Seküler insan anlam krizine "yoga" ile çare arayacak kadar çaresiz!

Ergün Yıldırım seküler insanların içine düştükleri anlam krizine çaba olarak ortaya çıkıp popüler olan yoganın muhtevasını inceliyor.

Ergün Yıldırım / Star

Yoga ile gelen seküler maneviyat

İkinci Everest Uluslararası Yoga Sporlarının şampiyonluğu, bu yıl Nepal'de düzenlendi. İslam maneviyatına(tasavvufa) karşı mesafeli duran Suudi Arabistan'ın yoga takımı da bu yarışlara katıldı. Beş madalya kazandı: Bir altın, 3 gümüş ve bir de bronz.

Yoga, sadece spor olarak yayılmıyor. Aynı zamanda kültür ve maneviyat(inanç) olarak da yayılıyor. Türkiye'de bunu görüyoruz. Çeşitli gruplar, kamplar, yoga merkezleri, inziva festivalleri ile ortaya çıkıyor. Recep İvedik'in ilk filmlerinden yoga ile dalga geçerek tepki gösterilen eylemler artık toplumsal ve küresel bir eğilim olma yolunda.

Ünlü bir şarkıcı yoga ritüeli anında "Ben kendimi seviyorum" diye sürekli tekrarlarda bulunuyor. Kendimi seviyorum, ben mutluyum, ben, ben, ben. Bireyi vurgulayan onun gelişimini ve ruhsallığına odaklanan bir düşünce ve inanç. Yemek de çok önemli bir olgu. Bütün inançlarda yenmekle ilgili önemli kurallar var. Yahudilik ve İslam'da bu daha da belirgin. Yoga yemekler konusunda belli inanış ve tutumları öneriyor:

"Yemekler ve atıştırmalıklar doyurucu, sağlıklı, doğal sebze, glütensiz tahıl ve rafine şekersiz ürünler ve meyvelerden oluşacaktır; eğitim boyunca hayvansal ürün, siyah çay ve kahve kullanılmayacaktır".

Yogada çok geniş pratikleri var. Çocuk yogası uzmanlığı, yoga oyunları, nefes ve farkındalık, görsellemeli meditasyon... Kurslar, kamplar, aile odaklı performanslar, eğitmen eğitici yogalar... Bunlardan bazıları şöyle: "40 saatlik Güneş Ay Yoga Okulu ve uluslararası geçerli YACEP (Yoga Alliance Continuing Education Provider) sertifikası, 32 saat uygulama & teori, 8 saat staj ve ödevler; Staj; 3 ders grup içi, 4 ders çocuklarla uygulamayı içeriği".

Eğitime çok önem veriliyor. İnanışlar ve ritüeller belli eğitim programları içerisinde gerçekleşiyor. O kadar çok "ben" vurgusuna ve bireysel gelişim anlatısına rağmen ciddi bir cemaat(community) dayanışması ile karşılaşıyoruz. Kolektif aidiyet duygusu öne çıkıyor. İşte bunu gösteren bir anlatı: "Eğitimin interaktif bir şekilde olması her an devamlı bizlerinde programın içinde olmamızı sağlaması bana en iyi gelen kısımlardı. Ortamımızın samimiyeti Sema Hoca'nın bizimle kurduğu iletişim her an yanımızda olduğunu hissettirmesi bana çok iyi geldi. Fark ettiğim en özel durum ise aldığımız eğitimin bizlere belki ömür boyu sürecek dostluklar kazandırması oldu"( Milli Sporcu Y.Y). Ortamla samimiyet, ömür boyu sürecek dostluklar kazanma gibi ifadeler bunu yansıtıyor. Zaten inziva yolculukları, otellerdeki eğitimler, yürüyüş ve geziler tamamen gruplar halinde gerçekleşiyor. Bu nedenle yoga bir cemaattir aynı zamanda.

Yoga cemaatinin şarkı-ilahi müzikleri de varMangalam şarkı-ilahisi bunlardan birisi. Doğanın tahrip edilmesine karşı yakılmış bir ağıt sanki. Türkçe çekilen, ama orijinal diliyle( Hintçe) okunan klipteki görüntüler bunu anlatıyor. Dans eden yarı çıplak iki erkek ve yine yarı çıplak bir kadın. İlahiyi söyleyen kadın ve ayrı karelerde hüzne ortak olan Çetin Demirtaş( önemli bir Yoga biyografisi ve kişiliği) tarihi harabeler üzerinde geziniyor. Çetin Çetindaş, turuncu Budist rahiplerin elbiselerini andıran bir elbise giymiş. Hüzünlü, düşünceli ve mistik bir hal içinde. Bazen de ilahiye mırıldanarak eşlik ediyor.

Yoga, programlarını özellikle Ege'nin tarihi ve turistik sosyolojisi ile birleşerek yürütüyor. İnanç ve ritüel, şahsi ruhsal yüceliş ve benlik turizmi eğlence dünyasıyla bütünleşiyor. Gruplar halindeki eğlence ve dünyevi ilişkileri de bagajında tutuyor. Dikkat çekici olan ise seküler dil kullanmaya özen göstermesi. Bu nedenle Yoga, "seküler maneviyat" olarak tezahür ediyor. Türkiye'de İslam maneviyatının düşüşüyle ortaya çıkan boşluğu doldurmak istiyor.

Yorum Analiz Haberleri

Görsel kültürün fıtrata etkisi
Ümmetin ihyasında öğretmenlerin rolü
Kâbe acilen bu müptezellerin elinden kurtarılmalıdır!
“İsrail neden bir haydut devlettir?”
CHP ile laiklik anlayışınız farklı, peki Anıtkabir anlayışınız aynı mı?