“Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, onu kendime bağlı kılayım." Onunla konuştuğunda da (şöyle) dedi: "Sen bugün bizim yanımızda (artık) önemli bir yer sahibisin, güvenilir (bir danışman-yönetici)sin." (Yusuf-54)
Hz. Yusuf’un suçsuzluğunu, rüyaları yorumlama bilgisini, kadınlarla ilgili meselenin içyüzünü araştırma noktasındaki isteğinin hikmetini, onun onurluluğunu ve kimseye minnet etmezliğini, kral kesinkes anlamış bulunuyordu. O ki hapisten kurtulmak için ya da koskoca Mısır kralı gibi bir kralla görüşebilmek için can atmamıştı! Tam tersine, söylentilere dayanarak suçlanmış ve haksızca tutuklanmış onurlu bir insana yaraşır biçimde, bedeninin çektiği hapis cezasının kaldırılmasını istemekten önce, söylentilere dayalı bir suçlamanın kaldırılmasını istemişti. Yine kralın huzuruna varmayı istemekten önce, kendi kişiliğine ve savunduğu dine saygı gösterilmesini istemişti.
Tüm bunlar kralın yüreğinde, Hz. Yusuf’a karşı bir saygı ve bir sevgi duymasına yol açmıştı. Bu nedenledir ki kral şöyle diyordu:
“Getirin o adamı bana, onu yakın çevreme alayım.”
Kralın, Hz. Yusuf’u hapisten kendi huzuruna getirmesindeki amacı, ne onu serbest bırakmak içindi; ne de “kral hazretlerinin memnuniyeti”ni ifade ederek onu sevinçten uçurabilmek için!.. Kralın amacı bunların hiçbiri değildi. Hz. Yusuf’u huzuruna getirtmesindeki tek amacı, onu yakın çevresine alabilmek; onu kendisi için bir danışman, bir kurtarıcı, bir dost olacağı bir mevkiye getirmekti.
Öte yanda bizler ise, yöneticiler karşısında onurlarını beş paralık eden insanlar görürüz! Üstelik ne suçlulukları söz konusudur ne de tutuklulukları! Boyunlarına kendi elleriyle boyunduruk geçirirler! Yöneticilerin dikkatlerini kendi üzerlerine çekebilmek ya da onlardan bir övgü sözcüğü koparâbilmek için her türlü şaklabanlığı yapmaktadırlar! Üstelik seçkin bir dost konumunda bile değildirler, sadece yardakçılık ve borazanlık peşindedirler. Bu tür kişileri görünce, ister istemez keşke diyor insan. Keşke bu Kur’an’ı, şu Hz. Yusuf kıssasını okusàlardı da onurluluğun, minnet etmezliğin ve haysiyetin -maddi açıdan bile- gösterişten, yaranmadan ve sevgi gösterileri yapmaktan çok daha yarar sağlayıcı olduğunu anlayabilselerdi!
FİZİLALİL KUR’AN
Mısır hükümdarı, Hz. Yusuf aleyhisselamın suçsuz olduğunu, ilmine ve ahlakına güvenilir bir kimse olduğunu anlayınca, onun, kendisi için faydalı bir kimse olduğu kanaatine varmış ve adamlarına şöyle demiştir: "Yusuf’u yanıma getirin ben onu maiyetime alayım, özel adamlarından olsun."
Hükümdarın adamları Hz. Yusuf aleyhisselamı getirdiler. Hükümdar onunla konuşunca onun şahsiyetini takdir etti ve ona: "Artık sen, bugünden itibaren bizim yanımızda büyük bir mevki sahibi ve kendisine güvenilir birisin." dedi.
TABERİ TEFSİRİ