Masanın bir tarafında Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Miloşeviç… Arkasında Rusya, Çin, Fransa, İngiltere hükümetleri…
Masanın öbür tarafında Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franyo Tucman… Arkasında Cermen imparatorluğu…
Masanın ortasında sahipsiz gibi görünen bir harita; Bosna-Hersek haritası…
- Paylaşalım mı?
- Paylaşalım.
Ordularını harekete geçirdiler. Kuzeyden, güneyden, doğudan ve batıdan saldırdılar. Ellerinde ay-yıldızlı ve zambaklı bayraklardan, bir miktar da hafif silahtan başka şeyleri olmayan Boşnakları birkaç gün içinde tepeleyip, Bosna-Hersek topraklarını Sırbistan ve Hırvatistan'a bağlayacaklarından hiç şüpheleri yoktu.
Allah'ı hesaba katmadılar. Allah'ın askerlerini hesaba katmadılar. Aliya İzzetbegoviç ve yoldaşlarının adanmışlığını, bu adanmışlığın celbettiği bereketi hesaba katmadılar.
Saldırılara hazırlıksız yakalanan Boşnak halkı büyük kayıplar verdi, fena halde sendeledi, ama düşmedi. Başkentte, Orta Bosna'da, Mostar'da halkın bağrından çıkıp öne atılan serdengeçtiler, düzensiz birlikler halinde düşmanın karşısına dikildiler. Birlikler düzensizdi, ama ilahi koordinasyon mükemmeldi. Meleklerden oluşan destek kuvvetlerinin performansı da muhteşemdi. Düşman sayısız cephede geri püskürtüldü ve kurtarılmış Bosna topraklarındaki düzensiz birlikler Bosna-Hersek Ordusu çatısı altında birleştirilerek karşı saldırıya geçildi.
O düzensiz birliklerden bir tanesi, Türkiyeli mücahitlerin de yer aldığı Muslimanski Snage (Müslüman Kuvvet) idi. Bu birlik, Bosna-Hersek Ordusu'na Sedma Muslimanska Brigada (Yedinci Müslüman Tugayı) olarak katıldı. Bosna-Hersek Ordusu'nun ilk taarruz savaşı olan Vlaşiç harekâtında Yedinci Müslüman Tugayı'nın gösterdiği kahramanlıklar dillere destandır. Vlaşiç dağının karlı yollarında o kar beyazı üniformalar içinde adeta bir melekler ordusu gibi yürüyen mücahitlerin resimleri de dillere destandır. Ve Yedinci Müslüman Tugayı Komutanı Şerif Patkoviç'in, Başkan İzzetbegoviç'i tugayda ağırlarken, yine o kar beyazı üniforma içinde mücahitlerin karşısına geçip, “Tekbiiiir” deyişi…
Geçen hafta, Srebtenitsa soykırımının kurbanlarını andık. Yine anacağız, her zaman anacağız inşallah. Ama sadece mazlumiyetin altını çizmek bize yakışmaz. Allah'ın inayetiyle kazandığımız zaferlerin de altını çizmeliyiz.
Boşnaklar Yugoslavya'da silik bir azınlıktı. Yugoslavya dağılınca bir kaşık suda boğulmaları işten bile görünmüyordu. Direnmeye başladıklarında, bunun beyhude bir direniş olduğu söylendi. Fakat Boşnaklar, bütün dünyayı ters köşeye yatırarak, Bosna-Hersek topraklarının Sırbistan ve Hırvatistan arasında paylaşılmasını önlediler, Bosna-Hersek devletinin yaralı-bereli de olsa varlığını sürdürmesini sağladılar, bu devletteki egemenlik paylarını söke söke aldılar ve bir zamanlar kıyasıya bastırılan Müslüman kimliklerini yeniden tebarüz ettirdiler. Elhak, bu büyük bir zaferdir.
Zaferin altında imzaları bulunanların başında Aliya İzzetbegoviç, sonra “Altın Zambak” sahibi gaziler geliyor. O gazilerden bazıları –Yedinci Müslüman Tugayı'ndan 30 gazi- şu günlerde Türkiye'de. Şerif Patkoviç'in 'komutasında' bir vefa çıkarması yaptılar. Savaş sırasında ve sonrasında Türkiye'den gördükleri yardımlar için teşekkür etmeye geldiler. Bugün İstanbul'dan Bursa'ya geçecekler. Bosna dostlarıyla kucaklaşacaklar. Patkoviç'in memleketi Zenitsa'da şehit düşen Bursalı mücahit İlhan Atlı'nın (“Pilot”) ailesini de ziyaret edecekler. Onun gibi serdengeçtilerin kanı üzerinde yükselen, şükür ki yükselen zaferi anlatacaklar.
Yedinci Müslüman Tugayı'nın muzafer savaşçıları! Hoş geldiniz, sefa getirdiniz, şeref verdiniz.
YENİ ŞAFAK