Kurtuluş Tayiz bugünkü köşe yazısında Cengiz Çandar'ın eleştirilere cevap verdi. Çandar'ın kendisinin çözüm süreci karşıtı olarak gösterildiğini ve bunun yalan olduğunu iddia etmesini de değerlendiren Tayiz, çözüm sürecinde Çandar'ın yanlış tavır aldığını ifade etti.
***
Endişelenmeyin bir el atın...
Kurtuluş Tayiz
Cengiz Çandar, dün Taraf'tan ayrılan yazarlara, bizlere ağır hakaretler içeren bir yazıyı kaleme aldı. Sürece karşı olmadığı halde kendisinin sürece karşı gösterildiğini, bunun 'kocaman bir yalan' olduğunu, 'iktidar devşirmesi' gazetecilerin kendi aleyhinde kampanya yaptığını iddia etti.
Sevgili Çandar, bugüne kadar kimse sizi derin devletin medya grubuna, internet sitelerine, gazetesine yazdığınız, çizdiğiniz için suçlamadı; 'Derin devletin devşirmesi' diye de hakaret etmedi. Siz niye bu kadar kötücülsünüz? Eminim, doğru bir sözünüz olsa böyle gözü kara bir şekilde insanları suçlamaya, karalamaya, andıçlamaya çalışmazdınız.
Kürt sorunu ve PKK meselesinin pek çok yönünü sizin yazınızdan okuduk, öğrendik. Ama çözüm sürecinde beni, benim gibi yüzlerce okuyucuyu hayal kırıklığına uğrattınız. Hiç benzetmek, sizi incitmek istemem ama artık adınız her geçtiğinde aklmda sadece Doğu Perinçek resmi beliriyor.
O da bir dönem Öcalan'a çok yakındı.
İmralı bugün olduğu gibi yine o yıllarda barıştan bahsedince Perinçek, Kandil'e yanaştı, Öcalan'ı ise karalamaya başladı.
Siz de bütün mesainizi neredeyse altı aydır çözüm sürecini karalamaya ayırdınız.
Çözüm sürecine karşı olmadığınızı, bunun 'kocaman bir yalan' olduğunu söylüyorsunuz.
Benim bildiğim Cengiz Çandar barış yanlısı ve çözüm taraftarıdır.
Ancak çözüm sürecinin başladığına dair işaretlerin ortaya çıktığı ilk günden itibaren çözüme karşı olmakla kalmayıp, adeta adeta çözüme karşı savaş başlattınız.
Sürecin ilk günlerinde büyük bir aceleyle gittiğiniz Hakkari ve Diyarbakır'dan yazdığınız 'izlenimler' ibretlikti.
İmralı'dan gelen 'tarihi bir süreç başladı' değerlendirmesinin bile bölgede soğuk karşılandığını yazdınız.
"Fırat'ın doğusu'nda 'süreç'e yönelik olarak apaçık belirgin mesafe ve hissedilen soğukluk, Abdullah Öcalan tarafında kandırılabilecekleri kaygısından mı kaynaklanıyor? Böyle bi değerlendirmeyi kimseden duyamazsınız. Ancak..." diyen yazılarla çözüm sürecini başlatan aktöre, Öcalan'a yönelik kuşku ve güvensizlik üretmeye çalıştınız.
Kürtlerin Diyarbakır Newroz'una katılımındaki büyük coşku, günler öncesinde Güneydoğu'da yapmaya çalıştığınız algı mühendisliğini boşa çıkardı; Kürtlerin "karamsar","kuşkulu","güvensiz" olmak bir yana; canı gönülden, büyük bir istekle Öcalan'ın barış projesini desteklediğini gördük. "Süreci desteklemek ayrı, AKP'yi desteklemek ayrı" diye mantıklı cümleler kurarak, aslında bizleri hükümeti destekleyen tarafta, kendinizi ise süreci destekleyen tarafta gösteriyorsunuz. Keşke böyle olsaydı.
Hiç olmazsa çözüm süreci sizin gibi etkili bir ismi kazanmış olurdu.
Biz de endişeli halimizde kurtulurduk.
Kesinlikle alçak gönüllüsünüz.
Fakat üzülerek söylemek zorundayım ki kelime oyunu yapıyorsunuz.
"Çözümü destekliyorum ama AKP'ye karşıyım" diyerek sürece karşı yürüttüğünüz savaşı gizlemeye çalışıyorsunuz. "Çözümü destekleyip AK Parti'ye karşı olduğunuz" iddiası -yine sizin deyiminizle- kocaman bir yalan!
Sizi hep güvenerek okuyan, sizden sürecin gerçeklerini öğrenmek isteyen okuyucuları, bu süreçte doğru bilgilendirmediniz, yanılttınız.
İçeriden, dışarıdan veya Doğu medyası ya da Batı medyasından topladığınız bütün malzemeleri, cephaneliği sadece çözüm sürecini başlatan siyasal iktidarı karalamak ve yıpratmak için kullandınız.
Okuyucu sizden bu sürecin gerçeklerini okuma şansını malesef hiç bulmadı; onların duygularını, kuşkularını, güvensizliklerini körüklemekten, kışkırtmaktan başka bir çabanız olmadı. Çözümü destekleyenler için "iktidarın amigoları" diyorsunuz
Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım'la ilgili yazılarınız hala arşivlerde.
Bugüne kadar kimse sizi "derin müteahhidin" amigoluluğunu yapmakla suçlamadı.
Ama siz hep şikayet ettiniz bir konuda, hani şu "andıçlama" meselesinde inanın eski medyayı hiç aratmıyorsunuz. Hatta sizi eleştirmeye çalışan neredeyse herkese çamur attınız; onları karaladınız, yaftaladınız, andıçladınız.
Çözüm sürecine karşı kılıçları neden böyle çektiğinizi bilmiyorum. Bunu sanırım meselenin asıl tarafı olan iktidar da, Öcalan da kara kara düşünüyordur. Öcalan'ın değerlendirmesi sanırım bir nebze de olsa Çandar'ı anlamamıza yardımcı olabilir: "Bizsiz barış yapamazsınız diyen bir çevre var. Bunlar barışı engellemeye çalışıyorlar. Onlara rağmen süreci götürmeye çalışacağım."
Akşam