Muğla'daki öğrenci olaylarında polis kurşunuyla öldürüldüğü ileri sürülen üniversiteli Şerzan Kurt davasının 17. duruşmasında mahkeme heyeti sanık polis memuru Gültekin Şahin hakkında hapis cezası verdi. Mahkeme Şahin'i, tutukluluk süresini gözönünde bulundurarak tahliye etti.
İki yıl önce Muğla'da çıkan öğrenci olaylarında üniversite öğrencisi Şerzan Kurt'un hayatını kaybetmesiyle ilgili Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya devam edildi. Duruşmada, tutuklu sanık polis memuru Gültekin Şahin ile Kurt'un babası Ömer ve anne Necla Kurt hazır bulundu. Duruşmayı ayrıca BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve BDP Eskişehir il teşkilatı üyeleri de izledi.
Duruşmada mahkeme heyeti taraflardan son sözlerini söylemelerini ve son savunmalarını yapmalarını istedi. Şerzan Kurt'un avukatlarından Mustafa Rollas, mahkemeye bir dilekçe sunduklarını ve savcının esas hakkında verdiği mütalaasında yer alan 'olası kasıttan adam öldürme suçu'nun, 'kasten adam öldürme' olarak değiştirilmesini istedi. Olaydan sonra sanık polis memuru Gültekin Şahin'in olay yerinin aksi istikametine kaçtığını öne süren Rollas, şahsın müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi.
Sanık Gültekin Şahin'in avukatlarından Kemal Ertuğrul da mahkeme heyetine olay günüyle ilgili fotoğraflardan oluşan bir pano sundu. Yapılan tüm hesaplamalar neticesinde atış mesafesinin 58 metre olduğunu söyleyen Ertuğrul, atışın da Kurt'a isabet ettiğine dair herhangi bir delilin bulunmadığını savundu. İsmini vermediği tanığın iddianamede yer almasının hukuka aykırı olduğunu da öne süren Ertuğrul, Şahin'in olayı önceden öngörmesinin mümkün olmaması nedeniyle kasten adam öldürmesinin mümkün olamayacağını savundu.
Sanık avukatlarından Erol Halka ise duruşmalar boyunca mahkeme heyetine eksiklerin giderilmesi konusunda talepte bulunduklarını ancak hiçbirinin değerlendirilmediğini söyledi. Olay günü Gültekin Şahin'in görevli olduğunu ifade eden Halka, aralarında Şerzan Kurt'un da bulunduğu grubun polis karakolunu basmak istediklerine dikkat çekti.
Halka, "Şahin, olay yerinde öylesine bulunmuyor. Çevik Kuvvet'e katkı sağlıyor. Grup karakolu basmaya gidiyor, cam ve çerçeve indiriliyor. Bu demokratik hak mıdır? Üniversitede bunlar mı öğretiliyor?" diye sordu.
Gültekin Şahin'in görevinin gereğini yaptığını savunan Halka, Şerzan Kurt'un ölümünde neden olduğunu gösterecek hiçbir somut delilin iddianamede bulunmadığını sözlerine ekledi.
Mahkeme heyetinin son sözlerini sorduğu sanık Gültekin Şahin de yaptığı atışların Şerzan Kurt'un ölümüne neden olmadığını savundu. İddianamede yer alan tanık ifadelerinin yönlendirmeler içerdiğini iddia eden Şahin, "İddianamede yer alan Melike Düz'ün ifadeleri tamamen gerçek dışıdır. Olay günü Şerzan Kurt'un yanında olan Düz, yönlendirmeyle yanlış ifadeler vermiştir. Zaten kendisinin de daha sonradan PKK'nın eylemlerine katıldığı ve yardım ettiği gerekçesiyle Van'da tutuklanmıştır." ifadelerini kullandı.
İddianamede ve mütalaada kendisini suçu işlediğine dair hiçbir delilin olmadığını söyleyen Şahin, tahliyesini talep etti.
Savunmaların ardından yaklaşık bir buçuk saat ara veren mahkeme heyeti kararını açıkladı. Heyet, suçun oluşumundan, işleniş şekli ve önemine göre sanığın müebbet hapis istemiyle cezalandırılmasına, sanığın olayı olası kast ile işlediği gerekçesiyle cezanın 20 yıla indirilmesine, olay günü arkadaşı Oktay K.'nın da atışlarının bulunmasından dolayı cezanın 10 yıla indirilmesine ve bu cezanın iyileştirme maddelerine tabi tutularak 8 yıl hapis cezasına çaptırılmasına, sanığın tutukluluk süresi göz önünde bulundurularak tahliyesine karar verdi.