Seküler Siyasetin Transseksüel Karakteri

Müslüman topluma, üstelik de Ramazan ayında AB/D’yi ve TÜSİAD medyasını da arkasına alarak nonoşlaştırma operasyonu çekmek izzet ve şereften, akıl ve mantıktan, adalet ve merhametten zerre miktarı olsun nasip alınmadığının göstergesidir.

Kenan Alpay / Haksöz Haber

Türkiye’de olduğu gibi İslam coğrafyasının genelinde sol/sosyalist hareketler işçi-köylü sınıfının haklarını sermaye sınıfına karşı kazanma mücadelesi iddiasında iflas ettiler. İşçi-köylü sınıfı yoktu, sınıf bilinci ise hayal bile değildi. Lakin işçi ve köylülere öncülük edecek Stalinist, Maocu, Enver Hocacı, Troçkist, Titocu örgütler sayılamayacak kadar çoktu. Öyle ki “proleterya devrimi kırlardan şehirlere doğru mu yoksa şehirlerden kırlara doğru mu aksın?” tartışması yüzünden kan gövdeyi götürüyordu.

Türkiye’nin toplumsal yapısıyla sol/sosyalist hareketlerin materyalist diyalektik teori ve silahlı propagandayı merkeze almış politikaları bambaşka mecralarda seyrediyordu. Bu derin çelişki hatta zıtlık sol/sosyalist aktör ve hareketleri bir türlü kopamadıkları Kemalizmin hatta darbe için örgütlenmiş askeri cuntaların kucağına doğru hızlı bir biçimde savurdu.  Bu sebeple hem aydınlanma ve ilerleme ideolojisinin temsilciliğini isnat ettiği Kemalizmle hem de sekülerizmin garantörü saydığı TSK, yargı, akademi, medya hatta TÜSİAD gibi müesses nizamın kurumlarıyla birlikte siyasete ve topluma karşı konuşlanmayı kazanım hanesine yazdı.

Yazının Devamı >>>

Yorum Analiz Haberleri

Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?
Kemalizm’e has bu Laiklik Fransa’da bile yok!