Sen misin Devlet Bahçeli’yi ifadeye çağıran!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi “mağdur” sıfatıyla ifade vermesi için mahkemeye çağıran hâkimle ilgili inceleme başlatılması hukukta “adalet”, “eşitlik” ve “yargı bağımsızlığı” gibi kavramların ne ölçüde geçerli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

HAKSÖZ-HABER

Yargıda Devlet Bahçeli gerilimi, Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Murat Akyol hakkında inceleme kararının alınmasıyla yeni bir aşamaya geldi. HSK tarafından, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye hakaret davasında, Bahçeli'yi mağdur sıfatıyla ifade vermesi için mahkemeye çağıran hâkimle ilgili inceleme başlatıldı.

Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi'nin müdahalesi karşısında boyun eğmeyen ve siyasi bir partinin başkanı olmanın bir kişiye ayrıcalık kazandırmayacağını, anayasa önünde her vatandaşın eşit olduğunu savunan Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Murat Akyol hakkında bu sefer de HSK harekete geçerek inceleme başlattı.

MHP’nin duruma tepki gösterenleri o alışılagelmiş tarzıyla “terör seviciliği” veya “terörist kollayıcılığı” etiketleriyle itham etmesi şaşırtıcı değil. Ama hakim Murat Akyol hakkında başlatılan inceleme kararının haklı olarak o çokça dillendirilen “yargı bağımsızlığı”, “adalet”, “eşitlik” vb. kavramlara olan güveni bir kez daha sarstığı ve kamuoyunun “Bahçeli’ye dokunan yanıyor” kanaatini pekiştirdiği gün gibi ortada!

*

Bahse konu gelişmenin detaylarını içeren haber:

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye hakaret davasında, Bahçeli'yi mağdur sıfatıyla ifade vermesi için mahkemeye çağıran hâkimle ilgili inceleme başlatıldı.

Twitter'da hakarete uğradığı belirtilen MHP lideri Devlet Bahçeli'nin "mağdur" olarak yer aldığı davada, Sakarya'nın Hendek İlçe Adliyesinde görevli hakim Murat Akyol, Ankara Adliyesi'ne talimat yazıp Devlet Bahçeli'nin mahkemeye gelip beyanda bulunmasını, gelmezse hakkında zorla getirilme kararı çıkarılmasını istedi.

Bahçeli'nin ifadeye çağrılması talimatı Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi'ne düştü. Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesi'ne yapılan cevabi yazıya da Hakim Kaya Burak Dumlu, mağdurun bir siyasi partinin genel başkanı ve milletvekili olması, olaya ilişkin doğrudan bir görgüsünün bulunmaması ve suçun da uzlaşmaya tabi olmaması hususları gözetilerek istinabe evrakının yeniden değerlendirilmesini istedi.

İnceleme başlatıldı

Sabah’tan Halit Turan’ın haberine göre; Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesi, bu yazıya karşılık ise Bahçeli'nin beyanının alınmasında ısrar etti. Yazıda hakim "Her ne kadar müşteki milletvekili ve bir siyasi partinin genel başkanı olsa da, kanun ve yargılama önünde normal bir Türk vatandaşından hiçbir ayrıcalığı yoktur. Kanunun getirmiş olduğu uygulama ise müştekinin mahkemece beyanının alınması usulüdür. Bu nedenle yazmış olduğumuz talimat gereğince müştekiye bizzat davetiye çıkartılarak mahkemenizce ifadesi alınmak suretiyle şikayet ve delillerinin sorulması yahut mahkemenize şikayet ve delillerine ilişkin kendisi veya vekili aracılığıyla dilekçe sunar ise de sunmuş olduğu dilekçe ile birlikte talimat yazımızın kapatılarak mahkememize iadesi rica olunur" denildi.

Kararın ardından Hakim ve Savcılar Kurulu harekete geçti. MHP lideri Devlet Bahçeli'ye duruşmaya katılma zorunlu olmağı halde zorla getirilme kararı çıkarılmasını isteyen Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Murat Akyol hakkında inceleme yapılması için HSK Müfettişi görevlendirildi.

MHP, "hukuki yanlışlık düzeltilmiştir" açıklaması yapmıştı

Milliyetçi Hareket Partisi Medya, Tanıtım ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir ise iki gün önce yaptığı açıklamada, sorunun çözüldüğünü ifade etmişti.

MHP’li İsmail Özdemir şunları yazmıştı:

“Bugün bazı basın yayın organlarında Sayın Genel Başkanımızın “mağdur” sıfatıyla Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesince ifade çağırıldığına dair maksatlı haberler yer almıştır.

Aynı mahkeme, Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesine 27.03.2021 tarihinde gönderilen yazı ile “ilgili evrakın işlemsiz olarak iade edilmesi” talebinde bulunmuş, yapılan hukuki yanlışlık düzeltilmiştir.

Sayın Genel Başkanımız ve Milliyetçi Hareket Partisi yargıya saygı hassasiyetini her zaman taşımış ve bu anlamda örnek siyasi tavırlarını sürdürmüştür. Bu konudaki duruşumuz, demokrasimizin değerli emsalleri arasında yer almaktadır.

Durum böyleyken kim oldukları bizim tarafımızdan çok iyi bilenen terör sevici ve kollayıcı medya organlarının meseleyi aslından saptırma amacı taşıyan tutumları kendi kirli suretlerini bir kez daha ortaya koymaktan başka bir netice doğurmayacaktır.”

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!