HAKSÖZ HABER
Dünyaca tanınmış, çocuk yaşta şöhret olmuş Justin Bieber isimli şarkıcı, bir konseri esnasında başına bağladığı başörtü ile sahne alınca dünya gündemini meşgul etti. Seküler yaşamın simgesi haline gelen isimlerden Bieber’ın tarzı, söylemleri, hareketleri ve ruh hali tam olarak modernizmi yansıtıyor olabilir mi?
ABD’de üne, çocuk yaşta kavuşan, ilişkileri ve ilişki biçimleri ile adından söz ettiren, evi, arabaları, gezdiği yerler, yanındaki insanların kim oldukları gibi durumlarla medyanın gündeminden düşmeyen ve şöhretin getirmiş olduğu kameralar önünde olmaktan zaman zaman sıkılan, kızan ama asla vazgeçmeyen sıradan bir ünlü olan Justin Bieber’ın başörtüsü ile sahne alması sekülerliğin hiçbir kuralının olmadığını gösteriyor.
ABD’nin Utah eyaletindeki konserine başörtüsüyle çıkan Justin Bieber’a, kimi haber siteleri ve sosyal medya kullanıcıları, “İslam ve Müslümanlar ile dalga geçtiği” yönünde eleştiriler sunsa da bizce olayın amacı bu olamazdı.
Bieber’ın hayran kitlesine Müslüman ülkelerin de dahil olduğu biliniyor. İnanılması güç bir fan kültürünün oluştuğu Müslüman coğrafyada birçok kişi, “sekülerliği şov ile aktaran” bu isimlere karşı sempati duymaktan başka bir duygu veya düşünce taşımıyor.
Sekülerliğin de hali hazırda hiçbir yerleşik kuralı tanımadığı, her şeyi amacına giden yolda mübah gördüğü hesaba katılırsa olayın, Müslümanların sembol edilebildikleri örtünme ile değil de daha çok “ne giyersem farklı olur ve ses getiririm” anlayışından çıktığı görülebiliyor.
Özellikle şarkıcıların ve sinema oyuncularının söyledikleri veya ne düşündükleri ile değil ne giydikleri ile ilgilenilen tüketim dünyasında, sözün bağlayıcılığı bir tehdit olarak görülüyor. Dile getirilen sözler, “sanatçı” olan bu kişilerin birden bire gözden düşmelerine neden olabiliyor. Hiçbirinin menajeri bu riski almalarını istemez…
Giyim objeleri ise tartışma oluşturur, gündem yaratır, adınızdan veya giydiğinizden söz ettirir… Tüketim objesi olan insan da kendisini üzerine giydiği ile tanıtır, aktarır, sunar…
Müslümanların kimliğini yansıtan tesettür ve başörtü, seküler dünya için sadece bir araç olarak görülüyor. Ve o araçla ne kadar “oynanırsa” o derece yıpratılacağı biliniyor.
Modernliğin ortaya çıktığı ülkelerin, diğer ülkelerden alıp da yok ettikleri, harap hale getirdikleri veya anlamına zarar verdikleri kültürel, dini, sembolik, sosyal, siyasi şeylerin bir listesini yapmaya kalkışırsak bu yazınının yayımlandığı sayfanın altını görmek için çok azımız efor sarf edeceğiz…