Kenan Alpay’ın yazısından bir bölüm şöyle:
Son derece enteresan bir telaş, dudak uçuklatacak kadar hayret verici bir heyecan sarıp sarmalamıştı toplumun geniş kesimlerini. Olabildiğince değişik bir eğlence, adrenalini tavan yaptıracak düzeyde bir macera arayışı olarak da seyrediyor bir yılı geride bırakıp yeni bir yıla girecek olmak. Dini bir bağlamı olmadığı gibi tam karşı pozisyonu ifade ediyor bu arayış, söylem ve pratikler.
Seküler hayat tarzı hiç şüphesiz ana hedef haline getirilen tüketim kültürü üzerinden yeniden yeniden üretiliyor. Ancak seküler hayat tarzının üzerine bina edildiği tüketim kültürünün en öncelikli hedefi paranın/eşyanın değil asıl itibariyle zamanın ve ahlaki değerlerin tüketimidir. Zaman da harcanacak, tüketilecek herhangi bir meta halindedir bu idrak biçiminde. Uzun ve sağlıklı bir ömür için türlü türlü çareler arama istediği de zamanı harcanacak bir meta olmaktan çıkarmamaktadır ne yazık ki. (…)