Taha Kılınç / Yeni Şafak
Yürek dayanışması
Afganistan’ın Mezâr-ı Şerif kentinde bulunan başkonsolosluğumuzda hazırlanan 9 Şubat 2023 tarihli bir tutanak… Kunduz vilayetinden altı kanaat önderi, 10 şehrimizi aynı anda etkileyen deprem felâketinin ardından kendi aralarında yardım toplayarak Türk yetkililere teslim etmişler. Tutanakta “nakit ve takılar” başlığı altında şunlar sıralanmış: “200 bin Afgani (2 bin 235 dolar), 13 adet gümüş bilezik, 5 adet gümüş yüzük, 3 adet gümüş kolye, 1 adet küpe, 12 adet sikke.”
Gözlerinizi kapatın ve tahayyül etmeye çalışın: Savaşlarla, doğal afetlerle ve fakirlikle on yıllardır hırpalanan bir ülkenin ücra bir köşesinde, Türkiye’deki acıyı dindirmenin derdine düşmüş bir avuç insan… Kollardan, parmaklardan, kulaklardan çıkarılıp masaya konan mütevazı ziynetler… Bunun adı neydi?
Kosova’nın Prizren şehrindeki bir camide, “Türkiye’ye yardım!” dendiğinde de aynı manzara yaşandı. Cemaat elini cebine attı, son kuruşuna kadar verdikçe verdi. Bir yüzük ve birkaç küpe de düştü yaygının üstüne. Buna ne söylenirdi?
Ya iki göz gecekondusunda nesi var nesi yoksa arabasının üstüne ve bagajına istifleyip, döşeklerin kenarına bir de Türk bayrağı iliştirerek “gardaş”larına yardıma koşan Azerbaycanlı Server Beşirli? Sergilediği şey kardeşliğin, samimiyetin, infakın ve imanın zirvesi değil miydi? “Yokken verebilmek” ne demekmiş, hepimize göstermedi mi?
Mescid-i Aksâ’da pazartesi sabahtan bu yana her vakit namazının ardından binlerce Müslümanın katılımıyla kılınan gıyâbî cenaze namazları… Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevî’de dünkü cuma hutbelerinin Türkiye ve Suriye’deki depremlere ayrılması… Sadece Suudi Arabistan’da, başlatılan yardım seferberliğinde toplanan miktarın kısa süre içinde 900 milyon liraya ulaşması… Kahire’deki Ezher Üniversitesi yönetiminin daha ilk gün hızlıca meseleyi gündeme taşıyarak yardım kampanyalarına girişmesi… Sudanlı yetimlerin indirdiği hatimler, enkazın altından daha fazla canın sağ çıkabilmesi için ettikleri gözü yaşlı dualar… Endonezya’dan Fas’a, Özbekistan’dan Güney Afrika’ya, dünyanın her yerinden Müslümanların acımıza ortak olmaları, dualarıyla, yardımlarıyla, sosyal medya paylaşımlarıyla kardeşliği hepimize yakından hissettirmeleri… Her ülkeden koşup gelen arama-kurtarma timleri…
Yukarıda çok azını sıralayabildiğim böyle sayısız örneğe bakınca, Türkiye içindeki bazı odakların felâketi siyasî fırsata çevirme çabalarına, provokasyonlarla milleti birbirine düşürme gayretlerine ve yaydıkları yalan haberlerle sosyal dokumuza kastetmelerine üzülmemek elde değil. Bir diğer nokta, söz konusu dezenformasyonlardan bir kısmının düpedüz İslâm ve Müslüman alerjisinden kaynaklanıyor oluşu. Onlarca STK ilk dakikalardan itibaren işe koyulmuşken, “İslamcı STK’lar meydanda yok” diye paylaşım yapan, ardından görüntülü delillerle bu yalanı çürütüldüğü halde tweetini hâlâ silmeyen biri, başka hangi motivasyonla hareket ediyor olabilir? Felâketin büyüklüğünden dolayı sahada yaşanan organizasyon eksikliklerini genel bir çöküş havasında yansıtan, sonra da lafı Müslümanlara getirip “Bunlara hiçbir şeyinizi vermeyin, hepsi yalancı” diyen birinin tavrını başka nasıl yorumlayabiliriz?
İslâm coğrafyasının hemen her noktasını adımlamış, bazı bölgelerinde yaşamış ve hâlâ da aktif şekilde oralarla ilgilenmeye çalışan biri olarak şunu söylemem gerekiyor: Seküler kesimi bizim kadar Müslüman düşmanı ve İslâm konusunda cahil olan ikinci bir İslâm ülkesi yok. Diğer ülkelerde İslâm, en azından “kültürel” açıdan saygı görüyor. Bizdeki lâdinî güruh, Müslümanlığın her türlü tezahürüne açıkça düşman… İnsanî felaket bile dinlemeyen, cesetlerin üzerinde tepinecek kadar şuurunu yitirmiş, her türlü yalanı da mubah gören bir düşmanlık üstelik…
Ne yapacağız? Elbette kendi gündemlerimize odaklanmaya devam edeceğiz. Dilimizde dua ve istiğfarla, eylemlerimizde tevbe ve ıslahla, imkânlarımızın son noktasına kadar infaka koşacağız, paylaşacağız, paylaştıracağız… Kunduzluların, Prizrenlilerin, Server Beşirlilerin, Kudüslülerin, Sudanlıların ihlâsıyla… Dâhilî fitnecilere hiç kulak asmadan, hariçten ulaşan dualar, gözyaşları ve hüsn-ü zanlar hürmetine…