“Şehid”, “şahidlik”.. “Allah yolu”nda öldürülmek..
Hz. Ali şehiddir ama, mesela en çok savaşa katılan Halid b. Velid şehid değildir..
Şehid kelimesi Arapça, dini anlamı olan bir kavram..
Devlet “şehid”lik kavramının içini boşalttı. Asker ve polis öldürülünce “şehid” sayıldı. Şehidlikler bu insanlarla dolu.. Adam ateist de olsa, öldürülmüşse şehid sayıldı.
Öyle insanlar ki, eğer onlar şehid ise Dink niye şehid olmasın! Bu ironik bir soru.. Müslümanlar açısından baktığınızda, birine yanlışlıkla dini bir paye veriliyorsa, ötekine niye verilmiyor?
Bu sadece dini bir paye de değil, sosyal bir statü ve maddi imkan da sağlayan bir durum.. Bu açıdan baktığınızda, asker ve polise tanınan bir statü niye sivil ya da bürokratlara tanınmasın, belediye çalışanlarına, koruculara, zabıtaya niye tanınmasın?
Burada asıl sorun Dink’in şehid sayılıp sayılmaması değil, laik bir devletin dini bir kavramı siyasi olarak kullanıp kullanamayacağı konusunun irdelenmesi gerekir..
Olması gereken, devletin birini şehid ilan etme yetkisinin kaldırılması, yerine “devlet onur payesi” gibi bir statü sağlanması gerekir.. Bu statü de, her hangi bir kesime has kılınamaz.. Onur payesi almak için ille de asker ya da polis olmak gerekmez.. Mesela asker ve polis için, silah kullananlar için, “devlet yüksek onur ve feragat nişanı”, kamu çalışanları için “devlet yüksek sadakat nişanı”, siviller için ise “devlet yüksek liyakat nişanı” verilir.. Mevcut şehidlikler olduğu gibi kalır, yeni bir bölüm ya da alan açılır. Devlet yüksek onur ve liyakat sahipleri için anıt mezarlar inşa edilir.. Sadece mezar değil, girişte bir oda açılıp anı defteri, nişan sahiplerinin bu nişana niye layık görüldükleri ile ilgili, belgeler ve fotoğraflar sergilenir. Bunlar internetten de yayınlanır..
Belki bunun için devlet nişanları üst kurulu oluşturulur, yasama, yürütme, yargı, TSK, STK, dini toplulukların temsilcilerinden oluşan bir kurul oluşturulur..
Resmi törenler genel usule göre, arzu edilirse, dini kurumlar tarafından ayrıca dini törenler yapılır..
Madem bu iş gündeme geldi, bu vesile ile bu konunun çözülmesi gerekir..
Evet “Kubilay şehidse, Dink de şehid” olabilir. Ancak bu ironik kurnazlığın ötesine geçip, önce toplumsal olarak “devrim şehidi” gibi maskaralıklardan kurtulup, işi ölü seviciliğine de götürmeden, ya da kör ölür badem gözlü olur gibi bir havaya da girmeden, bu statü sorununun farklı bir yöntemle çözülmesi gerekir..
Bana kalırsa şu hava ve kara kriptolarını yazdıkları için öldürülen mühendislere de ayrı bir paye verilmesi gerekir.. Devlet şehidliği kendi tekeline almamalı ve her şehide de illa devlet tarafından bir paye verilmemeli.. Yurtdışında öğrenim görürken vefat eden ya da başka ülkelerdeki insani yardım faaliyetleri sırasında hayatını kaybeden arkadaşlarımız da şehid olmuş olabilir bana göre..
MHP de, BBP de konuya farklı açılardan bakıyor. Özellikle BBP’nin, devlet adına görev yaparken fedakarlıkta bulunan ve hedef seçilen, can ya da organ kaybına uğrayanlara devletin sahip çıkması, onlara maddi koruma yanında bir vefa örneği olarak paye verilmesi gerektiği konusunda kendi çözümünü de belirtmesi gerekir.. Ben ise farklı açıdan bakıyorum. Bozdağ’ın yaklaşımı da çok pragmatik.. Diyanet konuya siyasi açıdan değil, dini açıdan bakacaktır. Bu bakış devletin bütün tasarruflarını bağlamaz. Eğer devlet görevi yaparken, devlete hizmet ettiği için bir kişi hedef seçilmiş ve öldürülmüşse elbette buna birtakım hak ve statüler sağlanabilir ve bu da doğru bir tasarruf olur. Ama bunun adının “şehidlik” değil, onur payesi şeklinde olması gerekir.. Ve bu konuda Bozdağ’ın sözünü ettiği eşitlik ilkesi doğru bir yaklaşımdır..
Bütün insanlığın hayrına olmayan bir çözüm önerisi benim önerim olmayacaktır. Çünki, ben alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyim. Ve ben bir Müslümanım. (Elhamdülillah).
Laik devlet, dini bir unvanı kendi tekeline almaktan vazgeçip, yurttaşlarının onurlarına sahip çıkmak adına, bu konuda yeni bir düzenleme yapması gerekir.. Tabii CHP, MHP ve BDP’ye rağmen.. CHP Deniz Gezmiş’in, BDP dağda öldürülenlerin şehid edilmesini isteyebilir.. MHP’ye göre herhalde mevcut uygulama en iyisi olsa gerek.. Hem laiklik, hem dindarlık.. Selâm ve dua ile..
YENİ AKİT