Şehit Usame Bin Ladin için Fatih'te Gıyabi Cenaze Namazı Kılındı

ABD özel kuvvetlerinin Pakistan’ın Abbottabad şehrinde gerçekleştirdikleri kanlı baskında Usame bin Laden ve beraberindekilerin katledilmesi Fatih’te kılınan Cuma namazı sonrasında protesto edildi.

Fatih Camii'nde kılınan Cuma namazı sonrasında tekbirler ve sloganlarla caminin ön avlusunda saf tutan Müslümanlar, ABD terörünü lanetlediler.

Usame bin Laden'in yanı sıra yakın dönemde Afganistan ve Çeçenistan'da şehit edilen mücahitler ve dün Yüksekova'da şehit edilen Ubeydullah Durna için gıyabi cenaze namazı kılındı.

Ahmet Turgut Ulucak'ın sunumunu yaptığı eylemde ABD'yi protesto eden pankart ve dövizler ve Usame Bin Laden'in fotoğrafları taşındı. Eylem boyunca "Katil ABD, Mücahit Usame!", "Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi!", "Şehitlerin Yolunu Sürdüreceğiz!", "Emperyalizm Yenilecek İslami Direniş Kazanacak!", "Yaşasın İslami Mücadelemiz!" şeklinde sloganlar atıldı ve sık sık tekbirler getirildi.

"ABD'nin Sevincine Sevinmek Vicdansızlıktır!"

Eylemde topluluğa hitap eden Rıdvan Kaya, emperyalistlerin gerçekleştirdiği katliam karşısındaki farklı tutumlara dikkat çekti. Günlerdir TV ekranlarında ve gazete köşelerinde direnişçilerin ve eylemlerinin tartışıldığını söyleyen Kaya, ne hikmetse Siyonistlerin, emperyalistlerin gerçekleştirdikleri katliamların, işgallerin, işkencelerin konuşulmadığına dikkat çekti. Köşe yazarından siyasetçisine birçok kişinin ABD'nin sevincine ortak olmasının, bu saldırıdan memnuniyet duyduğunu açıklamasının içler acısı ve utanç verici bir durum olduğunu belirten Kaya, Müslümanların emperyalistler ve direnişçiler arasındaki kavgada direnişin yanında olması gerektiğini söyledi.

"Öncelenmesi Gereken Zalimlere Karşı Tavırdır!"

Amerikan saldırganlığının ayyuka çıktığı bir ortamda Müslümanlarca gerçekleştirilen eylemlerin tartışmaya açılmasının yanlış olduğuna dikkat çeken Rıdvan Kaya, emperyalizmin suçunu örtme çabalarına alet olmamak gerektiğini hatırlattı. Kaya, bugün yöntem tartışmaları yapmanın yanlış olduğunu, bunu kendi içimizde her zaman yapabileceğimizi, yapmamız gerektiğini ama gelinen aşamada zalimlere karşı tavrın öncelenmesi gerektiğini vurguladı.

"Emperyalistler Tarihin Çöplüğüne Atılacak!"

Rıdvan Kaya, Usame Bin Laden'in naşına yapılan saygısızlığa da dikkat çekerek Amerika'nın "İslami usullere göre kefenledik!" söyleminin Müslümanları tahkir ve aşağılama anlamına geldiğini söyledi. "Emperyalistler direnişçilerin cesetleriyle oynayabilirler, en fazla denize gömebilirler ancak direnen Müslüman halklar inşallah emperyalizmi tarihin çöplüğüne gömecekler." diyen Kaya, onların ölülerinin cehenneme, Müslümanların ölülerinin ise cennete gideceğini hatırlattı. "Afganistan'da, Irak'ta yaşananlar emperyalizmin yerinin tarihin çöplüğü olduğunu göstermiştir." diyen Kaya, ayrıca Yüksekova'da şehit edilen Mustazaf-Der Yüksekova Şubesi Başkan Yardımcısı Ubeydullah Durna için de Rabbimizden rahmet diledi.

Eylem, Hamza Er tarafından okunan basın açıklamasıyla devam ederken, Ahmet Turgut Ocak'ın yaptığı dua ile sona erdi. Eylemde ayrıca Amerika, İsrail ve İngiltere bayrakları yakıldı. Basın bildirisinin tam metni aşağıdadır.

HAKSÖZ-HABER


Fotoğraflar: Büşra Bulut / Haksöz-Haber

EYLEMDE OKUNAN BASIN BİLDİRİSİ:

Usame bin Ladin'in Şehadeti Mübarek Olsun!

Emperyalist ABD işgal ordusu işgal ettiği 2001 yılından itibaren Afganistan ve Üs olarak kullandığı komşusu Pakistan'da birçok insanlık dışı uygulamaların baş sorumlusu olmuştur. Haince sürdürdüğü hava bombardımanlarında on binlerce masum sivilin hayatını kaybetmesine sebep olan saldırıların müsebbibi olan ABD güçleri, ayrıca bu topraklarda yürüttüğü gizli operasyonlarla da keyfiliğin, hukuksuzluğun yani müstekbirliğin örneklerini sunmuştur.

Son olarak, 1 Mayıs gecesi Pakistan'ın Abbotabad kentinde işbirlikçi Pakistan yönetimi güçlerinin mihmandarlığında bir eve saldırı gerçekleştirmiş, ev halkının ölüm haberini tüm dünyaya büyük bir zevk ve heyecanla duyurmuşlardır. Bu heyecanın sebebi, öldürdüklerini iddia ettikleri kişinin emperyal projelerine karşı koyan İslam ümmetinin direnişçi yiğit evladı Usame bin Ladin olmasıdır.

ABD kaynaklarından yapılan çelişkili açıklamalar kafa karıştırsa da, Usame Bin Ladin'in bu operasyon sırasında mı yoksa çok daha önce mi şehit olduğu sorgulansa da burada önemli olan ABD'nin bir ülke topraklarına istediği zaman girip katliamlar gerçekleştirme küstahlığı, bu olayı dünyaya duyurma şekli ve ortaya konan tepkiler olmalıdır.

Amerika'nın "demokratik" yönetimi ve onu destekleyen, emperyalist soygunlarla beslenen vatandaşları, yıllardır başına ödül koydukları Usame Bin Ladin'i alçakça katletmelerini bir bayram sevinciyle kutlamışlardır. İnsana ve Rablerine yabancılaşarak düştükleri hayvandan aşağı konumlardan rücu edip, ıslah çabası göstermesi gereken emperyalist devletler ve destekçileri olan halklar, mazlum halkların kendilerinin bu zulümlerine karşı direnen evlatlarını katlettikleri için bayram yapacak kadar alçaldıklarını bile fark edememektedir. Oysa tüm erdemli halklar gibi ABD vatandaşlarının da gözündeki perdeyi kaldırarak kendi yönetimlerine isyan etmeleri, yalan ve zulümlerinden bıktıklarını haykırmaları gerekmekteydi.

"Ya bizden olacaksınız, Ya onlardan" tehdidinin etkisiyle Usame Bin Ladin'in şehadet haberiyle ilgili kendisine mikrofon uzatılanlarda ABD vatandaşlarından farklı bir durumda olmadıklarını ortaya koymuşlardır.

"Su testisi su yolunda kırılır", "Usame cezasını buldu, adalet yerini buldu" açıklamalarının tarafının bu ülkenin parlamento başkanı ve dışişleri bakanı olması dikkat çekicidir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'de aceleyle verdiği beyanatında, Usame Bin Ladin'i "terörist başı" ilan edip, ölümüne sevindiğini, büyük memnuniyet duyduğunu kolayca ifade etmiştir.

Vatikan dahi siyaseten bile olsa, "bir insanın öldürülmesinden memnun olunamayacağı" açıklaması yaparken, Abdullah Gül'ün katil emperyalist ordular tarafından şehid edilen bir Müslüman hakkındaki, emperyalist jargonlara dayalı açıklaması, dünyanın en tehlikeli ve sofistike hareketini ilan etmesi ve memnunluk duyduğu açıklamaları ibret vericidir.

ABD ve NATO'nun katil ordularının safında asker bulundurarak onlarla işbirliği içerisinde olan Türkiye'nin resmi heyetleri tarafından ortaya konan yaklaşımları adalet ve vicdanla asla bağdaşmamakta, halkı temsil etmemektedir.

Bizler Usame Bin Ladin'i Müslüman halkların hak ve özgürlüklerinin gasp edilmesine karşı direnişin bayrağını yükselten bir mücahit olarak tanıyoruz. İlk dönemde, İslam düşmanı Rus işgalcilere ve daha sonra da ABD katil güçlerinin işgaline karşı onurlu bir mücadeleye, ilkeli bir duruş ve büyük fedakarlıklarla öncülük ettiğine şahidlik ettik.

Sürekli takip edilmeye ve tedaviye muhtaç ağır hastalıkları olan bu yiğit Müslüman pek çoğumuzun göze alamayacağımız büyük fedakârlıklarla mağaralarda yaşamayı, ölüm kusan silahlara göğsünü siper edip mazlum Müslüman halkların haklarını savunmayı ve Allah'ın hükmüyle hükmedilen adalet vasatını sağlamayı ve böylece Allah'ın rızasını kazanmayı hedef edindi. Bu kadar zor şartlarda, hastalıkları sebebiyle de ölebilmesi mümkün iken, Rabbi de ona layık olduğu şehadeti, hem de en büyük İslam düşmanı ABD'nin katil askerlerinin elinden lütfetmiş, onu layık olduğu izzetli bir ölüm olan şehadetle şereflendirmiştir.

Bu süre zarfında bizlerinde içine sinmeyen eylemler görülmemiş değildir. Onun ya da ismi geçen örgütün adı kullanılarak yapılan yanlış eylemlerde ne kadar dahli var bilinmemektedir. Hangi şartlarda yaşadı, hangi zorluklar karşısında ve ne tür sıkıntılar içinde hangi hataları yaptığına dair somut bilgilerimiz elimizde yoktur. Bu eylemler, kendisinin mi kendisine sempati besleyenlerin tercihleri miydi bilinmemektedir.

Fakat ne olursa olsun tüm bu yaşananların faturasının kesileceği yer asla direnenler olmamalıdır. Mazlum halkların çocuklarının bu çığlığı anlaşılmaya çalışılmalıdır. Bu tür eylemler, mazlum halkların, kendilerine yönelik on yıllardır süregelen emperyalist işgal, istila, sömürü, zulüm, işkence, tecavüz ve katliamların etkisiyle ortaya konan ve son derece haklı gerekçelere dayanan itirazlardır.

Bu sebeple, emperyalistlerin gerçekleştirdikleri zulümlerin altından yükselen çığlık değil, öncelikle bu canhıraş çığlığa yol açan bunca zulmü ve katliamları yapanlar, emperyalistler sorgulanmalıdır.

Bizler Usame Bin Ladin ve tüm mücahidlere terörist yaftası vuranlara seslenmek istiyoruz. Topraklarını, şerefini, namusunu, dinini müdafaa etmeye çalışanlar, yeryüzünün İslamın huzur ve esenliğine kavuşabilmesi için mücadele edenler terörist değildir. Zalim emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin yönlendirmesiyle imana, adalete ulaşamayan halkları bu batıl engellerden kurtarabilmek için mücadele edenler terörist değildir. İnsanlığın korkusuz, müdahalesiz rahatça tercihini yapabileceği ortamların oluşabilmesi için mücadele edenler terörist değildir. Asıl terörist ayak bastığı kıtasında milyonlarca Kızılderili ırkını katledenlerdir. Asıl terörist Hiroşima ve Nagazaki ye atom bombası atıp toplu katliamlar yapanlardır. Asıl terörist, Vietnam'da, Irak'ta, Afganistan'da katliamlar gerçekleştirenlerdir. Asıl terörist, dünyanın her yerini açık hava hapishanesine çeviren, bir çok ülkenin topraklarında ve hatta deniz üstlerinde işkence haneler oluşturanlardır. Asıl terörist, bu çağın insanlarına ebu gureybleri, guantanamoları, Bagramları yaşatanlardır. Asıl terörist ABD ve emperyalist politikalarının takipçileridir.

Bundan dolayı terörle değil, mücahitlikle andığımız Usame Bin Ladin ve tüm şehitlerimizin şehadetlerini tebrik ettiğimizi belirtmek istiyoruz. Allah'ın izniyle, şehid Usame Bin Ladin, emperyalizme, küfrün küresel ifsadına karşı onurlu bir direnişin simgesi olarak tüm Müslümanların gönüllerinde yaşayacaktır. İnşallah ümmetin fertleri, aynı direniş ruhunu, ümmeti tevhidi ölçülerde bağımsız ve izzetli günlerine tekrar kavuşuncaya kadar sürdüreceklerdir.

Allah rahmet ve mağfiretiyle muamele eylesin.

TÜRKİYELİ MÜSLÜMANLAR

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi