Seyfi Dede’ye sorsa tam sayıyı alırdık!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Arif Sağ, daha önce de benzer cümleler sarfetti.

Kendisine cevap verilmemesinden cesaret almış olmalı ki, aynı cümleleri dün CHPİstanbul İl Başkanı Berhan Şimşek ile birlikte düzenlediği basın toplantısında da tekrarlamış!
Ne diyor Arif Bey?
Şunları söylüyor: “Bu ülkede sayısal olarak kaç tane hakim var, kaç tane savcı var? Bu ülkede devletin üst kademesinde görev yapan kaç tane alevi var? Bunları bilelim.”
“Türkiye’de şu kadar alevi var, bu kadar sünni var” şeklindeki tartışmaları, yanlış buluyorum.
Mezhep üzerinden bir istismar olmadıkça, bu konuların dillendirilmesinin doğru olmadığına inanıyorum.
Liyakat kimde ise, onun göreve getirilmesinin doğru olduğuna inanıyorum.
Ama bazı resmi makamlarda mezhepsel dayanışma var ise, liyakat dışında atamalar yapılıyor ise, o zaman da bu konuyu es geçmenin büyük bir hata olduğunu söylemek zorundayım.
Bu kapsamda, Arif Bey’in tam da özellikle sorduğu yargı camiasındaki, liyakat dışı/mezhebe dayalı kadrolaşmanın varlığını ben yakinen biliyorum.
Onun için Arif Bey’in bilmezlikten gelip sorduğu suallere cevap verelim.
Türkiye’de 11 bin civarında hakim ve savcı var.
Bunların içinde alevi olanların oranı, üç aşağı beş yukarı; Türkiye nüfusuna oranla alevi nüfusu oranı ne kadarsa, o kadardır.
Daha somutlaştıralım.. Ortalama % 10 civarındadır.
Ama üst düzey yargı organlarında alevi oranına geldiğinizde, % 10’luk oran, birden bire % 50-60’a çıkmaktadır.
Evet, elimde kesin tesbite dayalı bir rakam yok.
Ama, yüksek mahkemeler orada. Üyeleri kim, ortada..
Varsa itiraz eden, teker teker çıkartılır ortaya..
Daha önce dile getirmiştim.
Danıştay’da çok önemli konuları karara bağlayan bir dairenin 5 üyesi birden aynı mezhepten kişiler.
Tesadüf mü bu?
Tesadüf olması mümkün değil.
Çünkü Danıştay’a üye seçiminin nasıl yapıldığını, artık ilkokul çocukları bile öğrendiler.
Kura çekerek üye olunmuyor(du). İmtihana girilerek üye olunmuyor(du).
Bir başarı elde ederek üye olunmuyor(du).
Ya nasıl üye olunuyor(du)?
2000 civarındaki seçilebilecek kişiler arasından, HSYK’daki 7 kişinin takdiri ile üye olunuyor(du).
2000 kişiden istediğini seçiyor(du), HSYK’dakiler.
Peki HSYK’dakileri kim seçiyor(du)?
Onu da, Danıştay ve Yargıtay’dakiler seçiyor(du).
Yani HSYK’da bir defa çoğunluk elde edilmişse, artık bu çoğunluk, hem Yargıtay, hem Danıştay ve hem de HSYK’da sittin sene sürecek şekilde dizayn edilmiş.
Seyfi Dede de, 1992’de HSYK çoğunluğunu elde etmişti.
Yıllardır o çoğunluk, hakimiyetini sürdürüyor.
Onun içindir ki, Arif Sağ’a hodri meydan diyorum.
Sorduğu sorulara, kendi topluluğundan araştırma yaparak, kendisi cevap versin.
Soruyor ya, “Bu ülkede devletin üst kademesinde görev yapan kaç tane alevi var?”
Bunu en iyi Seyfi Dede bilir.
Seyfi Dede’ye bir sorsun.
“Danıştay’da kaç tane belirttiğimiz sıfatı taşıyan hakim var, Yargıtay’da kaç hakim?” diye sorsun..
Bakalım Seyfi Dede ne cevap verecek?
Biz tahminen biliyoruz ama, daha kesin rakamlara ulaşmış oluruz.
Kimse bu çağrımızı, alevi karşıtlığı olarak algılamasın..
Bir ülkede, yargı kadrolarında sıkıntı varsa..
O kadrolarda, son 18 yıla damgası vurulmuş mezhepsel bir yapılaşma temayülü varsa..
Bunun sorgulanması, sadece o kadrolaşmayı fiilen yapan siyasetçilere yönelik bir eleştiridir.
Bizim önerimiz, “liyakat kimde ise, o göreve gelsin” şeklindedir.
“Şu bizim hemşehridir. Diğeri hemşehrimiz değil ama, bizim mezheptendir” şeklindeki kriterlerle, kadrolaşmanın yapılmamasıdır.
Anayasa değişikliği, yeni dönemin müjdesini vermektedir.
Hayırlı olsun diyelim..
Ama Arif bey/Seyfi Dede’den cevabı da bekleyelim.

VAKİT