Sen misin Polise Yasayı Hatırlatan

Sivil giyimli üç “toplum polisi” AVM’nin Bowling salonuna geliyorlar. Sigara içtikleri uyarılıyorlar ya sonrası...

Star Gazetesi yazarı ELİF ÇAKIR; 9 Mayıs 2012’de Fatih Historia’da yaşanan polis zulmünü yazdı:

Emniyetimiz tehlikede!

Sizce fotoğrafta gördüğünüz polisler ne yapıyorlar dersiniz?

A: Yakaladıkları teröristi etkisiz hale getirmeye çalışıyorlar

B: Vatandaşa şiddetli sevgi gösterisinde bulunuyorlar

C: Altta kalanın canı çıksın oynuyorlar

D: Stres atıyorlar

Tabi ki, dövüyorlar. Yine evire çevire.

Fatih’te polislerin sokak ortasında evire çevire dövdükleri Ahmet Koca hadisesi öyle gösteriyor ki, bazı polislerimiz, genç-yaşlı-asker-kadın-erkek ayrımı yapmadan “polisin vurduğu yerden gül biter” felsefesi geliştirmişler.

Video görüntülerini izlediğinizde hepten çileden çıkacağınız bu hadise de Fatih ilçe sınırları içerisinde geçiyor. Tam bir ay önce.

Bu kez polislerimiz, Fatih Historia AVM’de bir vatandaşın üzerine çullanmışlar. Kimisi silah dayıyor kafasına. Kimisi jop kullanıyor. Birisi kolunun üzerine oturmuş kolu kırmak için azami gayret sarfediyor. Birkaç polis ve AVM’nin güvenlik görevlisi de arada bir “her şey yolunda mı” diye bakıp gidiyorlar.

Tam bir “rastgele kardeş” hadisesi yani!

Sonra “yeterince dövemediklerini” düşünüyor olmalılar ki, polis arabasının içine alıp bir de biber gazı sıkıyorlar...

Bu görüntüler elime nasıl geçti, nasıl haberdar oldum?

Fatih’te 7 polisin sokak ortasında bir vatandaşı, hamile eşi ve çocuğunun yanında evire çevire dövmeleri üzerine Twitter’da tepkimi dile getiren bir mesaj yazdım. Çünkü artık karakolda şiddet-işkence-hakaret-aşağılama’nın bittiğini, artık “güler yüzlü polislerimizin” olduğunu ve Emniyet’in imaj tazelediğini biliyorduk.

Ama yanlış biliyormuşuz. Twitter’daki Ahmet Koca’ya sokakta polisler tarafından atılan meydan dayağına tepki amaçlı attığım mesajım, bir dokun bin ah işit etkisi yaptı. O kadar çok polis dayağına ilişkin hadise dinledim ki, üzeri kapatılan... ümraniye’de 80 yaşında yaşlı bir adama kafa göz dalıp, şikayet dilekçesini kabul etmeyen amirden, “devletin memuru, şikayetçi olmayın bir sonuç çıkmaz” diyen amirine kadar... Anlaşılıyor ki İstanbul emniyet müdürlüğümüz “dayakçı polislerine” sahip çıkma konusunda oldukça başarılı. Üzeri örtülen polis-vatandaş “ilişkisine” bir örnek ... Bu videoyu seyredin bakalım ne hissedeceksiniz?

Görüntüde polisin üzerine çullandığı vatandaş Historia AVM’de işyeri sahibi. Olay şöyle gelişiyor. Sivil giyimli üç “toplum polisi” AVM’nin Bowling salonuna geliyorlar. Önce kapalı mekanda sigara içmeye başlıyorlar, sonrasında orada bulunan kızlara sözlü olarak sarkıntılık etmeye. Personel tarafından “kapalı mekanda sigara içme yasağı” olduğuna ilişkin uyarı alıyorlar ve “eğer içmek istiyorlarsa terasta açık yer olduğu” söyleniyor. Peki karşılık ne oluyor dersiniz. “Biz burada sigara da içeriz, sizin .........”

Sivil giyimli olsalar da “üniformalarına ve kimliklerine” güveniyorlar. Sonrasında bir de takviye güç istiyorlar ve sonuç malum...

Nasıl olsa caydırıcı bir cezaları yok. “Soruşturma başlatılıyormuş-açığa alınıyorlarmış-yargılanacaklarmış” hikaye bunlar, bir müddet açığa alınıyorlar, gözden kayboluyorlar, sonra başka bir ilde, başka bir ilçede ortaya çıkıyorlar.

Devletin “dokunulmazları” arasında yer aldıkları için sürekli devletin “kayırmacı” sistemi bunlar için işliyor.

Oysa en ağır şekilde cezalandırılmalılar.

Emniyet; canımızı, malımızı, namusumuzu güvende hissettirmesi gereken bir kurumdur. Korkularımızı giderecek olandır, korku salacak değil...

Elbette bir de madalyonun öteki yüzü var...

Emniyet’te olumlu yönde bir değişim yaşandığını da görmezden gelemeyiz. Akademi mezunu gençlerle kadrolarda bir kan değişikliği gerçekleşiyor. Ancak henüz hepsinin istenilen düzeyde olmadığını kabul etmek lazım.

Amir-memur-şef-sorumlu ilişkilerinin ve aralarındaki diyalogların da ciddi bir şekilde ele alınması gerekiyor.

Amiri-müdürü personeline iyi davranacak ki, ona bir beyefendi olduğunu hissettirmeli ki, memurlar kendilerinin “sokaklara salınmış” bir eşkıya değil, vatandaşın güvenliğinden sorumlu “emin kişiler” ve “saygın kişiler” olduklarının bilincinde olsunlar.

Amirinden küfür-hakaret işitip aşağılanan polislerin, ellerindeki jop ve biber gazlarıyla bunun acısını vatandaştan çıkartmasından daha doğal ne olabilir ki?

Belli ki son olaydan sonra gündeme geldiği için, Emniyet Genel Müdürü’nün yeni polislere hitaben yaptığı konuşma haberlere yansıdı dün. “Ailenize nasıl davranılmasını istiyorsanız, vatandaşa da öyle davranın” dedi.

Umudumuzu koruyup, bu olaylara “münferit” deyip geçmek istiyoruz elbette.

Ancak, Emniyet içinde suç işleyen polislere yönelik “idari soruşturma”ların iş olsun kabilinden yapıldığına ve ceza davalarında da yargının emniyet mensuplarını vatandaşa karşı “kayırdığından” emin olmayıp kendini emniyette hissetmeyenlerin sayısı artıyor.

Ona göre...

STAR 

Hukuk Haberleri

Gazze eylemlerine hakaret eden Fatih Altaylı hapis cezası aldı
Sinan Ateş cinayeti davasında gerekçeli karar açıklandı
Mülakat sistemi yeni mağdurlar üretmeye devam ediyor: Yazılıda rekor kırdı, mülakatta yok sayıldı!
Bu ne acele! Suriyeli muhacirlere aile hekimliği uygulaması sonlandırılıyor
Cumaya giden işçisini ekmeğinden eden işveren müstehakını buldu