses kayıtlarından anlaşıldığı kadarıyla Oktay, sadece Yargıtay ve Danıştay'da görülen davalara müdahale etmekle kalmıyor, ağır ceza, ticaret ve idare mahkemelerinde de nüfuzunu kullanıyor. Telefon görüşmelerinden Seyfi Oktay'ın sırf son iki yılda 9 hâkim, 12 cumhuriyet savcısı ve 3 adliye personelinin atamalarıyla doğrudan ilgilendiği anlaşılıyor. Oktay'ın yargıda kadrolaşmanın yanı sıra nüfuzunu devam eden davalar üzerinde de kullandığı vurgulandı. Eski Adalet Bakanı, içerisinde uyuşturucu kaçakçılığı, cinayet ve yasa dışı Dev-Yol davalarının bulunduğu 25 dosyaya müdahale ediyor. Oktay, telefon konuşmalarında kendisine ulaşanların taleplerini detaylı şekilde not ediyor.

ATAMALARDA KİLİT İSİM KADİR ÖZBEK

Ses kayıtlarında HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek'in ismi defalarca geçiyor. Yargı sürecindeki davalara müdahale eden Oktay, aynı zamanda atamalarda da etkili. İstediği isimlerin, HSYK Başkan Vekili Özbek aracılığıyla istediği mevkilere atanmasını sağlıyor. Kendisinden istenen taleplerle ilgili sürekli Kadir Özbek'le görüşüyor. Yargıtay ve Danıştay'a üye atamalarında da büyük çaba sarf ediyor. Kendi istediği isimlerin dışında kişilerin atanması durumunda da 'şeriatçı, dinci' gibi yaftalar yapıştırmaktan çekinmiyor. Oktay, sadece hakimlerin, savcıların değil, mübaşirlerin atamalarında bile devreye giriyor.

Seyfi Oktay'ın takip ettiği davalar arasında CHP'li Hakkı Suha Okay'ın kardeşinin uyuşturucu davası da yer alıyor. Kayıtlara göre, Okay, kardeşinin 9. Ağır Ceza'da görülen davasıyla ilgili yardımcı olması için Oktay'dan ricacı oluyor. Oktay, 1982'de başlayan Dev-Yol davasının yanı sıra 'adam öldürmek' suçundan yargılanan sanıklar için bile devreye girebiliyor. Ses kayıtları mahkemeler üzerindeki baskıları da gözler önüne seriyor. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak'ı tehdit eden avukat Kudbeddin Kaya, istediği isimlerin tahliye edilmemesi halinde iftira atacağını söylüyor.
 


Savcı, Oktay'ın sağlık durumunu sordu

Seyfi Oktay, 1 Haziran'da gözaltına alınmış, ancak rahatsızlığı gerekçesiyle hastaneye yatırılmıştı. Oktay'ın tedavisi Ankara İbni Sina Hastanesi'nde devam ediyor. Gözaltı süresi dolduğu için ifadesi talimatla Ankara'da alınacak. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, İbni Sina Hastanesi'ne bir yazı göndererek Seyfi Oktay'ın hangi tarihte taburcu edileceğini sordu. Soruşturma kapsamında Seyfi Oktay'a yaptığı telefon görüşmeleri tek tek sorulacak. Seyfi Oktay'ın ifadesinin Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hamza Keleş tarafından alınması bekleniyor. Bu arada Ankara Emniyet Müdürlüğü, Oktay'ın gözaltına alınacağı sırada TEM polisinin aracının ön camını kıranların kimliğini tespit etti.


İşte o atamalar

Seyfi Oktay'ın içerisinde uyuşturucu kaçakçılığı, Dev-Yol terör örgütü ve temyiz davaları olmak üzere çok sayıda dosyaya müdahale ettiği anlaşıldı. Mahkeme kararıyla yapılan dinlemelerde, Oktay'ın ayrıca 9 hakim, 12 Cumhuriyet Savcısı ve 3 adliye personelinin atamalarıyla ilgilendiği de anlaşılıyor. İşte Seyfi Oktay ile tutuklanan bazı avukatların temas kurduğu ve müdahil oldukları atamalar ve davalardan bir kısmı:

  • Ankara'da savcısı olarak görev yapan Ahmet Karabulut Yargıtay'a tayin olmak için Seyfi Oktay'dan aracı olmasını istedi. Oktay da şahsa ait bilgileri HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek'e iletti. Bu atama 6 Mart 2010 tarihli HSYK kararnamesiyle gerçekleşti.
  • Nizip savcı olarak görev yapan Cem Üstündağ tayini için Oktay'a ulaştı. Oktay da bu iş için Özbek ile irtibat kurdu. Üstündağ, 6 Mart 2010 tarihli HSYK kararnamesiyle Burdur'a bağlı Çavdır ilçesine tayin edildi.
  • Muğla İdare Mahkemesi üyesi, Hâkim Aydın Tuncalı'nın Muğla İdare Mahkemesi'nde kalabilmek amacıyla Oktay ile irtibata geçti ve aracı olmasını istedi. Tuncalı'nın halen Muğla İdare Mahkemesi üyeliği devam ediyor.
  • Ahmet Şaktanlı isimli şahıs Oktay'ı arayarak hakim Emine Ulaş'ın tayinin İstanbul Ticaret Mahkemesi Başkanlığı'na çıkarılmasını istedi. Oktay, Şaktanlı ile ilgili bilgileri HSYK Başkan Vekili'ne verdi. Ancak Ulaş'ın getirilmek istendiği makama Ayşe Şentürk atandı. Oktay'ın daha sonra Ayşe Şentürk'ün Yargıtay'a atanması için de devreye girdiği dün basına yansımıştı. Başsavcı Vekili M.Ş.'nin Aralık 2009'da Seyfi Oktay ile görüştüğü de deşifre olan bağlantılar arasında yer almıştı.

Çankaya Belediyesi davayı kaybedeceğini anlayınca Oktay'ı aramış

Ankara'nın Çankaya ilçe Belediye başkan yardımcılarından İsa Varlı, Duran Yönel ve Aysun Esengil'in yolsuzluk yaparak görevini kötüye kullanmaktan haklarında açılan davaya Seyfi Oktay'ın müdahale etmeye çalıştığı ortaya çıktı. Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanıkların 3 ile 6 yıl arasında hapis cezası ile yargılandıkları ve davanın son duruşmasında cezanın bozulamayacağını anlayan İsa Varlı'nın, Seyfi Oktay'dan yardım isteği telefon görüşmelerinde yer alıyor.

Seyfi Oktay ile Çankaya Belediye Başkan Yardımcısı İsa Varlı arasında 17.04.2009 günü saat 19.53'te yapılan telefon görüşmesi:

Ali Varlı: Hani süre verdiğimiz bir dava vardı ya vatandaşa... dükkanı kapanmasın diye... dün sonuçlandı mahkeme cumhuriyet tarihinde görülmedik suçlar cezalar verdi, 10 gün bir şeye süre verdik diye 1 yıl hapis cezası... 3 kişiye ayrı ayrı ben vermişim 3 yıl bana, 6 kişiye Aysun Hanım vermiş, 6 yıl ona 6 kişiye şey vermiş. Neticede her bir şey için süre için 1'er yıl işte iyi hal görüldüğü için altıda bir indirim 10'ar ay diye ceza verdi.

Seyfi Oktay: Allah Allah hakim kaçıncı mahkemede...

İsa Varlı: 20. Asliye Ceza.

Seyfi Oktay: Geçmiş olsun diyelim öyle artık yukarıya bakmak lazım...

İsa Varlı: ... Bu Danıştay'daki şeylerle ilgili bir görüşelim ne zaman uygun olursanız nasıl nerde buluşalım?..

Oldu hocam... Siz bir şey yaparsınız...

Seyfi Oktay: Ama o dosyanın ismini falan da verirsiniz bana, dosya numarasını falan vermeniz lazım...

İsa Varlı: Veririm, veririm efendim onu da veriyorum...

'Ne demek efendim, elimden geleni yaparım'

Seyfi Oktay, yüksek yargıdaki davaları etkilemenin yanında Yargıtay üyelerinin seçilmesinde de başrol oynuyor. Cumhuriyet Savcısı Şebnem Günaydın'la görüşen Oktay, Günaydın'ın Yargıtay üyeliği talebine karşılık HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek ile görüştüğünü ve Özbek'in 'olur' verdiğini söylüyor. Oktay, konuşmanın devamında kendisinden davayı etkilemesini isteyen Adem Çelik isimli şahsı, Günaydın'a yönlendiriyor.

Oktay: Şebnem Hanım ben daha önce size bir yakınımızı göndermiştim. Şimdi yeni baştan sizi bir ziyaret edecek. Bir çıkar yol. Hukuksal olarak ne varsa.

Günaydın: Tabii efendim. Ona hiç şüpheniz olmasın. Ne demek. Tabii tabii elimden geleni yaparım.

Seyfi Oktay'ın yargıyı yönlendirmede kurduğu ekipten Tülay Bekar, Oktay ile üçüncü şahıslar arasında bağlantı kuruyor. Bekar, telefonda konuştuğu bazı kişilere Yargıtay ceza dairelerinin avucunun içinde olduğu mesajını veriyor. Ceza dairelerindeki nüfuzunu rakamlarıyla şifreli şekilde ifade ediyor.

Kemal: "Burada 13'te iş yapılabilir mi? Yapılabilirse sana birini yönlendireceğim."

Bekar: "Yapılabilir evet."

Kemal: "Yargıtay'da tamam."

Bekar: "Hı hı görüşürüz..."

Bir başka görüşme:

Muammer: "Bir dostum var. Yargı harcının iptali Yargıtay'da hangi daireye gider?"

Bekar: "8 olabilir. Ama bakmam lazım."

Muammer: "Nasıl, nasılız 8'de? Orda nasılız diyorum."

Bekar: "Telefon."

Muammer: "Tamam tamam."

Bekar: "Harikasınız yani muhteşemsiniz. Öğretemeyeceğim ben size bunu."


Dev-Yol davası sanığından Oktay'a: Seyfi amca hangi yargıca gideyim?

Seyfi Oktay'ın yüksek yargının imza attığı önemli davaların kararlarında etkili olduğu görülüyor. Çeyrek asırlık dava olarak bilinen Dev-Yol davasında, sanıklara verilen ağırlaştırılmış hapis cezalarının Oktay'ın müdahalesiyle Yargıtay tarafından bozulduğu iddia ediliyor. 9 Temmuz 2009'da alınan bozma kararından bir ay önce sanıklardan Nuri Özdemir ile Seyfi Oktay arasında gerçekleşen telefon konuşmasında Özdemir, 'Seyfi amca' şeklinde hitap ettiği Oktay'a davaya bakacak yargıçların isimlerini veriyor ve hangisinin yanına gidebileceğini soruyor. İkili, yüksek yargının tepesindeki isimler hakkında görüş alışverişinde bulunuyor. Oktay, yargılamayı yapan 11. Ceza Dairesi üyeleri ve başkanlarıyla çok iyi ilişkileri bulunduğunu belirterek "Görüşeceğim." sözü veriyor.

İşte Dev-Yol davasının bozma kararından yaklaşık bir ay önce yapılan telefon görüşmesi:

Özdemir: Seyfi amca benim. O isimler var da onları size ulaştırmak istiyorum. Nasıl yaparım?

Oktay: Söyle söyle!

Özdemir: Dur söyleyeyim. Amca. Ersan Ülker, Sedat Bakıcı, İdris Çobanoğlu, Kubilay Taşdemir, Hüseyin Eken, Saniye Tarhan, İbrahim Şahbaz.

Oktay: İyi, çok iyi. İbrahim Şahbaz biliyorsunuz.

Özdemir: Bilmiyorum ben efendim. O yabancı değil. Gideyim mi yanına ben?

Oktay: Ya doçenttir kendisi. Aynı zamanda. Ondan sonra onunla bir görüşelim.

Oktay'ın Özdemir ile yaptığı telefon görüşmesinde ismi geçen yargıçlardan Ersan Ülker, o dönem 11. Ceza Dairesi başkanıydı. Yine görüşmede isimleri geçen Sedat Bakıcı, İdris Çobanoğlu, Kubilay Taşdemir, Hüseyin Eken, Saniye Tarhan, İbrahim Şahbaz ise aynı dairede üye konumundaydı. Seyfi Oktay, bozma kararından 5 gün sonra da 11. Ceza Dairesi üyesi İbrahim Şahbaz'la teşekkür mahiyetli bir telefon görüşmesi daha yapıyor.

Şahbaz: Bakanım, Şahbaz 11. Ceza Dairesi üyesi. Merhaba, akşam aradım. Bağlantı kuramadım. Nasılsınız?

Oktay: Sağ olun. Biraz hassasiyet göstermişsiniz. Ama sen bizim kardeşimizsin. Yani bana böyle 40-50 kadar şey geldi. Paket geldi. Dedim ki ben bunları ne yapayım? Yani sevdiğim, gönlümde olan insanlara gönderdim. Sonra sen bizim gözbebeğimizsin... Demokratik sistemimizin gözbebeğisin. Oralarda sizlerin bulunması ne demek? Yani çok önemli bir olay. Ya siz bu cumhuriyetin güvencesi olan ve cephede olan bu işin cephesinde olan insanlarsınız.


CHP'li Okay, uyuşturucudan yargılanan kardeşi için Oktay'dan yardım istemiş

CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay, İstanbul'daki uyuşturucu operasyonunda tutuklanan kardeşi Mustafa Fehmi Okay için eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'la sık sık görüşmüş. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve Yargıtay'da sürecek dava için Oktay, "Şimdi ben orada iki başkanla görüştüm. Dedim, size ziyarete gelecek. Ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. Sizin oraya gitmeniz gerekli yani. Orada bir arkadaşı görevlendireceğim. O sizi buluşturacak. Onlar da sizi bekliyorlar." diyor. CHP'li Okay da "Sağ olsunlar, sağ olsunlar." karşılığını veriyor. Bakan Oktay'ın "Yani 14 ve 10 bekliyor sizi." sözleri üzerine de Okay, "Anladım. Sağ olsun, çok teşekkür ediyorum. Sağ olun, Sağ olun." ifadelerini kullanıyor.

Bir başka telefon görüşmesinde ikili arasında şu konuşma geçiyor:

Okay: Bu şey için biraderim 9. Ağır Ceza'da.

Oktay: Evet burada değil mi?

Okay: Şeyde, İstanbul'da.

Oktay: İstanbul'da, peki ben şöyle düşüneyim. Bir kısa seyahat yapalım.

Okay: Yani şöyle yapalım mı? Ben...

Oktay: Hiç mahzuru yok onun.

Okay: Ben size ulaşayım da bu şu bir iki gün içinde bir araya gelebilir miyiz sizle?

Oktay: Tabii ne zaman isterseniz.

Okay: Oldu mu sayın bakanım, pekala. Sağ olun, teşekkür ediyorum. Sağ olun, çok saygılar sunuyorum.

Hakkı Suha Okay, kardeşinin uyuşturucu operasyonunda tutuklanmasının ardından yargıya güvendiği yönünde açıklamalar yapmıştı. Fehmi Okay'ın gözaltına alındığı günün ertesinde Okay, "Hukukun gereği ne ise onu saygı ile karşılıyorum." şeklinde beyanat vermişti.


'Yürütmeyi durdurmamız lazım, Danıştay'a ne zaman gideriz?'

Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'a 'amca' diye hitap eden Adem isimli biri, icralık olduğu davada yardım istiyor. Adem X'in Seyfi Oktay ile konuşmasında çok samimi olduğu ve Oktay'a 'amca' diye hitap ettiği dikkat çekiyor. 10.9.2009 günü saat 15.31'de Seyfi Oktay ile Adem X arasında geçen telefon konuşması şöyle:

Seyfi Oktay: Adem Bey alayım şeyi...

Adem X: 2009 A 939, 2009 A 939

Seyfi Oktay: Dördüncü Daire değil mi?

Adem X: Evet, Dördüncü Daire amca... Seyfi amca ne zaman gideriz buraya?

Seyfi Oktay: Niye acele ediyorsun ki?

Adem X: Amca, yürütmeyi durdurmamız lazım biliyorsun işte ya...

Seyfi Oktay: Zaten şey olmaz ki sizi icraya verebilirler mi?

Adem X: Verirler amca, vermezler mi? İsterlerse gelip alırlar, benim hesabıma bir yazı yazsalar parayı alırlar hemen.

Seyfi Oktay: Gidelim, olur.
 


Hâkim böyle tehdit edilmiş: Tahliye etmezsen iftira atarım

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk olarak Ergenekon terör örgütünde üst düzey yönetici olmakla suçlanan eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un eşi Muzaffer Eruygur'a ait ses kaydıyla gündeme gelmişti. Mukaddes Eruygur, daha sonra kendisinin de kabul ettiği söz konusu kayıtta, "12. ve 14. Ağır Ceza mahkemeleri bizden." diyordu. Ergenekon soruşturması kapsamında son yapılan operasyonun ayrıntıları yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor. Ergenekon'un dışarıdaki bağlantılarının yargı üzerinde nasıl bir baskı kurdukları, mahkeme kararıyla yapılan dinlemelere takılmış.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak, son operasyonda tutuklanan avukat Ali Hadi Emre ile yaptığı görüşmede, yine son operasyon sonrası tutuklanan Kudbettin Avcı'nın kendisini nasıl tehdit ettiğini anlatıyor. İşte o diyalog:

Erkan Canak: Kudbettin beni ikide bir tehdit edip duruyor ya. Ya ne bileyim işte o hadiseden dolayı yok efendim işte bunu tahliye edeceksin, etmezsen seni müfettişe şikâyet ederim. İftira ederim. Zafer Bey'e söylemiş. O da geldi bana söyledi. Moralim bozuluyor ya. Ya ben de anlamıyorum ki yok efendim işte seni şikâyet edeceğim. Yok şunu yapacağım. Ben de yatarım. Sen de yat. Bizim Zafer başkana söylüyor. O da gelip bana söylüyor. Ya bu kafayı mı yemiş? Böyle tehditle bir şey mi istiyor?

Ali Hadi Emre: Bir konuşurum başkanım, size uğrarım sonra.

E.C.: Yani adamı katil edecek bu adam ya. Hayır, kaç senelik arkadaşımız. Sesimizi çıkarmayalım diyoruz. Yok efendim müfettişe gideceğim. Her şeyi anlatacağım, demiş. Benim bir şeyim yok da, yani beni böyle taciz etmenin ne anlamı var? Kadir Bey'e de anlatacağım. Gerekirse Seyfi Bey'e de anlatacağım. Yani ne bileyim uyuşturucu baronunu tahliye etmem için beni böyle tehdit etmesi mi lazım yani, çok ayıp değil mi?

A.H.E.: Ben konuşurum başkanım, siz rahat...

E.C.: Yok efendim. Beni sattı. Beni bilmem ne yaptı. Ben kimi sattım? Ne yaptım ben de anlamıyorum ki. Geldi burada, dedim, arkadaş bak böyle böyle, bu adamı ben nasıl tahliye edeyim, diyorum. Yok illa sen bunu tahliye edeceksin. Bu kadar üstüme gelinmez ya. Yakamdan düşmüyor. Bir ikincisi, bir de tehdit ediyor. Ya en çok zoruma giden o yani.

A.H.E.: Ben onu hallederim. O sorunu kökünden çözerim.

E.C.: Vallahi eğer böyle giderse yine tehditvari şey yapacaksa ben çekip gideceğim bakanlığa, her şeyi söyleyeceğim. Yani bir de 200 kilo uyuşturucu yakalanmış, bilmem ne baronunu tahliye edeceğim nerede görülmüş ya? Ne adalet dinliyor... Hep kırmızı pabuç peşinde.

HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek, Skandal kayıtları kabul etti

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkan Vekili Kadir Özbek, "Yargıtay seçimlerinde veya benzeri atamalarda muhakkak talepte bulunanlar vardır, referans olanlar da vardır. Ancak bu kurul kararıyla gerçekleştirilen bir işlemdir. Birinin söylemesiyle, istemesiyle o işler olmaz." dedi.

Kadir Özbek, HSYK'ya girişinde, gazetecilerin bugün bazı gazetelerde yer alan Yargıtay üyelerinin seçiminde, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ile görüşme yaptığı yönünde iddiaların yer aldığının hatırlatılması üzerine, değerlendirmelerde bulundu. Basında yer alan haberleri görmediğini ifade eden Özbek, Oktay ile bir dönem beraber çalıştıklarını ve zaman zaman bir araya gelerek konuştuklarını söyledi. Oktay'ın yer aldığı bir soruşturmanın bulunduğunu hatırlatan Özbek, "Soruşturmayı etkileyecek, konunun içeriğine girecek bir şeyler söylemem yanlış olur. Bu konuda hiçbir karanlık nokta bırakmamak için gerekli açıklamaları yaparım." dedi.

"Oktay, Yargıtay seçimlerinde isim önerdi mi?'' sorusu üzerine Özbek, "Yargıtay seçimlerinde veya benzeri atamalarda muhakkak talepte bulunanlar vardır, referans olanlar da vardır. Ancak bu kurul kararıyla gerçekleştirilen bir işlemdir. Birinin söylemesiyle, istemesiyle o işler olmaz." diye konuştu. Özbek, yanlış anlamaları önlemek için gerek görürse ileri bir tarihte yeniden açıklama yapabileceğini kaydetti.

ZAMAN

Hukuk Haberleri

Gazze eylemlerine hakaret eden Fatih Altaylı hapis cezası aldı
Sinan Ateş cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı
Mülakat sistemi yeni mağdurlar üretmeye devam ediyor: Yazılıda rekor kırdı, mülakatta yok sayıldı!
Bu ne acele! Suriyeli muhacirlere aile hekimliği uygulaması sonlandırılıyor
Cumaya giden işçisini ekmeğinden eden işveren müstehakını buldu